NATO-FETÖ darbe girişiminin ardından ortaya çıkan ayrıntılar, insanı dehşete düşürüyor. Ayrıca da, bazı sorulara cevaplar bulunuyor.
Herkesin sorduğu sorular var mesela:
"Cemaat" denen bu örgüt neye inanır?
Hangi inanç sistemi insanları böyle "Zombi" yapar?
Gülen ne yapıyor da insanlar bu hale geliyorlar?
"Cemaat" adlı örgüt ne okur? Gibi…
Şimdi anlatacaklarım bu soruların cevapları olacaktır. O zaman göreceksiniz ki, aslında FETÖ sadece kurumlara sızmamış, beyinlere ve inançlara da sızmış!
Ve bazılarının paniklemeleri, panikledikçe sağa sola saldırmaları, ülkenin düşmeyen tek kalesine, Baş kalesine toslamaları bundan?
Anlatılanlara göre;
Acıbadem Muhtarını gözünü kırpmadan vuran "Nurcu" yüzbaşı, bir büfeden su alıyor. Suyu oturarak ve üç yudumda içiyor. Yani birkaç dakika önce, masum bir insanı öldüren kişi, su içerken sünnete uyuyor. Bir taraftan adam öldürüyor, öbür taraftan sünneti uyguluyor!
Şu garabete bakar mısınız!
Size hangi inanç silsilesini hatırlattı?
İyi düşünün bulursunuz!
14 asır öncesine gidin, sonra Emevi dönemine, daha sonra da Osmanlı dönemine gelin.
Siz düşünürken ben başka ayrıntıyı daha hatırlatayım: 15 Temmuz gecesi, özel harekâtçıları öldürüp cüzdanlardaki paraları dahi alan FETÖ'cü-Nurcu askerlerin sözde komutanının "Ölenlere dua edin ve alınan paraları da sayın, geri ödeyip helalleşeceğiz" dediği aktarılıyor.
Yani onca canı almışlar, yetmemiş, paralarını almışlar, sonra da onlara dua ediyorlar. Hatta ölenlerin şehit olduğuna inanıyorlar. Madem ölenler şehit, öyle ise öldürenler cehennemlik… İşte ölenin de "cennetlik" olduğunu inanıyorlar, öldürenin de!
Bu inanç İslam olabilir mi?
İslam değil ama çok tanıdık!
Adamlar nerdeyse öldürüp cennete gönderdikleri için, ödül isteyecekler. Peki, bu ruh hali veya bu inanç nasıl açıklanır?
Katiller, Allah için öldürdüklerine inanıyorlar!
pes doğrusu! Yani, "öldürdüğüm cennete gidiyorsa, ben kesin cehenneme giderim" diye aklına hiçbir şey gelmiyor. İmanın zerresi olmadığından sorgulama sıfır. Allah için(!) Müslüman öldürmeye devam ediyorlar!
Hâşâ sümme hâşâ?
"Çalıyor ama Allah için çalıyor!" diyenleri de hatırladım nedense!
"Allah için(!) öldüreni" gördük ki, "Allah için(!) çalan"ı hepten unuttuk!
Öyle hale geldik ki "Allah!" diyenden korkuyoruz, bu ne hal ya Rab!
İşte bu arızalı inanç bizi Suriye bataklığına soktu. "Şiilerin öldürülmesinde bir mahsur yok dedirtti bazılarına. Bir düşünün, IŞİD, "İslam'ı getirdiği" için öldürdüğünü söylüyor. FETÖ, devleti "ele geçirdiği" için öldürmeyi hak görüyor.
Fark ne?
Hiç.
Demek ki Amerikan İslamı'nda, Müslüman'ı öldürmek var. IŞİD ve FETÖ örnekleri ortada? Peki, hep Amerika'mı suçlu!
Cübbeli'nin "Ehl-i Sünnet" listesinde, Feto'da var, cemaati de?
Bunlar hep birlikte Ehl-i Sünnet'ti!
Cübbeli "Haydar Baş, Ehl-i Sünnet değil" derken, doğru söylüyor aslında!
Prof. Dr. Haydar Baş, Amerikan Sünni'si değil. O İmam-ı Azam ve İmam-ı Şafi gibi bir Sünni. Eğer bu zevata "Sünni" diyorsak tabi. Çünkü mezhep imamlarımızın hepsi Ehl-i Beyt taraftarı.
Bu yüzden Baş Hoca, "her kim masum bir Müslüman'ın ölümünde bir harf kadar dahi sorumlu olsa, cehennemliktir" hadisini son beş yıldır, hemen her gün hatırlattı.
Suriye yönetimini "Şii" yalanı ile devirmek isteyenlere karşı durarak, bu hadis ile uyaran Baş Hoca, aslında içimizdeki "suni" kafaları değiştirmek için büyük uğraşlar verdi. FETÖ saldırı altındayken, cübbeli bağırıyor, niye dersiniz!
FETÖ'ye vurdukça Cübbeli ağlıyor neden!
"Ehl-i Sünnet" dedikleri "sunilik" tehlike altında çünkü. İktidarın "Osmanlıca" açılımına FETÖ hayrandı mesela. Hem de kavgalı oldukları halde. Atatürk Osmanlıcayı kaldırarak, nesli Said-i Nursi fitnesinden korudu. Ama FETÖ, koruma duvarlarını, NATO darbeleriyle aştı.
Sorun mezar taşı okuyamamak değil, Sait Nursi'nin saçma Sözleri'ni okuyamamak!
Danışmanları Sayın Cumhurbaşkanımızı ne yazık ki hep yanılttı. FETÖ denilen bu "Cemaat" iyi bir 'Osmanlıcı'dır. İktidarla kavgalı oldukları dönemde iktidarın bir: Suriye politikasını, iki: "Osmalınlıcı" açılımını, üç: Rus uçağını vurma işini, hep müdafaa etti. Bir de Barzani politikalarını, hep destekle verdi.
Gelin bir karar verelim!
Darbe yaptılar diye asker okulu kapatmanın, bedelini ileri de ağır öderiz. Demedi demeyin! İslam anlayışımızı gözden geçirelim. Sakatlık bizim İslam anlayışımızdan. "Öldürmek" İslam olamaz. Bunun istisnası ancak meşru müdafaa halleridir.
Bebek öldürmeye "İslam" dersek, "devletin geleceği" safsatasına sığınırsak, Ebusuud Fetvası'nı Allah'ın ayetlerinin üstünde görmeye devam edersek, inancımız daha çok darbeler alır. İnanın FETÖ olsun, IŞİD olsun, Nakşî İsyanları olsun, hemen hepsi, Emevi zihniyetini referans almışlardı.
Evlat katli konusu da dâhil?
"Ele geçirme, İslam'ı getirme" gibi kavramlar ABD ürünüdür. İslam gelmez veya getirilmez. İslam'a gidilir, girilir ve teslim olunur.
İslam hayattır. İslam aşk ve sevdadır. Ahlaktır. İbadettir. Hayır hasenattır. Emniyettir. Elinden ve dilinden insanların zarar görmemesidir. O yüzden, gerçek İslam'a dönelim. Ehl-i Beyt İslam'ına? Yunus, Mevlana, Hacıbektaş anlayışlarına…Bu milletin ana hamuruna dönelim. Yani, Prof. Dr. Haydar Baş Tezi'ne? Alevi Sünni veya Şii-Sünni, hep birlikte Ehl-i Beyt'iz demedikçe, ne dünya da ne ahirette kurtuluş imkansız.
Ehl-i Beyt'im Nuh'un gemisi gibidir, binen kurtlur, binmeyen helak olur. Bu geminin anadolu kaptanı Hünkar Hacıbektaş-ı Veli'dir. İyisi mi, canlar bir olalım!
Emin olun, Müslüman; İslam'ın ayarlarına, Devlet de; kuruluş ayarlarına dönmedikçe, bu ülkede ne huzur olur, ne de varlığımız devam eder. Atatürk'le olun, Haydar Baş'la kalın!
NOT: Müsaadenizle bir kaç gün yazamayacağım. Yaylalara, dağlara çıkacağım, görüşmek üzere…