Normal şartlarda, yandaş kanalları izlemem.
Tartışma programları hariç tabi? Onlara bakmasam, kimin ne saçmaladığını bilemem!
Akşam elimde kumanda gezinirken, şu otelci hatibe rastladım. Kerbela'yı anlatıyor.
Aman Allah'ım!
Ne dinleyenlerde bir ruh var, ne anlatanda. "Hüseyin!" diyor ama dersin, bizim komşu Hüseyin'den bahsediyor. Bir kez "İmam Hüseyin" demedi. Arada bir, "Hz. Hüseyin" dedi. Yezit'in babası Muaviye'ye de "Hz. Muhaviye!" diyor.
Katil de "hazret" maktul de!
Ne kafa ya!
Bazen, "bunlar ekrana çıkarken ne içiyorlar!" diye düşündüğüm oluyor. Anlayacağınız el kol hareketleri ve müzik eşliğinde anlattığı hikâyeler içinde ben, suçlu kim hiç anlamadım.
Yezit'i halife seçen Muaviye "hazret" olunca, ortada suçlu da kalmıyor haliyle.
İnanır mısınız, İmam Hüseyin efendimizi ve beraberindeki peygamber evlatlarını katleden 30 bin kişilik Yezit Ordusu'nu temize çıkardı otelci hatip.
Dinleyenlerde bir güzel;
Gevşediler!
Gerçek Müslüman örneği görmemiş bazı "kızıl" kardeşlerin "din afyondur" sözü, inan hiçte yabana atılacak bir şey değil. Böyle bir din, afyondan da beter kardeşim!
Muaviye dini!
Rabbani veya Sait Nursi dini!
Uyuştur, elinde neyi var neyi yok, al!
Oku bir uyduruk hadis, "kaynak yok" de mesela!
"İslam âlimi" diye birkaç kişi bir araya gelsin, ayet ve hadisleri bir kenara bıraksın, canlı Kur'an Ehl-i Beyt'i görmezden gelsin ve bir karar(içtihat yapsınlar) alsınlar. "Bu kararda isabet ederlerse iki sevap, isabet edemezlerse bir sevap" alsınlar!
Din bu!
Bir araya gel "Zinaya", "domuz etine" destek ver!
Yani "âlim" dedikleri hata da yapsa sevap alıyor!
Bilmiyorum ki ben bu aklı napayım!
Yezit'in halife seçilmesine "içtihat" diyenlere, "Rabbani" ve "Bediuzzaman" denirse, işte böyle IŞİD ve FETÖ doğar.
İnsanları "tekbirle" keserler!
Nasıl olsa, kesse de sevap alıyor! Müslümanların gerçeklerle yüzleşmeleri gerekir ama yalan duvarlarının diplerinde pinekleyerek olmaz bu iş. Sevilmeye ve ta'zim edilmeye en layık olan Ehl-i Beyt gerçeğini görerek olur.
Allah; "Namaz kılın!" diyor, beş vakit kılıyoruz. "Oruç tutun!" diyor, tutuyoruz. "Kurban kesin!", "Hacca gidin!" diyor imkânı olanlarımız yerine getiriyoruz.
Yahu kardeşim!
Aynı Allah, "Ehl-i Beyt'i sevin!" diyor ya!..
Niye mırın kırın ediyorsun?
Neden, görmezden geliyorsun?
Neden, duymazdan geliyorsun? Allah'ın ayetlerini seçme hakkını kim verdi size?
Yalnız otelci vaiz akşam, "Ehl-i Beyt'i sevmeyen Müslüman olamaz" dedi bak. Hakkını yemeyelim bunu dedi. Galiba mezhebi Şafi olduğu için dedi. Otelci kardeşim!
Ehl-i Beyt'i sevmeyen Müslüman olamıyor da, Ehl-i Beyt ile savaşan nasıl kâfir olmuyor?
Onu "halife" seçen nasıl "hazret" oluyor?
Hiç akletmez misiniz?
Yezit'in halife seçilmesine "Muaviye içtihat yapmıştır" derseniz, Yezit'i seçtiği için bir de sevap aldığını söylerseniz, Yezit'in katliamına ortaksınız demektir.
Sait Nursi'nin mektubat isimli eserinin sayfa 57-58'inde, Rabbani'nin mektubat'ının 251'inci mektubunda ise Yezit'in halifeliğine "Muaviye içtihat yapmıştır" deniyor.
Allah'ın kitabı yerine Sait Nursi kitabı konursa, okuyan sapıtır, yazan sapıtır veya FETÖ olur!
Rabbani'yi okuyan da, Suriye ve Irak'ta "IŞİD'in Nakşî Tugayı" olur, şekil A'da görüldüğü gibi. Veya isyanlar çıkarıp Kubilay'ı şehit eder!
Aynı akşam bir başka yandaş kanalda ise Gülen'den boşalan "ağlayan hoca" boşluğunu doldurmak için durmadan dönen gelen biri konuşuyordu.
Ağlayarak "Hazreti Mauviye!" diyordu. "Hazreti(!) Muaviye Hz. Hasan'ı zehirledi" diyor. Madem Hz. Hasan'ı zehirledi, nasıl "Hazret" oluyor?
Aynı kafa işte!
Ölen cennetlik öldüren cennetlik! Vay anasına be!
Kafalarda Muaviye yazılımı olunca!..
Salih peygamberin devesini öldürenleri Allah helak etti. Ulan, peygamberin ciğerparesini öldürenlere "içtihat" yaptı veya "bir sevap aldı" demek, "hazret" demek, Allah dini olabilir mi?