Kuş kadar beyni olan bunu görür!

Vatandaş perişan bir halde?

İstemeden de olsa, bir telefon konuşmasına şahit oldum. Annesi okuyan kızıyla konuşuyordu. Kız para istiyor anlaşılan, anne "kızım henüz yatıramadım" diye ağlamaklı bir sesle cevap veriyor.

Gözleri dolu dolu, etraftan utanarak konuşuyor.

Saat; on bir, on iki arası?

Sanırım evladı, kahvaltı yapamadığını söylüyor ki, annenin verdiği cevap iç burkuyor: Kızım ölmezler, yurttan fiş al ödünç, kahvaltını yap, ben gün içinde yatıracağım!

İşte, ülkenin gerçek gündemi: Açlık

Şimdi bir düşünün lütfen, Allah rızka kefil. Her canlının rızkını garanti etmiş ve kitabında "Rızık Allah'tandır" buyurmuş.

Öyle ise terslik nerde?

Bu rızkın, insanlara ulaşmasına engel nedir?

Gaspçılar, kim veya kimler?

Hangi sistemle, kurdun kuzulara dahi yapmayacağı paylaşım adaletsizliği devam ediyor?

Trabzon'a gitmiştim. İnsanlar, bıldırcın avına çıkıyorlar. İlk defa gördüğüm bu kuş, Allah'ım, ne kadar da güzel ve bereketli bir hayvan, anlatamam.

Görüntüsünde bile bir bereket var. Ve bu kuşun güzel bir rızık olduğu konusunda, ayet olduğunu inanın, yeni duydum. Baktım, hem de üç tane ayet var.

"Bulutları üzerinize gölge kıldık ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden yiyin (dedik). Onlar Bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmettiler." (Bakara Suresi, 57)

Yağmur yağdığı zaman bu kuşlar uçamıyor, yere konuyor ve Trabzonlu kardeşlerimde toplayıp, afiyetle yiyorlar. Yani rızka ulaşmak o kadar zor değil, normal şartlarda.

Demek ki, zorlaştıranlar var.

Demek ki, gaspçılar var.

Demek ki, adil paylaşımdan uzak adaletsiz taksimciler var.

Allah, nimet olarak kuş mu vermiş sadece?

Hayır. "Sayısız nimetler" vermiş. "Saymakla bitiremezsiniz" demiş. O kadar çok, sayı yok, sınır yok, "sınırsız" yani.

Kuş kadar beyni olan bunu görür!

En azından o bıldırcın kadar kafası olan, anlatınca, hemen anlar!

Hele Müslüman'ı anlamak mümkün değil. "Allah'ın nimetlerinin sonsuz" olduğunu bildirin ayetleri okudukları halde, "sınırlı kaynaklar" yalanına inanırlar.

Yapmayın Müslümanlar, yapmayın!

Kitabınıza inanın!

"Kaynaklar Sınırlı" diyen, Malthus ve Keynes'e inanmayın!

"Kaynaklar Sınırsız" diyen, Prof. Dr. Haydar Baş'a inanın. O size, inandığınız kitabın "Nimetler Sonsuz" gerçeğini haykırıyor. Onu bırakıp da, Papaz ve Kumarbaz ekonomisi kapitalizme, inanmayın!

Artık yeter!

Yahu, "İsa veya Üzeyir, Allah'ın oğludur" demekle, "Kaynaklar Sınırlı" demek arasında ne fark var Allah aşkına?

Az saksıyı çalıştırın!

Çalıştırmaz "içimizdeki beyinsizler" olmaya devam ederseniz, yavrusuna harçlık gönderemeyen, o annenin de vebali boynunuzda olur, haberiniz olsun. Zannetmeyin ki, "büyük balık küçük balığı yutar" dedikleri kapitalist anlayışta, yuttuklarınızla kalacaksınız.

Devletlerin sahip oldukları kaynaklar, küresel emicilere ve gaspçılara gitmedikçe, hiçbir insan aç kalmaz, açıkta kalmaz. Mesela bizim sahip olduğumuz kaynaklar, yabancı dev firmalara iktidarlar tarafından verilmemiş olsa, yüz milyon nüfusun bir eli yağda bir eli balda olurdu. Devlet adil paylaşımı, "Vatandaşlık Maaşı" ile tüketicinin cebine koysa, "Asgari 5 bin Lira Maaş" ile tüketim kabiliyeti kazandırsa vatandaşına, soruyorum:

Bu ülkede aç kalır mı?

Harçlıksız talebe kalır mı?

Her gün et yemeyen aile kalır mı?

İşsizlik kalır mı?

Kalır diyen kuş beyinli zaten!

Elbette kalmaz. Ama bunların olması için, "Haydar Baş" demeliydik. Onu dinlemeli, anlamalıydık. O bizim olanı, bize gösterdi. Altını Gümüşhaneliye, Efemçukurlu'ya gösterdi. Petrolü, Diyarbakırlıya, Adıyamanlıya ve Batmanlıya gösterdi.

Balıkesir, Bursa, Eskişehir, Kütahyalılara "dünya bor rezervin yüzde yetmişi sizde" dedi. "Dünyada sizin Bor'unuz öter" dedi. Ama siz gidip başkalarının borularını öttürdünüz!

"Durmak yok öttürmeye devam!" diye, "bi daha bi daha" zıpladınız!

Allah'ı dinlemeyenler, Haydar Baş'ı dinler mi?

Dinlemediler zaten. Küresel yiyicilerin palyaçolarına takıldılar. Elde avuçtakileri kaptırdılar.

Yine "sürünün!" diyeceğim ama o kadın beni gerçekten ağlattı. Dün Ruslar, namuslarını satıyorlardı, Haydar Baş sistemiyle ne hale geldiler. Emin olun parasızlıktan, bizim insanımızın namusu gidiyor. Bütün namusluları göreve çağırıyorum!

Ekmeğinize, aşınıza, işinize, namusunuza ve hakkınıza sahip çıkın diyorum.

Kuş kadar beyni olan bunu görür!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön