Trump sadece tehdit mi etti!

Papaz’ı verdik, halen Trump tarafından tehdit ediliyoruz. 

Ne dedi Trump?

“Eğer Türkiye Kürtlere saldırırsa, Türkiye’yi ekonomik yönden mahvederiz.”  

Başka ne dedi?

“Türkiye-Suriye sınırında, 20 millik (32 km) ‘güvenli bölge’ oluşturulabilir.” Bu çok tandık geldi, hatırladınız mı? ABD talebi, bir zamanlar Davutoğlu tarafından seslendirilyordu.

ABD’nin isteği, Türkiye’nin isteği şeklinde kakalanmıştı ki, Allah’tan Davutoğlu gitti.

2011’de ABD, “Türkiye’nin Suriye sınırında ‘güvenli bölge’ istemişti. Kim için ‘güvenli bölge’yi istiyorlar yine? 

Sözüm ona, ‘Kürtler’ için. 

Irak’ın kuzeyinde “güvenli bölge” kurdular, bugünkü Kuzey Irak oluştu. Suriye’de “güvenli bölge” istiyorlar, burada da Kuzey Suriye’yi kuracaklar. Bu çok açık…

Irak’ın kuzeyini Türkiye’ye büyüttüler. AKP iktidarı, buraya gözü gibi baktı.  Öyle ki, Barzani Peşmergeyi Kobani denilen yere, Türkiye üzerinden bir 29 Ekim günü geçirdi. Kuzey Irak “devlet” oldu, toprağımız üzerinde sözde asker bile geçirdi.

ABD’nin bu pervasızlığında birazda yapılan yanlışları görelim. Adamlar diyor ki, “Irak’ın Kuzey’i sizin kollarınızda büyüdü, Suriye’nin Kuzey’i için neden arıza çıkarıyorsunuz!”

Gelelim işin bir başka boyutuna; “Trump bir deli, kafasına göre tweet atıyor” şeklinde düşünüyorsanız eğer, çok yanılıyorsunuz. Adam o kadar akıllı ki, ne yaptığını gayet iyi biliyor.

Bu adamın söylediklerinde sadece tehdit yok. O kadar çok şey var ki, anlatamam. “PKK’yı vurursanız, sizi mahvederim” diyor ama PKK yerine “Kürtler” ifadesini kullanıyor. Yani bu adam, PKK ile Kürtleri bilmeden mi karıştırıyor sizce.

ABD bir ‘Kürt’ isyanı peşinde!

Kürtlerin “koruyucusu” kesilerek, “isyan edin, arkanızdayım” mesajı veriyor. Türkiye’nin YPG’ye müdahalesinde ise “ekonomik yönden mahvedeceğini” açık açık söylüyor. 

ABD böyle işte!

İran’da Türkleri kullanmak istiyor, Türkiye’de Kürtleri… İran’da ABD fitnesine uyacak Türk’ten de bir şey olmaz, Türkiye’de ABD fitnesine uyacak Kürt’ten de… Çin’i durdurmak için Uygur Türklerini kullanıyor.

Ah, ah!..

Neden ABD için bu kadar “kullanışlı” açıklarımız var.

ABD, “ekonomik yönden” tehdit ederken, Türkiye ekonomik yönden hangi önlemi aldı, hiç. Seçimden başka bir şey düşünen var mı? İktidar; İzmir’i, İstanbul’u, Ankara’yı alma derdinde iken, ABD, Güneydoğu’yu alma derdinde, bu kimin umurunda ki…

Tabi anlayana… Lafın tamamı deliye söylenir. Trump lafın tamamını söylüyor, gizlemeye bile gerek görmeden. Acaba deli biz miyiz, yoksa Trump mı?

Bir de olaya farklı bir cepheden bakarsak eğer, bence ABD Türkiye’ye olan düşmanlığını gizlemezken, iktidara olan desteğini saklı tutuyor. Türkiye, ekonomik olarak iyi de, YPG’yi vurunca mı kötü olacak!

Bu arada hükümete verilen bir mesaj, bir de destek var. Dikkat edilirse ABD, tehdit ettiği halde Sayın Çavuşoğlu, “Müttefikler sosyal medya üzerinden konuşmaz” dedi. Yani halen iktidar ABD’ye “müttefik” diyor.

ABD “müttefik” ise düşman kim?

Ne demek istediğimi bir soru ile anlatayım, anlayan anlar, anlamayan da anlamasın zaten: Bundan sonra ekonomik bir çöküş olduğunda, vatandaş Trump’ı mı suçlar, mevcut iktidarı mı?

Trump’ı değil mi?

Daha öncede Papaz’ı suçlamıştık.

Ülkede 16 yılda buğday yetiştirmeyi dahi sonlandıran bir iktidar, her türlü ekonomik çöküşten temiz çıkıyor, yok mu bir gariplik?

Trump bu açıklamasıyla Türk devlet aklını tehdit ederken, seçim sonrası belirginleşecek ekonomik çöküş için şimdiden iktidardan yük almıştır. Mevcut iktidarla ne bugün, ne de bundan sonra ABD’nin hiç bir sorunu olmayacak.

Ancak ne hükümet, ne de millet ve devlet olarak, ABD’ye güvenmeyelim. Eğer ABD “ekonomik yönden mahvederiz” diyorsa, buna hazırlığımız olmalı. Nasıl bir hazırlık olmalı ki, ABD tehditleri boşa çıksın.

Ben, böyle bir hazırlık görmek şöyle dursun, resmen tuzağa koştuğumuzu görüyorum. Ekonomik zayıflığı ve çöküşü kullanarak düşman bir iç savaş planlıyorsa ki, öyle… O halde Türkiye, ekonomi alanında bir seferberlik başlatmalı.

Hükümet taraftarları dahi, iktidarın savurganlığına isyan ediyor. Yönetenle yönetilen arasında duygusal bağ, tamamen kopuyor. Bu hiç iyiye alamet değil. 

Türkiye derhal, Prof. Dr. Haydar Baş’ın sistemine geçmeli… Eğer söz konusu vatansa, inadı bırakmak gerekir.  Bağla 80 milyona “Vatandaşlık Maaşı”, bakayım kim isyan eder?

Mevcut ekonomi ile düşmana ihtiyacınız yok ki. Sayın Baş’a yapılan saldırıların nedeni, Trump’ın tehdidinden sonra, sanırım daha iyi anlaşılmıştır.

Dünyada ekonomi alanında borusu öten bir kişi var. O tehdit edilmesin de, kim edilsin. Alacağını istediği için, o ağır cezada yargılanmasın da, kim yargılansın. Bunca hukuksuzluk başka kime uygulansın?

Yarın her şey, çok geç olabilir…
Trump sadece tehdit mi etti!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön