Her alanda bir kuşatılmış durumdayız. Ülkeyi, adeta büyük bir işgale hazırladılar. Papa'ya Mektup'la başlayan "Diyalog" tezgâhı, iktidar eliyle devlet politikası haline geldi. İnsanımız önce imanından vuruldu.
İslamcı iktidar ve eski ortağı "Cemaat", kod adlı örgüt önce inananı bozdular. Hıristiyanlığı sevdirdiler. Tekbirlerle kiliseler ve "Dinler Bahçesi" açtılar. Papa'yı getirdiler. Müftülere Papa'dan dualar istediler. Ve işte, Cemaat, iktidar Papa duası(!) birleşti, bugünkü Yeni Türkiye oluştu.
Türk milletini, Türk milleti olmaktan çıkardılar. Faiz paralarına, "helal hoş olsun" diyen, başbakanlar gördüler. Domuzu etinin kasaplık et olmasını, zinanın suç olmaktan çıkmasını savunan sözde hocalar, sözde hacılar, gördüler.
İnsanımız büyük bir manevi boşluğa düştü, düşürüldü. Hissizleşti. Günübirlik yaşıyor artık. Boğazına kadar faize battı. Ses çıkaracak takatten kesildi. Her gün 10 şehit, hiç tınmıyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor nasıl olsa?
O ateşin sırayla kendine geleceğini düşünemiyor. Uyutan dizileri izleyerek yanacak günü bekliyor sadece. İslam'la kandıranlar, bayrakla kandırdı. O da yetmedi, şimdi tarihle kandırıyor. O da yetmeyince zaten hep birlikte tarih olup gideceğiz.
Ekonomi bitmiş.
İş ve aş, tatile çıkmış, hiç dönmeyecek!
Huzur, baraj altı zaten?
" Zifiri karanlık" iktidar olmuş!
Bundan böyle, "iş ve aş" diyen dahi "fetöcü" ilan edilir. "Mağduruz" demek, direk "anarşistlik" sayılır. Bir zamanlar, "6-Filo defol!" diyenler anarşistti. 7 yıl önce " Silivri'de mağduriyet var" demek "Ergenekoncu" olmanıza yetiyordu.
Şimdi ise "taraf olmayan bertaraf olur", hem de direk!
Yarın ne olur bilemeyiz. Bu arada, epeydir iktidara teşekkür edeceğim, edemiyorum!
Fırsat bugüneymiş!
Her yerde "FETÖ" fışkırırken, iktidar SIZINTI'lara karşı durmayı nasıl başarmış, hayret ediyorum!
Asırlık kurumlar bile "SIZINTI" olmuş diye lav edildi. Üslerden tutunda, askeri hastanelere kadar? SIZINTI toprağa geçmiştir diye arazileri bile elden çıkarıldı! Amma velâkin iktidarın ne belediyeleri, ne il ve ilçe başkanlıkları, ne vekilleri ve ne bakanları Feto ile bir bağlantıları bulunamadı!
Parti dediğin böyle olacak!
Helal olsun!
Bravo!
12 yıl ortaklık yap, sonra "ak" kal!
"Parsel parsel verenler" çıkmış olsa da, sorun değil!
17-25 Miladı'ndan önceye denk geliyor, bi sorun yok!
Teşekkür işi bitti, tamam!
Nerde kalmıştık!
Taraf olmakta!
Yok, orayı geçtik!
Zifiri karanlıkta kalmıştık. Bu, öyle bir karanlık ki, tek ışığımız salih amel ve salih kul söylemi. Onu da, duymak için kulak, görmek için göz lazım. Ve tabi ki diyalog fitnesinin bulaşmadığı saf bir iman lazım?
Emin olun, beş vakit camide olan birine, "Allah'ın kaç dini var?" diye bir soru sorun, "TEK HAK DİNİ VAR O DA İSLAM" cevabını alamazsınız. Cami de bin kişi varsa, bir kişi çıkar belki? Çünkü vatandaşın peşinde koştukları, itimat edip inandıkları, insanları getirip Papa kucağına oturttular.
Barzani'yi, Öcalan'ı, "açılımları" açmıyorum bile!.. "Barzani ile gurur duymaları" ve "Öcalan'ın nurcu olduğu" söylemleri, hatırlatmıyorum bile!
Ülkeyi yaralı eşeğe çevirdiler!
Mevlana mesnevisinde yaralı bir eşekten söz eder: Eşekte bir yara olsa ve bu yaraya bir çaput yapıştırsalar, sonra bu çaputu hızlıca çekseler eşek ne yapar?
-Çifte atar.
Peki, eşekte elli yara açsalar ve bütün yaralara çaput yapıştırıp çekseler eşek ne yapar?
-Eşek her çaputa çifte atamaz.
-Kabullenir, yara bere içinde öleceği günü bekler. Tepki vermez olur artık.
"Teşbihte hata olmaz" demişler.
Ülkede öyle yaralar açıldı ki, Lokman Hekim olsa, kapatır mı bilemem. Ama bu ülkenin Lokman Hekim'ini ben tanıyorum. Sorun şu ki, hekime teslim edilmesi gereken ülke, küresel katillerin planlarına teslim edildi.
Ülkesinin derdine derman arayan Baş hekime koşarken, bizimkiler katillerle "koalisyon" içindeler. Vah ki, vah!
Prof. Dr. Haydar Baş, bir askeri dahi kışladan çıkartmadan ekonomi teziyle; hem Musul'u alır, hem Kerkük'ü, hem de içerdeki huzursuzluğu sona erdirir. Bölge ülkelerin Türkiye'ye bağlar. Ayrıca İslam dünyasına yol gösterir. Şii-Sünni beraberliğini temin eder ve ABD'yi bölgeden kovar.
İktidar, bu nimetten istifade etmeli. Vatandaş bu fırsatı çoktan kaçırdı. Ekonomi öyle bir şey ki, ülkeleri peşinde koşturur. Peşte koşanlar, ne anlar ki…