Elçiyle değil ABD ile kavga edin!

Bir bayram arasından sonra, yeniden beraberiz. Bayramlar, toplumun değişik kesimlerinden insanlarla daha sık karşılaşılan ortamlara vesile olur.

Hiç yan yana gelemeyecek insanlar, bayramlarda bir araya gelirler. Aynı kolonyayı koklar, aynı tatlıya çatal batırırlar. Sonra sıra, imalı laf batırma işlerine gelir.

Kendilerine toplu iğne batırmayan yüzsüzler, başkalarına çuvaldız batırırlar. Öbür bayram Feto savunmasında olanlar, bu bayram iktidar müdafaasındalar.

Yok işte "bilmedik" de, "anlamadık" ta, "kandırıldık" ta!.. Bir sürü zırva?

"Bilemedik" diyemezsiniz çünkü bildirmiştik. "Anlamadık" diyemezsiniz, uzun uzun anlatmıştık. "Kandırıldık" da diyemezsiniz çünkü çok uyarmıştık!

Size bir şey diyeyim mi: Bu toplum iflah olmaz!

Hatta iki şey diyeyim!

Bu milletin başına bir çıkacak var!

"Çıktı?" diyeceksiniz.

Daha da çıkacak!

Öyle, bir "darbe" ile ayıkacak yüz yok bu toplumda. Ahırın birinden çıkınca, hemen öbürüne sokuluyor. Hiç teneffüs yok!

Soruyorum:

Darbe'den sonra milli hangi adım atıldı?

Milletin menfaatine ne yapıldı mesela?

Yanlış Suriye politikasından mı dönüldü?

ABD'nin dümen suyundan mı çıkıldı?

İncirlik Üssü mü kapatıldı?

AB'ye üyelik askıya mı alındı?

Gümrük Birliği'ni mi sonlandırdık?

NATO'dan mı çıktık?

Hele bazıları NATO'dan çıkmayı dinden çıkmak gibi görüyor. NATO, Türkiye'ye ne kazandırdı. En son hediyesi, FETÖ Darbesi'ydi.

Ne vatandaş bunu anlıyor, ne seçilmişler. Bir değil on darbe yense boş, kafa NATO!

Böyle bir toplum, kurtuluşa ve huzura erer mi?

Böyle bir devlet politikası, düşman sayısını azaltabilir mi?

FETÖ darbesinden sonra, Suriye bataklığına daha da gömüldük. Topraklarımızda şehit vermek yetmedi, şimdi Suriye'de şehit veriyoruz. Bu aklın adını söyleyin!

Üst mü, alt mı?

Yerel mi, küresel mi?

Resmen savaşın içindeyiz. Suriye'de 6 tank ve onlarca askerimizi kaybettik. Üstelik henüz IŞİD ve PYD ile savamadığımız halde. Türkiye tek bir tank ve askerini kaybetmeden, bu işin içinden çıkamaz mıydı sanıyorsunuz.

Bölgeyi çok iyi tanıyan bir gazeteci "Türkiye, bölgeye günlük gönderdiği 200 bin pet şişe suyu kessin, terör biter" dedi.

Ve anlatılanlara göre IŞİD üyeleri Cerablus'u terk etmedi, sadece sakallarını kesip halkın içine karıştılar. Suriye'de savaşın bir tarafı olduk ne yazık ki.

Askeri veya siyasi, Suriye'de Türkiye'nin hedefi nedir, bir bilen yok.

Bu harekâtı ABD birlikte düzenledik diyor. İsrail memnun olduğunu söylüyor. Ve uluslar arası hukuka göre terör örgütü olan ÖSO ile bu işe girmişiz.

Oysa darbe sonunda, "Suriye'de ve Irak'ta oynanan oyunları bozacağız?" denilmişti. ABD ile oyun bozulmaz ancak oyun kurulur!

Ve yakın bir zamanda, "ÖSO bizi kandırdı" dememek için, millet ve devlet olarak uyanık olmak lazım. Yeni bir kandırılmayı bu ülke kaldıramaz.

Suriye'de oyun bozmak, Esat ile el sıkışmakla olur. Bu Esad'ın eli Biden'ın elinden de mi kirli, eli kanlı ÖSO katillerinkinden de mi kirli?

Yapmayın, etmeyin!

ABD'nin ve İsrail'in elini sıkan, hiçbir el temiz olamaz. Ortadoğu liderleri içinde hiçbir el, Esad'ın eli kadar temiz değil. Çünkü ABD ve İsrail ile sıkışmayan tek el, Esad'ın elidir. Sıkışsa, bugün olanların hiç biri olmazdı.

Fransa dışişleri eski bakanı "Esad'ı devirme planı yıllar önce hazırlandı çünkü Esad, ABD ve İsrail'in baş düşmanıydı" diyor. Her şey orta da?

Sıkışan Nusra katillerini korumak için, İsrail Suriye ordusunu daha birkaç gün önce bombaladı. Sen kalk "İsrail Esad'ı destekliyor" de, yahu siz ne içtiniz? Gerçeği bu kadar çarpıtmayı şeytan bile beceremez be!

"Başımıza ne geldiyse yanlış Suriye politikasından geldi" dedikten sonra, yine, hangi ara ikna oldunuz da, ABD'nin BOP'una sokuldunuz?

Suriye'nin toprak bütünlüğü korunacaksa, bu ÖSO ile mi, yoksa Esad ile mi sağlanacak.

Siz kimi kandırıyorsunuz!

Sözüm, "feto'ya bak!" oyunu izleyen herkese!

Ne kendinizi kandırın, ne ülkenizi, ne de dünyayı?

ABD ile kayıkçı kavgası vererek, felaketleri önleyemezsiniz. Numara çekmeyi bırakın!

Elçiyle değil, ABD ile kavga edin!

Artık gerçeklerle yüzleşin. ABD'nin Türkiye ile politikaları çatışıyor, bunu görün ve adam gibi gereğini yapın.

Biriniz elçi ile kavga verip, ötekiniz Beyazsaray eşiklerini aşındırmayın. İkiyüzlülüğü bırakın!

Türkiye feto'nun misyonuna, ABD'nin politikalarına, İsrail'in Arz-ı Mev'ut hesabına karşı durmadıkça; Irak'ta Barzani'yi devre dışı bırakıp merkezi hükümetle ilişkiler geliştirmedikçe, Suriye'de ÖSO'ya değil Esad'a güvenmedikçe; asla bütünlüğünü koruyamaz.

Ve ayrıca bu toplum, Prof. Dr. Haydar Baş gerçeğini görüp takdir etmedikçe, Atatürk'e gereken değeri vermedikçe, başı beladan asla kurtulmaz.

Elçiyle değil ABD ile kavga edin!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön