Canlar kandiliniz kutlu olsun!

Allah’ın kitabı Kur’an bu gecede indirildi. Öyle bir gece ki “bin aydan hayırlı” diyor. Bu gece yapılan tövbeler bir ömür tövbelere bedel. Bu gece okunan salâvat ı Şerifeler, bir ömür getirilen salâvatlara bedel. Ve bu gece okunan kelime-i tevhitler, bir ömür okunmuş kelime-i tevhitlere bedel.

Aynı şekilde Allah demek, namaz kılmak, aklınıza ne gelirse…

Bin ay kaç yıl demek hesap ortada, bir insan ömrü. Allah, biz kullarına karşı o kadar merhametli ki, affetmek için kul boyun eğsin istiyor.  Sadece Allah’a boyun eğmeyi bilenler, boyun eğmenin tadına varabilirler.

Kulluk, Allah’tan gayrısına boyun eğmemektir. Namaz, Allah’tan başkası önünde el bağlamamaktır. Namazda, bir kul gibi durmaktır, sap gibi değil… Namaz bir duruştur, bir meydan okumadır. Ama nefse, ama şeytana ve şeytani olan her şeye karşı, bir meydan okumadır.

Her rekâtta ahdini tazeliyorsun: “İyyake na’büdü ve iyyake nestain / Biz yalnız sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım dileriz.”

“İslam’da kandil yok” diyenlere aldırmayın. “İslam yok” diyemedikleri için, “kandil yok!” diyorlar. Kadir gecesi hakkındaki ayeti gözlerine soksan da, bunu söylerler. Boş verin onları!

“Ben Müslüman’ım” diyenlerin, “ben Müslümanlardanım” diyenlerin, kandilini kutluyorum. Ilımlı İslam’cı “üç dinli” dinsizlerin, dilsizleştirmediklerinin, kandillerini kutlarım.

Siyasal İslam’cı dincilerin dinlerinden soğutamadığı Müslümanların, kandillerini kutlarım, onlara selam olsun. “Bunlar Müslüman’sa ben değilim!” diyerek, dinden çıkmayanlara, “bunlar kim ki ben dinimi bunlar yüzünden bırakayım!” diyen yürekli Müslümanların kandillerini kutluyorum.

Radikal İslam’ın/Radikal İslamcıların İslam’dan çıkaramadığı, Müslümanların kandillerini kutlarım. Velhasıl emperyalistlerin uydurduğuna değil, Allah’ın indirdiğine sahip çıkarak, gelenek ve görenekleriyle yaşatan, kültürünü koruyan Müslümanların kandillerini kutlarım.

İngiliz İslam’ına değil, Türk İslamı’na inananların kandillerini kutlarım.

Siyasetin İslam’ına değil, İslam’ın siyasetine gönül vermiş, “inananlar kardeştir”/“Şii-Sünni/Alevi-Sünni kardeştir” diyen Ehl-i Beyt anlayışına sahip, Hünkâr Hacıbektaş’ı nefesiyle güzel yurdumu, vatan bilmişlerin kandillerini kutlarım.

İçimize “virüs” gibi sokulmuş, bu virüs nedeniyle hastalanmış, kardeşlerime de, bu gece hürmetine, dinlerine en az vatanları kadar sarılmalarını, dilerim. Çünkü vatanımız gibi bu toprakların dini olan İslam’ın da tehlikede olduğunu görüyorum.

Dincilik, yolsuzluk getirdi.

Dincilik, yoksulluk getirdi.

Yetmedi

Dincilik, dinsizlik getirdi.

Bunca Kur’an Kursu, bunca İmam-Hatip, bunca ilahiyat, bunca cemiyet, bunca cemaat veya tarikat, sonuç ortada. Çünkü din Allah’ın olmaktan çıkarılmış. Din iktidarın dini, din partinin dini, din efendinin dini, din hoca efendinin dini, olmuş…

Allah’ın seçtiklerini kulak ardı edenler, kendi seçtiklerine taparlar. Allah, Ehl-i Beyt’i seçti, diğer insanlara üstün kıldı. Bunlar beş kişiden oluşur. Hazreti Peygamber yani Muhammet Aleyhisselam, Hz. Fatııma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin efendilerimiz.

Bitti.

 “Sizden, tebliğime karşılık bir ücret istemiyorum, istediğim, ancak yakınlarıma sevgidir…”

Bunları ancak Müminler sever. Onların bizim sevgimize ihtiyaçları yoktur. Ama bizler onları severek, temizleniriz. Çünkü Ehl-i Beyt’in temizleyici yönü var. Allah onları tertemiz kıldı. Tertemiz olanı seversen, temizlenirsin.

“ …Ancak ve ancak Allah, Ey Ehli Beyt, sizden her çeşit pisliği, suçu gidermek ve sizi tam bir temizlikle tertemiz bir hale getirmek diler.”

Aleviler “Allah, Muhammet, Ali” derler, niçin? İşte bunun için… Gusül bilmezler diye küçümsersin öğreten olmadı ki, öğrense onu da yaparlar. Ama bilmezsin ki, tek temizleyici olan Ehl-i Beyt’i sevdiklerinden, senden temizler. Seni su temizlemez ama onu temizler. Çünkü sendeki kirlilik su ile gitmez.

Canlar kandiliniz kutlu olsun!

Bizleri en temiz olana, tek temiz olana, Allah’ın seçtiklerine yani Ehl-i Beyt’e taşıyan, Ehl-i Beyt sevdalısı Baş Hoca’mı bu mübarek gecede hasretle, minnetle ve rahmetle anarım.