Otoyolda ilerlerken bir bina gözüme ilişti. En üstte emlakçı dükkanının katından aşağıya, büyükçe bir "reklam" brandası sallandırılmış. Üzerinde, "hâkimiyet, kayıtsız şartsız Allah'ındır" yazıyor.
"Hakimiyet Allah'ındır" ayetini, binadan aşağı sallamış gafil!
"Hâkimiyet Allah'ın" diyor ya, dersin işlerine, Allah hâkim!
Emin ol, tanışıp hayatını araştırsanız, haramzadenin teki çıkar. Ne helal bilir, ne haram, verdikçe yer. Rantçının tekidir. Faizcinin tekidir. Arsa satıyor, bir arsa almaya kalk, kim bilir yüzde kaç faiz işletiyordur.
Çok gördük böylelerini!
Kalplerine, gönüllerine, şeytan hakim. Tek dertleri, Atatürk'e karşı gelmek? Atatürk'ün "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" sözüne nispet yapıyorlar akıllarınca. Atatürk egemenlik hakkını Türk milletine verirken, mensubu olduğunuz anlayış, egemenliği AB'ye teslim etti be!..
Buna ne diyeceksiniz?
Müslüman Türk milletine ait olan bir şey, Hıristiyan Batı'ya devir edildi ancak AB buna rağmen kabul etmedi. Eğer AB'ye girseydiniz "hâkimiyet" AB'nindi. "Hâkimiyet Allah'ın" ise niye "zina suç olmaktan çıktığında" sustunuz, birader!
Neden on binlerce kilise "ibadethane" adı altında açılırken, "hop!" demediniz. Bir Müslüman'ın "Hâkimiyet Allah'ın" gerçeği ile sorunu olmaz ki. Allah, yerin göğün, her şeyin hâkimi? Gel gör ki, Allah her şeyin hâkimi iken, senin nefsinin, senin kalbinin hâkimi değil. Çünkü oraya şeytanı hâkim kıldın.
"Cahilin biri, bir binaya yazı yazmış ne var bunda" diyebilirsiniz. Ancak öyle değil. İslam ile ilgisi alakası olmayan bu içerikler, saf insanımızın aklını çeliyor. Daha birileri yeni sür manşetten vermiş, "Kızıl Elma İslam nizamıdır" diye.
İslam nizamını Papa ile kuruyorlar!
Bir zamanlar, "Huzur İslam'dadır" diye yazarlardı arabalarının arkalarına. Huzur İslam'da ama İslam'a girersen? İslam'a girmeyi unutup, İslam'ı getirmeye çalışırsan, İslam'a girmeye vaktin olmaz.
Kendini İslam'da, âlemi "küfürde" sanırsın oysa küfrün içinde sen yüzersin. Kilise açılışına sevinir, Papa ile buluşmaya "diyalog" veya "hoşgörü" dersin, Gülen'in dinini boylarsın.
Öyle bu işler sloganla, iddia ile olmaz.
Müslümanlar İslam'ı bilmiyorlar.
Bilmekte istemiyorlar.
Müslümanlar, Allah'ın seçtiklerini takmıyorlar.
Kendi seçtiklerine tapıyorlar ama Allah'ın seçtikleri umurlarında değil.
Durum böyle olunca da, bu kadar imam var, bu kadar imam-hatip ve Kur'an Kursu var, bu kadar "İslam" diyen kanallar var, yine bu ülkede on yıl içinde fuhuş yüzde 700 artıyor. İnsanlar ne yediklerini bilmiyorlar ve domuz ülkede suç değil.
Zina ülkede suç değil.
Bir gariplik yok mu, bu işte!
Ya "İslam" dediğimiz, İslam değil yahut "Müslüman'ım" diyenler, Müslüman değil. "Müslüman elinden ve dilinden başkalarının emin olduğu kimsedir" buyuruyor efendimiz. Böyle bir "eminlik" görüyor musunuz memlekette.
Ben görmüyorum.
Bütün duvarlarımıza "İslam" yazsak bile kalplere yazmadıkça, boş. Kalplere Allah korkusu inmedikçe, haramdan kaçmadıkça, salih amellere yapışmadıkça, gerçek salih insanlara kulak vermedikçe, hepsi hava civa!..
Allah, peygamberlerini ve peygamberimizi seçti. Peygamberin "Ehl-i Beyt"ni de seçti. Allah, Kabe'yi de seçti. Özel günleri ve geceleri seçti. Üç ayları seçti. Ramazanı seçti.
Bu "seçim" işine takanlara "müşrik" dendi. "Neden Muhammet?" diyenler, Allah'ı hiç duymadılar. Çünkü İslam'ı bir "hidayet yolu", bir "arınma ve temizlenme" yolu olarak değil de, bir "yönetim yolu" olarak telakki ettiler.
Bazıları Peygamberi kabul etti göründüler ama "Peygamberden sonra kim?" derdine düştüler. Ve bu uğurda peygamber evlatlarını katlettiler. Muaviye, İmam Ali ile savaşında, "Kur'an hakem olsun" pankartı açtılar.
İslam'a politika sokma işi, yeni bir şey değil anlayacağınız. İslam'ı koltuk altına serme işi, çok eskilere dayanır. Ayetleri binalardan aşağı "sallama" işi, bayağı eskidir. Bunlar hidayette mahrum olanlardır.
Muaviye ve Yezit kadar, ayetleri eşya üzerine kazıyıp, ondan uzak yaşamak, kimseye nasip olmadı. İslam, ruhumuza ve hayatımıza sloganla değil, muhabbet ile girer. İman ve ahlak ile girer. Edep ile girer.
Kalpten kalbe bir nur olarak girer, feyz olarak girer. Kalplere nuru ve feyzi akıtan, Ehl-i Beyt oluklarıdır. Muhammet (A.S) çeşmesidir. Emin olun gerisi, boş laftır. "Bir kez aşk ile Allah demek" bütün bir ömre bedel.
Dedik mi hiç, demedik mi?
Duvarlar, binalar, arabalar, Müslüman olmaz, insanlar Müslüman olur.