Türkiye'nin yine ciğeri yandı.
Afrin'de canlarımızı kaybettik.
Allah ordumuzu muzaffer, şehitlerimize rahmet eylesin.
Türk milletinin başı sağ olsun.
Kıymetli dostlar!
Türkiye'nin yeniden gündemine oturan Milli Ekonomi Modeli ve Prof. Dr. Haydar Baş gerçeği, göğsümüzü kabarttı. Milli Ekonomi Modeli, ülkemizde uygulama imkânına sahip olsaydı şayet, bugün terör başta olmak üzere bir sorun olmayacaktı. Bir tek kurşun atmadan, Mehmetçiği tehlikeye sokmadan, Afrin belki bir Artvin olacaktı.
Nasıl mı?
Çok basit Vatandaşlık Maaşı ile Türkiye büyük bir çekim gücüne sahip olacak. Herkes Türkiye'nin vatandaş olmak isteyecek ve gereği yapılacak. Suriyeliler, Türkiye'yi de beğenmeyip, neden denizlerde boğulma pahasına Avrupa'ya akın ettiler?
Bugün Türkiye'de dahi insanlar, İsviçre, İsveç, Almanya gibi ülkelere vatandaş olmak için can atmıyor mu? Ekonomi böyle bir şey işte. Çeker insanları. Para gücü, silah gücünden üstündür.
En basiti, Batı Almanya, Doğu Almanya'yı satın almadı mı, Ruslardan.
1961 senesinde Sovyet Rusya'sı Berlin Duvarı'nı yaparak sınırlarını batıya kapatmıştı. Fakat zenginlik o duvarları yıktı attı, 1991 senesinde fakir doğu Almanya, zengin Batı Almanya ile birleşti. Siz, Doğu Almanya'yı almak için ne güçlü ordulara sahip olsanız bile Rusya'dan orayı alamazdınız.
Bakın, şimdi ki Rusya, Kırım'ı nasıl aldı?
Silahla mı?
Hayır. Ekonomi ile aldı. Ekonomi ile dağılan Sovyetler, şimdi ekonomi ile yeniden gücüne güç katan Rusya? Sosyalizmle batan Rusya, kapitalizme geçti, eskiden daha beter oldu ve sonunda öyle bir sistem buldu ki, can simidi yaptı kendine. Kırım halkı, Ukrayna'nın ekonomik sıkıntılarından bıkmış usanmıştı. Rusya'nın nasıl geliştiğini gördüler, bir referandum ile Rusya'ya geçtiler. Kırım'ı takip edecek daha çok bölge var. Rusya, Milli Ekonomi Modeli ile bir çekim merkezine dönüştü.
Prof. Dr. Haydar Baş'ı can kulağıyla dinlediler. Yıllarca, gidip geldiler, en iyi adamlarını Baş Hoca'ya talebe yaptılar. Elin Rus'u bizler gibi anlamaz değil ki, ilim nerde olsa koşup alıyor. Hem sosyalizmin hem kapitalizmin, ne menem şey olduğunu yaşadılar.
Yer altı kaynaklarını devletleştirirdiler. Sosyalizmi bırakıp kapitalizmi geçtiklerinde her şeylerini özelleştirmiştiler. Sonra Sayın Baş'ı dinleyip tam tersini yaptılar, devletleştirdiler.
Türkiye'nin altın ve bor madenlerini devletleştirdiğini düşünün. Emin olun parayı koyacak yer bulamayız. Türkiye'ye bir katrilyon dolar, boru var. Bu bor rezervi ile bizi rahat koymazlar. Bölerler. Suriye'nin başına gelenler niçin sanıyoruz.
Neden ABD, Fırat'ın doğusunu tuttu sanıyoruz?
ABD, Kürtleri niye öpüyor sanıyoruz? Altında maden, petrol veya gaz olan toprağın üstündekileri öpmesi, Sam Amca'nın geleneğidir. Türkiye, silahla bu işin üstesinden asla gelemez. Olması gereken şey, kendine ait kaynakları devletleştirip, halkına dağıtmaktır.
Zenginliği yaşatmöaktır. Bütün kavgalar, fakirlikten gelir. İşte buyurun, evlenme azaldı, boşanma tavan yaptı. Niçin peki? Çözümü olan var mı? Vatandaşlık Maaşı bağla, bakın, evler neşeye boğulur. Sağlıklı nesiller yetişir.
Terör, kavga, ve ayrılıklar sona erer. Haydar Baş, ilaç gibi gelir ülkeye. Öyle zaten, o kapitalizmin hsatalandırdığı toplumlara, ilaç ve doktor gibi ama tedaviyi reddedene ne yapılır?
Bir düşünün Hasso'nun on evladı var. Beşi kız, beşi oğlan? Doğuda böyle çünkü? Kız evlatlar devlet babasından bin 500 lira alıyor. Erkek evlatlar bin lira. Hasso ve eşi de Vatandaşlık Maaşı alıyor. Ama henüz hiçbir yerde, çalışmıyorlar.
Ele geçen para nedir?
Tam 15 bin lira.
Ayrıca bunların birer işte çalıştıklarını düşünün, 5 bin lira asgari ücret aldıklarını da ekleyin. Hesaplayamıyorsunuz değil mi? Tabi vatandaş Hasso, oldu ağa Hasso?
Net bir soru soruyorum: Hasso'nun evlatlarından bir tanesi terörist olur mu?
Asla ve kata?
Türkiye Haydar Baş'a mecbur.
Burada, Prof. Baş'ın sisteminin ana kurallarını zikrederek işin teorik kısmına bugün girmedik. Gerekte yok. Anlaşılır bir dil ile sadece Vatandaşlık Maaşı, ne tehlikeleri bertaraf ediyor, bunu anlattık. Kıyamet sabahına kadar bize yetecek Bor madenimiz var. Altınımız var ve şuan bunlar çıkartılıyor.
Boru işleyecek teknik imkânları, bizim insanımız halleder. İnsanımızın aşamadığı şey, öğretilmiş çaresizlik… "Yaptırmazlar, ettirmezler" inancı. Bir kısmı da, "E, bu dedikleriniz olsa, zaten hükümet yapardı" gibi saflığa yatıyor.
Yani bu ülkede saman yetişmiyor da mı, ithal ediyoruz. Buğday da mı yetişmiyor Türkiye'de, bunları şimdi Rusya'dan alıyoruz? Mantıklı olun. Hükümet sizi değil, eli zengin etmek için söz verdi. Niye anlamıyor sunuz?
Hangisi gelse aynı şeyi yapacak, ellerinde hiç bir şey yok. Seçime girecek 9 parti var. 8'i birleşsin, yine boş. Çünkü hepsi kapitalist düzene inanır. Kötü değiller, bilmezler, anlamazlar.
Bu işi bilen dünyada bir kişi.
Bazıları bu söylediğimizi, "ne yani ekonomiyi sizden başka bilen yok mu?" şeklinde soruyla, alaya alıyorlar. Evet, bizden başka bilen yok. Anladınız mı?
Bildikleri şey kapitalizm? "Bir kişiye 9 pul, 9 kişiye 1 pul" ekonomisi, bu bitti. Titanic gibi battı. Dünya Haydar Baş dönemini yaşıyor. Engel koymayın, Türkiye'de yaşasın.O engel, zihinlerde…
Zihinsel engelli olmayalım yeter!
Sosyalizmde halk devlete çalışır, devlette gücü elinde tutanlara çalışır. Kapitalizm halk ve devlet, zenginlere çalışır. Küresel büyük zenginlere? Haydarizmde ise vatandaş kendine çalışır, devlette vatandaşa çalışır.
Sistem gereği, vatandaşın cebine para konur, vatandaş tüketim kabiliyetine kavuşur. Para, tüketimi, tüketin üretimi harekete geçirir, çarklar misali. Üretim ise işsizliği yok eder. Yani iktidar olmak için, vatandaşa para verilmiyor.
Sistemin çalışması için, para vermek, yakıt görevi görüyor. Yoksa bu kadar yıl bize oy vermemişlere, bana kalsa su bile vermem ama Allah'tan Haydar Hoca var. İyisiniz yine!..