FETÖ Darbesi sonrasında, ekran ekran dolaşıp, Gülen karşıtı olma yarışına girenleri ibretle izliyoruz. Olayı bir yarış pistine çevirenleri mi dersiniz, yarış pistine "17-25 Aralık" sonrasını "milad" diye başlangış noktası belirleyenleri mi dersiniz, "ben senden daha çok Feto karşıtıyım" diye işi çığırından çıkaran şarlatanları mı dersiniz, ne ararsanız var.
Oysa hepsinin mumları yatsıya kadar değil, Feto'yu öven sözlerinin ve görüntülerinin sosyal medyada yayınlanmasına kadar sönüyor. Yıllarca "hocaefendi", "hizmet" ve "cemaat" diyenler, 15 Temmuz sonrası "cani, katil" deme yarışında oldular.
Ülkede aydın namusu taşıyan sadece, Erol Mütercimler oldu. Yandaş kanalların birinde "Haydar Baş'ın verdiği mücadeleler neden görülmez?" dedi. Onca hacı hocayı topla, Erol beyin tırnağı etmezler. Çünkü hacı hoca Feto'nun "dinlerarası diyalog" ihanetini biliyorlar. Bu ihanetin karşısında imanı ile bir kale gibi duran tek kişinin Haydar Baş olduğunu da biliyorlar.
Bilenlere sözümüz yok. Onlara selam olsun ama ben ekseriyetten söz ediyorum. Sayın Mütercimler'in alanı olmadığı halde olayı gördü. 1997'den beri Gülen'in Vatikan eksenli ne oyunlar çevirdiğini, şu millete ve milletin önde gelenlerine sadece Baş Hoca anlattı.
Bu ülkenin imamlarına mektuplar gönderdi. Siyasi parti liderlerine raporlar verdiğini, kanaat önderlerine dosyalar ve ekipler gönderdiğini, daha önceleri anlattığımız için söz etmiyorum.
Vatikan'ın ve ABD'nin, Feto eliyle oynadığı oyununa taş koyan bir insanı gizlemek öncelikle küresel güçlerin işi olmaz mı?
ABD'nin "Ilımlı İslam" zehrine, "Ehl-iBeyt İslam" teziyle panzehir oluyorsunuz. Şii- Sünni ayrımına Ehl-i Beyt'te birleşmek teziyle karşılık veriyorsunuz. ABD ve İsrail yanında olma suniliğine "Sünni" kılıf bulanlara, "Şii-Sünni kardeştir, ayıranlar kardeştir" tokadı indiriyorsunuz.
ABD, Haydar Baş'ı gizlemesinde ne yapsın!
Bölgede oynadığı oyunlara taş koyan yalnız o. Ülkemizde oynadığı oyunlara "dur" diyen projeler onda. Dünyada kâğıttan kurduğu imparatorluğu, bulduğu para formülleriyle yerle bir eden Haydar Baş. Baş'ın "Milli paralarla ticaret tezi" aldı başını gidiyor.
Rusya ve İran kendi paralarıyla ticaret yapmaya başladılar bile. Bizimkiler Haydar Baş'ı gizleme projesine harfiyen uydukları için, iki ülkenin arasını düzletme işinde bile, ondan uzak durmaya azami gayret gösterdiler.
Haydar Baş'ın "Ne Mutlu Türküm Diyene" dedirttiği insanlara bunlar ulaşmak için, olmadık isimler devreye koydular. E, ne oldu. Putin masaya "Milli Paralarla Ticaret'i getirdi. Bunlar dönüp soluğu Amerika'da aldılar.
Amerika, sizi kurtarsın!
Papa, sizi kutsasın!
Hem Feto'ya karşılar(!), hem de ABD ve Vatikan'ın bir dediğini iki etmiyorlar. Böylesi yalancılık ancak ahir zaman fitnesi Deccal siyasetinde olur. Bir elde su, bir elde ateş siyaseti? Benim hacım, bacım da Amerika'nın gizlediğini görmüyor. İşçim, çiftçim "ananı da al git" diyenlerde iş ve aş bekliyor. Çok beklerler!
Prof. Baş'ın ortaya koyduğu hangi gerçekler, küresel güçleri rahatsız etmez. Kaynakları devletleştirmek, özelleştirmeyi sonlandırmak, senyoraj gelirlerine sahip olmak? Bunların hangisi veya hangileri hoşlarına gider?
Elbette hiç biri…
Küresel güçlerin hesaplarını bozmada, Sayın Baş'ın geliştirdiği yüzlerce tezden sadece bir tanesi bile Batı için atom bombasına sahip olmaktan daha ürkütücü.
Düşünsenize;
Türkiye'nin kaynakları, Türk devletine ait?
Altın ve Bor madenlerini vatandaş- devlet ortaklığıyla Türk milleti işletiyor. Kanadalı, Amerika ve İsrailli firmalar bu işte havasını almışlar. Gümüşhaneli altın sahibi, Rizeli bakır madenlerine sahip? İnsanlar memleketlerini terk edip, büyük şehirlere doluşmuyorlar.
Vatandaşlık maaşı alan güneydoğulu, teröre prim vermiyor. Terör bataklığı kurumuş, Alman, ABD ve İsrail ajanları Türkiye'yi karıştıramıyor. Dünya ABD'nin boş kağıdını "dolar" diye doldurmuyor. 180 ülkenin gelirini, ABD'nin 10 şirketi götüremiyor.
Kaynak savaşları durmuş, insanlığın gözü açılmış, her ülke kendine çalışıyor. Böyle bir dünya da, ABD ne halt etsin!
Haydar Baş'ı gizlemesinde ne yapsınlar. Haydar Hoca şeytanın şah damarını kesti. Küresel ağaları bitirip, insanlığı onların marabaları olmaktan kurtarıyor. Bugün BRICS, yarın başka bir şey, BRICS-T mesela?
Türkiye'yi BRICS'e kaptırmak ister mi? O zaman İsrail yerine "Esad gidecek!" kim diyecek? Büyük İsrail nasıl kurulsun? Irak ve Suriye nasıl parçalansın?
Haydar Baş'ı gizleyenler kadar, görmeyenler de büyük bir vebal altındalar. Feto konusunda uyarıları dinlemeyenlere "Haydar Baş'ı neden dinlemediniz?" diye dünya da biz soruyoruz da, ahrette sorulmayacak mı sanıyoruz?
"Sizi bir uyaran olmadı mı?" sorusu, ahrete ve Kur'an'a ait bir soru değil mi. Tabi, ahretten çok Amerika'ya inananlara ne anlatabiliriz ki?
Haydar Baş'ı görmeyen gözler utansın!
"Kör olsun!" diyeceğim de, o zaman tuvalete gidemezler!
Baş uyarıyı görmeyip ülkenin içine edenler, ne ederler bilirsiniz!
Neyse, bana eyvallah!