Çin kâğıdına 'lira' yazmak parayı 'yerli' yapmaz!

Dünyaya dalga dalga yayılan Milli Ekonomi Modeli, bir tsunami olarak nihayet Türkiye'nin kapısına geldi dayandı. Türkiye'de inat bir zihniyet, yıllardır olayı görmezden geldi. Yok saydı.

Musa'nın asasının Kızıl Denizi yardığını gördüğü halde, Firavun inadı kırılmadı. Tam boğulacaktı ki, Firavun sonunda "Musa" dedi, biliyorsunuz.

Teşbihte hata olmaz, kimseye "Firavun" demiyoruz. Asla böyle bir derdimiz yok. Boğulmadan "Musa" diyelim yeter ki?

Sorun yok!

Dünyayı ikiye ayırıp 4 milyar nüfusu "İş ve Aş" sahibi yapan "Haydar Baş Tezi" dünyanın yarısından çoğunda kendine uygulama alanı bulunca," Milli Ekonomi" asasında tutu verildi.

Ancak dua edelim de;

Tuttukları asa Musa adlı, Firavun asası olmasın!

Kapitalist asası olmasın!

İktidarın eski ortağı Gülen, "Kelime-i Tevhidin ikinci kısmını söylemeden, insanların 'iman ehli' olunacağını" iddia etmişti malum. İmana, İslam'a ve vatana darbelerini görmezden gelen iktidarın, kendilerine yönelen darbeleri fark edince uyanması, ülkeyi bir tehlikeden şimdilik kurtardı.

Buna da şükür!

İşte bu ortaklıktan kalma bir alışkanlık mıdır nedir bilmiyorum(!), "Milli Ekonomi'ye girmenin ikinci kısmını iktidar söylemekten ısrarla kaçınıyor.

Milli Ekonomi Modeli, kapitalizmi inkâr etmeyi gerektiriyor. İnkârdan sonra, "Haydar Baş", demeyi de gerekiyor.

Hem kapitalizm hem Milli Ekonomi Modeli bir arada olmaz. İman ile küfrün bir arada olmaması gibi. Abarttığımı düşünmeyin lütfen, bir realiteden bahsediyorum.  Kapitalistler imansız filan da demiyorum, teşbihte bulunuyorum sadece?

Kapitalizmde kalındığı halde  "milli para" dediler. Hıristiyan olduğu halde, namaz kılmaya benzer. Namaz; İslam'ın emri, "çift dinli" olunmaz ki? Ve sadece İslam Hak'tır.

Önce İslam'a gireceksiniz, eski dinden tamamen çıkacaksınız. Sonra da kelime-i tevhidin tamamını söyleyip, ondan sonra namaz kılacaksınız.

Sözün özü; kapitalizmin göbeğinde kaldığınız halde, Haydarizm'i, yani MEM'i uygulayamazsınız.

Tezin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ı inkâr ederek, emin olun hiçbir şey yapamazsınız. Rusya, sizi "milli paralarla ticaret'e mecbur edince, "bunu biz tavsiye ettik" demekte, ayrıca bir trajikomik.

Nedense, peygambere, "biz sizden önce Müslüman'dık" diyenleri hatırladım!

Şimdi birileri titriyor. "Milli Para" veya "Milli Ekonomi" dendikçe, korkuyorlar ki, "Haydar Baş" denilecek. Korkunun ecele faydası yok kardeşim!

Dünya "Haydar Baş" diyor.

Kapitalist ve sosyalist ekonomilerinin tamamını, Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli yendi. Bu, iki kere iki dört gibi bir şey?

İslam'dan bahsedip, peygamberi devre dışı bırakma anlayışı ne ise Milli Ekonomi Modeli'nden bahsedip Prof. Dr. Haydar Baş'ı devre dışı bırakmakta, emin olun aynı şey.

Bu inkâr mantığı, bize bir şey kazandırmaz. Rusya bu modeli uygulamaya koymadan, Duma'da modelin sahibini ağırladı. Ve teknik adamlarını sürekli,  Prof. Baş'ın kapısına yolladı.

Türkiye ne yapıyor?

Haydar Baş'ı saklamaya devam ediyor.

Peygambersiz İslam'ı savunuyor!

Haydar Baş'sız,  "Milli Ekonomi" icat etmeye çalışıyorlar.

İsa'nın tükürüğü kör gözleri açıyor diye çakma İsa rolüne lüzum yok, sağlam gözleri kör edersiniz, uyarmadı demeyin!

Ülke yanıyor.  Mevzu vatansa, hani gerisi teferruattı?

Yoksulluk çok tehlikeli bir şey? Ekonomik zayıflık ve bitmişlik, bütün tehlikelerin başıdır. İç savaşa gebedir. Sonra NATO'yu, bizi "kurtarmaya" gönderirler, haberiniz olsun!

Ne ülke kalır, ne iktidar!

Hem,sabahtan akşama kadar dolara sövsek düşmez ya!.. Düşse sövme konusunda, üstüme yok!

Milli Ekonomi Modeli'nin "Milli Paralarla Ticaret" tezini uyguladınız diyelim ne olacak?

Koca bir: HİÇ!

Çünkü tezin sahibi, Prof. Baş, "Türkiye'nin 'Milli Para'sı yok" diyor, neden dinlemiyorsunuz?

Türkiye yönünü Doğu'ya dönse bile Batı gemisinden inmedi ki… NATO'dan çıkmadan Şangay'a yöneldik, ne oldu?

Türkiye;

Emek ve üretimi karşılığında kendi parasını basmadan, sendikasyon kredileri almayı terk etmeden, madenlerini devreye sokmadan, devlet destekli 'Milli Tarım'a geçmeden, kaynakları devletleştirmeden, bastığı paralar üzerinde "TL" yazan yerli kâğıttan başka bir şeye sahip olmaz. Kendimizi kandırırız sadece.

Yerli para; emek ve üretim karşılığı basılmış paraya denir. Üzerinde "TL" yazan kâğıda değil.

Çin'den, Endonezya'dan dolar ile ithal edilmiş kâğıt üstüne "lira" yazmakla para "yerli" olmuyor. Hele de; emek ve üretim devre dışı bırakılarak, yurt dışından alınan döviz karşılığı basılmış paraysa?

Yahu kardeşim!

Türk Milleti için yazılmış bir modeli, tezi, önce bu milletin gözünden kaçır, sonra bu tez dünyaya mal olunca, bir tsunamiye dönüşüp sınırları zorlayınca, o tezi çalmaya kalk!

Üstelikte, "ölü rahmet bulsun, ben hiçbir şey istemiyorum" diyen bir insana, bu yapılır mı ya!

Allah, adamı ne yapar biliyor musunuz?

Ben söylemeyeyim en iyisi!..

Çin kâğıdına 'lira' yazmak parayı 'yerli' yapmaz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön