Türkiye Şeker Kurumu kapatıldı.
Şeker üretmeyen Türkiye'nin Şeker Kurumu'na da ihtiyacı kalmadı.
Şekerin yerini NBŞ aldı.
Son KHK ile Türkiye Şeker Kurumu kapatılınca NBŞ üretimi yapan şirketler, eminim 'çak' yapmışlardır. Şu Davutoğlu'nun Bayan Clinton ile 'çak' yapması gibi. ABD'ye gidince Clinton ile 'çak' yapmıştı, Filistin'e gidince, Filistinli babaya sarılıp ağlamıştı.
Böyle garipler işte.
Neyse.
NBŞ deyince akla ne gelir?
Cargill gelir.
'Cargill' denince akla kim gelir?
Tabi ki, ABD.
ABD Başkanı Bush geldiğinde bizim hükümet ile bir Cargill toplantısı yapmıştı. Yani Cargill'i ABD başkanları gözü gibi korurlar. ABD'nin en zengin dördüncü ailesine ait? Bu kadar önemli ABD için.
Eskiden Cargill tohum deviydi, NBŞ işi tutunca, tohumdan çekildi.
Peki, "Ey ABD!" diye sürekli bağıran bir iktidar, bunu nasıl yapar diyorsunuz. "Ey" diye bağırma olduğunda, özellikle kim ne götürüyor diye, daha da dikkatli olmak lazım.
"Ey İsrail" dendiği zaman, İsrail'e Kürecik'te koruma sağlanmadı mı?
Irak petrolleri, İskenderun üzerinden İsrail'e 'jet yakıt' olup akmadı mı?
Gemiler İsrail'e süper çalşmadı mı?
Aynen böyle?
Şuanda ABD'ye "Ey Trump" diye bağırılırken, ABD'ye 'şeker' tadında bir kıyak geçildi. NBŞ'de kota mota yok artık. Türk şekerini koruyacak kurum kalmadı. Şeker pancarında ekmek yiyen yüz bin çiftçi kimin umurunda. 16 yıl olunmadı ki, bugün olunsun.
Doğal yoldan şeker üretmek sağlık için önemli, kimin derdine!
Yeter ki, ABD'li firma kazansın!
ABD'nin gönderdiği Derviş, 'Şeker Yasası' çıkarmıştı, hatırlıyor musunuz? İşte çiftçi, o gün bugün 'kota' derdi ile uğraşıyordu. Koskoca Şeker Kurumu kapatıldı. Gerisini siz düşünün.
Ve yine Derviş, "Tütün Yasası" çıkarmıştı. "15 Günde 15 Yasa" diye övünüyordu, üçlü koalisyon.
Tütünde de yıllardır "kota" vardı, AKP bu konuda da, çok ileri bir adım attı. ABD'li sigara devleri kazansın diye vatandaşın 'sarma sigara' içmesini engelledi.
Çünkü bu sigara devleri, durumdan çok rahatsızdı. Marka olmuş Adıyaman Tütünü'nün açıktan satılması yasaklandı. Satanlara hapis cezası getirildi.
ABD'li firmalar kazansın da tek, Türk çiftçisi ölsün.
Adıyamanlılara has oldu diyeceğim, kızacaklar. Kaç kez dedik, bu iktidar ekmeğinizi elinizde alacak diye, ama yüzde 70 oranında AKP'ye oy verdiler. Benim memleket sayılır. Tarlalarımızı tütün üreticilerine kiralardı babam.
Sigara içmem ama Çelikhan Tütünü dedin miydi, durur herkes.
Git şimdi o tanıdıklara, halen "AKP" diyorlardır.
"Kim var ki?" diyorlardır.
Kimse yok madem, neden protesto edip cop yiyorsunuz!
Siz "AKP" deyin, AKP, "ABD" desin!
Böyle devam edin!
Elin liderleri hangi ülkeye gitse bir şey satar, bizimkiler nereye gitse bir şey alırlar. Afrika'ya gittiler, oradan 'öküz' getiriyorlar mesela. Rusya Lideri gittiği ülkelere S-400 satar, bizimki gittiği ülkelerden, olmadı saman getirir.
ABD'li firmalar kazansın diye Şeker Kurumu'nu kaldır. Şekere kota koy, NBŞ denen "zehire" ise kotayı kaldır. Sonra neden bu ülkenin gençleri, otuzunda kanser olup ölüyorlar diye sakın düşünme. Nasıl olsa kanser ilacını devlet ödemiyor.
Yakın zamanda bu ülkenin sağlık sistemi çökecek, haberiniz olsun. Bu kadar hastalık, bir ülkede olur mu kardeşim!
Şeker Kurumu'nda FETÖ mü çıktı da KHK ile kapattınız!
NBŞ'yi onkologlar, 'zehir' olarak tanımlıyor. Yediğimiz bütün şekerimsi tatlar, NBŞ'dir. Gazozdan çikolataya ve hamur tatlılarına kadar uzanan geniş bir yelpazede, birçok şekerli üründe kullanılan NBŞ'ler, mısır nişastasının kimyasal işlemlerden geçirilmesiyle elde ediliyor.
Nişasta parçalanarak glikoza, ardından da früktoza dönüştürülüyor. Bu tür yapay şekerler kanserden kalp hastalıklarına, yağlanmadan karaciğer yetmezliğine birçok hastalığa yol açıyor.
NBŞ; Hollanda, Avusturya, Fransa, İrlanda, İsveç, Yunanistan, Portekiz, Danimarka, Slovenya ve İngiltere'de yasak. ABD, yüzde 10 olan NBŞ kotasını, yüzde sekize düşürdü.
ABD, yemediğini bize AKP ile yediriyor.
Müslüman'a ABD zehiri 'şeker' tadında yediriliyor.
Atlantik zehiri 'besmele' ile içirtiliyor!
Her hane de kanserli hasta var. Şeker pancarı üretimine kota koyan Türkiye, şeker ithal ediyor. Bu nasıl bir mantık, anlamak mümkün değil.
Ah Türkiye ah!
Prof. Dr. Haydar Baş, "Tarım stratejiktir" demişti. Türkiye tarıma, savaşa girecekmiş gibi önem vermek zorundadır. "Silahsız savaşabilirsin ama buğdaysız savaşamazsın" diyen Baş Hoca'yı anlayacağımız gün, ağlamaya dahi vaktimiz kalmayacak.
ABD'nin gönderdiği Derviş'in yasalarını AKP o kadar genişletti ki, ABD'nin kendi gelse, vallahi bunları başaramazdı. Tarımı böyle kurutamazdı. ABD'li şirketlerin yolunu bu kadar açamazdı. Irak'ı işgal ettiler, hazinesindeki altınları tırlara yükleyip götürdüler. Tohum merkezini vurdular, bizim uğradığımız zarar kadar zarara uğramadılar.
Kandırılıyoruz Ey Millet!
Öldürülüyoruz!
Zehirleniyoruz!