Kimse ABD ipiyle Ortadoğu'da dolaşmasın!

ABD, Suriye'de Türkiye sınırında bir PKK koridoru kurmada kararlı, Türkiye ise bu koridoru dağıtmada kararlı görünüyor. Bunun anlamı şu; ABD-Türkiye savaş halinde?

Peki, savaş halinde olduğumuz bir ülkenin askerlerine, sınırlarımız içinde daha ne kadar müsaade edeceğiz? Üslerimizi ABD, daha ne kadar kullanmaya devam edecek? Üslerden akla ilk gelen, İncirlik Üssü ile İsrail'e ve hatta PKK'ya dahi hizmet verdiği iddia edilen, Kürecik Radar Üssü gelir.

Ayrıca yüzlerce NATO üssü var.

Türkiye ile ABD, ilk defa bu kadar karşı karşıya geliyorlar. İşler Türkiye'nin NATO'dan çıkmasına kadar gidebilir.  Türkiye'nin,  cellâdıyla yüzleşmesi her halükarda, Türkiye'nin lehinedir. Ancak önce içerde yapılacaklar var.

İçerde Türk milletinin birliğini beraberliğini sağlamak ve de ABD'yi içimizden çıkarmak. Yani ABD'yi Suriye'de çıkarmaya gitmeden,  ABD'yi Türkiye'den çıkarmalıyız. Türkiye, hemen olmasa da, büyük bir savaşa girecektir. Ölüm kalım savaşına…

Afrin'e operasyon, asıl büyük savaşa, ısınma hareketleridir. Bu köşede zaman zaman bu tür uyarılar yapmışımdır. Hatta muhtemel bir dünya savaşından, birkaç defa söz ettiğimi iyi hatırlıyorum. Bölgenin taşları yerinde oynadı bir kere? 

ABD, İKİNCİ Amerika'yı kuracak, İsrail Büyük İsrail'i kuracak, Yunanistan ada ve kayalıklara otura otura şehirlerimize kadar gelecek ve bir savaş çıkmayacak!..

Kim ne derse desin Türkiye, Osmanlı'nın kaderini yaşamaya başladı bile. Türkiye'nin yeniden paylaşımı söz konusu? Atatürk'ü örnek alacağımıza, padişahları örnek alıyoruz. 

Dizileri bırakıp, gerçekleri görmeliyiz.

Türkiye, komşularıyla düşman edildi. Irak'ın işgalinde, Suriye'nin karıştırılmasında maşa olarak kullanıldı. Mısır'a kadar "kullanışlı" bir ülke yapıldı. Libya'nın işgalinde dahi, Türkiye başrolde oynatıldı. 

Neyse oldubitti, diyelim!

Önümüze bakacak olursak eğer,  bugün geldiğimiz sonuç, içerde birliği büyük yaralar almış, ordusu büyük "operasyonlara" uğramış, ekonomisi çökertilmiş, tarımı bitirilmiş, en temel gıda maddelerinde dahi dışarıya bağımlı hale getirilmiş, bir Türkiye var.

Yeniden, "Bağımsız Türkiye" dememiz şart. Fransa'ya kızıp, Fransa'dan et alarak, Papa'ya kızıp Papa'dan "dua" isteyerek ve de Papa'ya "bağış/haraç" vererek, ABD ile savaşın eşiğinde iken 40 Boing sipariş ederek olmaz.

Şapkamızı önümüze alıp düşünmeliyiz. Düşünelim buluruz, her bir sorunun çözümünü. Bir adet,  "Hoş Geldin Atatürk" kitabı edinin, olayı çözersiniz. Atatürk'e bakın, ne yapmış, o zaman Sayın Haydar Baş'a yönelirsiniz.

Ta,Irak'a yapılan ilk Körfez Çıkarması olurken, "Asıl Hedef Türkiye" diyen, Prof. Dr. Haydar Baş'ı anlarsınız. Onun ekonomi kitabının aslında bir "vatan savunması" olduğunu, Türk Milleti için yazıldığını, fakat nasibi kesilmiş millet yerine, başka milletlere yaradığını göreceksiniz.

Askerlerin, orduların yapamayacağını, ekonominin yapacağını kavrarsınız ve Hoş Geldin Atatürk dedikten sonra "Hoş geldin zenginlik" veya "Hoş geldin Haydar Baş" dersiniz. Biz siyasetten, partiden bahsetmiyor, Bağımsız Türkiye'den, "vatan müdafaasından" söz ediyoruz.

Bölgede muhtemel olacaklardan bahsetmek istiyorum. Suriye'ye 72 millet toplanıyor, dikkat ederseniz. İnsanlığın anayurdunun verimli hilal bölgesi olduğu söylenir. İlk insan Âdem'in ve de peygamberlerin, bu bölgelerde zuhur ettikleri düşünülürse, bu görüş yabana atılmaz.

Artık kıyamette uzak değil. Fırat Nehri ile ilgili hadisler bile var. İnsanlık bu bölgede doğdu, bu bölgede ölecek galiba. Adamlar bizden çok kıyamete inanıyorlar, "gâvur" olmalarına rağmen. Rusya ve ABD "kıyamet topu" bile yapmışlar.

Sözün özü, bu bölgede çok büyük bir savaş olacak. Armegedon savaşı peşinde olanlar, "tanrıyı kıyamete zorlama" sapık inancında olanlar, tanrıyı kıyamete zorlarlar mı bilmem ama Türk'ü savaşa zorlayacaklar.

Hatay büyük hedef haberiniz olsun!

Türkiye bu tehdidi gördüğü için aslında şuan, erken davranıp Hatay'ı müdafaa ediyor. Hatay, amaçları önüne konmuş büyük bir taş gibi duruyor. Eğer Türkiye, bu tehdidi yok etmezse, kendi yok olacak. Ermenistan bile yukarıda boş durmayıp, "Büyük Ermenistan" olmak isteyecektir.

"Büyük" olmak isteyen ülkeler, sırtlanlar gibi Türkiye'den parça koparmak isteyecekler. Suriye'yi bölünmüş kabul ediyorlar. 

Ta, ilk günde, Türkiye asıl hedefin kendisi olduğunu görseydi, Suriye ve Irak'ta BOP'tan rollere girmeseydi, tehdit bugün çok küçüktü.

Irak işgal edilirken, Prof. Baş'a kulak verilseydi, Suriye konusundaki uyarıları dikkate alınsaydı, her şey çok farklı olurdu. Türkiye'de, Güney'de meşgul edilip, asıl ölümcül darbeyi Batı'dan alabilir. Veya kendi içinden?

ABD'si ve İsrail'i Evangelizm'de birleşip, Ortadoğu'yu pay ederken, Müslümanların birleşecekleri bir inanç yok mu? "Allah'ın İpi", Ehl-i Beyt gerçeği değil mi? Hz. Ali gerçeği varken, Şii-Sünni veya Alevi-Sünni kesimi, boyunlarına geçirilecek bir Amerikan ipi mi arıyorlar!?

Birleşecekleri hangi gerçeği bekliyorlar?

Türk Milleti, Atatürk gerçeği dururken, dizilerdeki Abdulhamit'e sarılarak mı kurtulacak? 

Lafın tamamı deliye söylenir. 

Aklıma gelmişken bir de uyarıda bulunayım: Allah'ın ipi yerine, kimse ABD'nin ipiyle Ortadoğu'da dolaşmasın bak, vallahi o ip, sonunda boyunlarına dolanır. Özellikle, Kürtler, dikkat etsinler. ABD onları mutlaka satacaktır.

Kimse ABD ipiyle Ortadoğu'da dolaşmasın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön