Bölgede ABD'nin bir "Kürt Devleti" değil, İsrail Devleti kurmak istediğini, belki köşemizde yüzlerce defa yazdık. IŞİD'ın bir kurgu olduğunu, "IŞİD'e bak oyunu" oynandığını, IŞİD'in bahane olduğunu, hatta PKK/PYD'nin, "IŞİD ile savaşıyor" gösterildiğini, çok dillendirdik.
Yeni Mesaj okuyucuları, bilirler.
IŞİD gidiyor yerine ABD veya PYD'nin, yahut Barzani'nin yerleştiğini yaşayarak gördük. Hatta IŞİD militanlarına ABD helikopterlerinin malzeme götürdükleri, Musul ve Kerkük'te sözde üst düzey yöneticilerinin yine helikopterlerle, kurtarıldıkları çok defa konu oldu.
PYD'nin, sıkışan IŞİD üyelerine, ABD'nin isteği ile koridor açıldığı gizlenmedi, yalanlanmadı, aralarında bir anlaşma olduğu çok tartışıldı, konuşuldu.
NSA eski çalışanı Snowden, IŞİD Lideri Bağdadi'nin MOSSAD ajanı olduğunu ve de IŞİD'in İngiltere, İsrail ve ABD gizli servislerinin ortak çalışması sonucu, kurulduğunu anlatmıştı. Yani bölgede, Büyük İsrail'in kurulması için yürütülen bir proje var ve her şey bu projeye göre gelişmeye devam ediyor.
Henüz, bu projede bir aksama olduğu söylenemez.
Türkiye şuanda, ABD'nin oluşturduğu ikinci İsrail Koridoru'nu bozmak için Afrin'e girdi. İktidar bunun farkında veya değil, ayrı konu? Ancak, "Afrin'e girip Kobani'den çıkacağız" söylemi, tam da budur. "Afrin'den girip, Kandil'den çıkacağız" dense, daha doğru.
Ne yazık ki iktidar ve de millet, bu tehlikenin bugün bile farkında değil. Atatürk düşmanlığı Büyük İsrail veya ikinci İsrail kurulsun diye yapıldı. Ordu, asker düşmanlığı, İsrail için yapıldı. Buna malzeme veya alet olanlar, belki de farkında değillerdi.
Ancak bazı şeyler farkında ol veya olma fark etmez. Siz, priz yerine parmağınızı bilerek soksanız da elektrik çarpar, bilmeyerek soksanız da. Bir gemiyi bilerek delseniz de gemi batar, bilmeyerek delseniz de.
Gemi batmaya yakın, belki "kandırıldığınızı" veya "aldatıldığınızı" anlarsınız ama atı alan Üsküdar'ı geçmiştir. Hatırlayın lütfen, birileri Türkiye'de yaptıkları yetmiyor gibi gittikleri kutsal topraklarda bile TSK ve Atatürk hakkında neler söylemezlerdi. Arafat dua yeri ama Atatürk'e beddua seanslarına çevirilerdi.
Öyle bir tuzağa düşürüldüler ki iktidara geldiklerinde, onların elleriyle bu milletin ordusu "Kumpaslar" gördü. Onların iktidarlarında askerlerin başlarına "çuval" geçirildi. ABD, onları, FETÖ eliyle kendi askerini Silivri'ye sokmaya "savcı" yaptı.
Yani , "aldandılar" ya da "aldatıldılar" diyelim!
Bugün ülkede "beka sorunu" olunca, askerin arkasına saklandılar, dualar ediyorlar. Bunca zarar verdikten sonra, hangi dua eski gücüne kavuşturur, takdirlerinize bırakıyorum.
90'larda Prof. Dr. Haydar Baş "asker dinsiz değil, milleti koruyan zırhtır, bu zırhı sakın ola delmeyin, milleti sürü yaparsınız" diye karşı koyduğunda, "askerin adamı" dediler. Baş Hoca'ya "askerin adamı" diyenlerin, ABD'nin ve NATO'nun adamları olduklarını gördük.
Askerin Kozmik odasına kadar girdiler. O kadar, "kandırılmışlardı" ki Bülent'i "korumak" için, koca bir ülkeyi tehlikeye attılar. Bütün sırları, ABD'ye uçurdular.
Birlik beraberlik günü, bunları neden anlatıyorum? İktidarı kötülemek veya aleyhinde bulunmak için değil. ABD ile savaş halindeyiz. O koridor, İsrail ve ABD koridorudur, yine kimse aldanmasın diye söylüyorum.
Afrin'e girdik ama ilerleyemiyoruz mesela neden?
"Hava şartları" mı dediniz?
Hiç alakası yok.
Siyasetin bir hedefi yok. Siyasetin bir hedefi olmazsa, asker bulunduğu yerde çakılır kalır. Önde ÖSO güçleri gönderiliyor, arkadan TSK ama ÖSO ilerlemiyor. Bizim askerleri de yavaşlatıyor. ÖSO hakkında olumsuz yorum "vatan hainliği"ne eş değer. Keşke aynı sahiplenme, milletin gözbebeği ordumuza olsaydı bir zamanlar.
Tanklar, belediyelerin çöp arabalarına benzemez, lütfen siyasi bir hedef verelim ve askeri tam yetki ile donatalım. Sınırda resim çektirip, muhalefete orantısız saldırmak, inanın ülke içinde bir "koridor" açar. Yapmayın, birlik beraberlik zamanı.
Siyasetin aklı karışık? ABD'ye her gün bir şeyler diyoruz ama cümle başına "stratejik ortak" ibaresini ekliyoruz. ABD'ye "ortak" mı diyoruz "düşman" mı belli değil. Bu şekilde "Koridor" kapatılmaz, ABD ?İsrail koridoru bize, "Güvenli Hat" diye kakalanır.
Türkiye nerde yanlış yaptıysa, orada düzeltmeye gitmeli. Yani Suriye'de "Kardeşim Esad" dönemine girilmeli.
İsrail koridoru ancak böyle kapatılır. Koskoca Sovyet Rusya'sı, ABD silahları ile Afganistan'da battı gitti, unutmayalım. Maksat "koridor" önlemekse bu, sadece bölgeye asker sokarak, mühimmat patlatarak olmaz.
Bu maliyetin altında kalkamayız.
"Koridor"u kapatmanın birinci adımı, Türkiye'de bütün ABD üslerini kapatmaktır. Ve Şam yönetimi ile anlaşmaktır. Sonrada, ÖSO'ya verdiğimiz desteği, Şam ordusuna verip, Afrin'de yaptığımızı "koridor" boyunca yapmak.