MAN kafalılığa gerek yok!

Sayın Kılıçtaroğlu, elinde banka dekontları olduğunu iddia ettiği bazı evrakları göstererek, Sayın Erdoğan ailesinden kişilerin, Man adasında açtıkları hesaplara milyon dolarlar yatırdıklarını iddia etti. 

Doğrudur, yanlıştır ayrı konu?

Bunu mahkemeler bilir. 

Mahkemeden kastımız, bağımsız mahkemeler? 

Diyelim doğru, ne değişecek? 

Hiç. 

Yani bu ülkede Sayın Erdoğan ailesine dava açacak, bir mahkeme var mı? 

Yahut kaldı mı, diye soralım?

Bu işin bir boyutu? 

Peki, bu halkın "yolsuzluktan" yana bir derdi, bir sıkıntısı var mı? 

Hayır. 

Bunu yaşayarak gördük. Bu halk veya bu toplum, ne derseniz deyin "çalıyorlar ama iş yapıyorlar" inancında? İster beğenin, ister beğenmeyin, "kim gelse çalacak!" itikadına sahip.

Hatta çalanları daha çok seviyor. Çalmayacak insanlara "iş yapamaz" gözü ile bakıyor. Ve çalmayacakları, götürmeyecekleri, eritmeyecekleri insanları sevmiyor, iktidar yapmıyor. İki kere iki dört eder! 

Doğru oturup, doğru konuşalım!

Bu "Man" olayı, AKP'yi büyütecek, göreceksiniz. Hatta "bu kadar mı götürmüşler!" diye, kızanlar bile olur, inanın!

Bir anket yapılsın, "iktidarın 15 yılda götürdüğünden memnun musunuz?" sorusuna yüzde 60 "EVET" çekmezse, ben de, Yusuf değilim!

Millet bozuldu!

Değer yargıları gitti.  "Haksız kazanç" hakkında Diyanet'in bir hutbe verdirdiğine rastladınız mı? "Yolsuzluk hırsızlık değildir!" diyen adam geçmişte Gülen bankasının faiz danışmanıydı, şimdi iktidarın yolsuzluk danışmanı.

Bu adam, diyanet kadrosunun "otorite" gördüğü bir isim…

Ülkenin çivisi çıktı!

Man kafalı olmaya gerek yok!

Kafayı Man'gırla bozan elbet Man'da hesap açar, Mars'ta açacak değil ya? 

Bunları geçin!

Halkın  "yolsuzluk" diye bir derdi yok!

Halka "gelince sizi soyacağım" de, seçilirsin. Ama "seçilirsem hepinize para vereceğim" de, mesela "asgari 5 bin lira vereceğim" de, soyana soru sormaz fakat "para vereceğim" diyene,  "nerden verecen!" der. 

Böyle ters bir halk!

Herkesi kastetmiyoruz, onlar kendilerini çok iyi bilirler.  

Neyse!

Yarıca yolsuzluğu soruşturacak savcı yok. Olsa bile örtmeyecek hâkim yok, mahkeme yok. Bir şey çıkmaz bu işlerde. Kimse "FETÖ" damgası yemek istemez. Korkarım ki işin sonunda bu FETO temize çıka da, göresin. 

Gerçek FETÖ'cü ile FETÖ'cü damgasını yemişleri, bu iktidarın ayırt etmesi mümkün değil. Kendine karşı olanı "FETÖ'cü" gördükçe, Gülen temize çıkar. Yapılan yolsuzlukları yüz tane Man adası olsa taşıyamaz, bu ayrı konu. 

Türkiye, kötü günlerden geçiyor. Böyle Man ile Man'gır ile uğraşmayın. Yolsuzluk yok diyen yok, bunlara bir gün sıra gelir, eğer Türkiye kalırsa, Türkiye gidiyor! 

Bu halk değişmedikçe, Man'gırcı bitmez. ABD, Türkiye'yi PYD'ye razı etmek istiyor. Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu sınırlarında, bir yapılanmaya Türkiye'yi razı etmek istiyor. Dışarıdan ve içerden müthiş bir sıkıştırma yapıyor.

Erdoğan'ı indirmek değil, yerinde tutmak istiyorlar. Çünkü yerine aday bulamadılar henüz. Türkiye'nin İran ve Rusya eksenine kayması, ABD'yi çileden çıkardı. İktidarı içerden sıkıştırmak, yeniden ABD'nin kucağına oturtmak için, Man evrakları(!) meclise ulaştırıldı.

Ve bu bir mesajdı, Sayın Erdoğan'a? Zarrab olayı da aynıdır.

Zarrab olayı özetle nedir? 

Türkiye, BM'nin İran'a yaptırım kararını delmiş oluyor, iddialar doğruysa ki, bu iddiaları Zarrab'a sahip çıkma basiretsizliğiyle, hükümet doğrulamış oldu. 

O takdirde Türk bankalarına birkaç milyar dolar cezalar kesilecek. Bu cezaları "çalıyor ama iş yapıyor" diyen, demeyen, herkes ödeyecek. Önümüzdeki günler ABD, Erdoğan ile anlaşırsa şaşmayın. 

Hem de cezaları bile kabul ederek.  Sağ koltuğumuz altına da PYD'yi alarak. S-400'den vazgeçerek, İran ve Rusya ile gerilerek…

Olmaması için kafaları Man'da kurtaralım. Man'a para yatıran yatırmış, siz kafayı Man'a kaptırmayın. Man, eğer doğrusu ise buzdağının görünen kısmı. Sadece Man evrakları verilerek, küçük bir uyarı yapıldı. İktidar, yeniden ABD ayarlarına çekilmek isteniyor.

Nerede?

Suriye, Irak, başta olmak zere, tüm Ortadoğu'da? Eğer ABD'den gelen hiçbir şeye, itibar etmeyin. Ne dostluğa ne adalete? Onlardan gelen adaletin içine tükürün. Zarrab başından beri ABD adına iş gördü. Onu iktidarın içine Gülen soktu.

O her şeyi kaydetti, kendi evinde? Vakti gelince de, ABD'ye gitti.  Olay bu? ABD'ye gittiği halde, iktidarı parmağında oynattı. Zarrab için "nota" vermek hele, AKP'yi sanık yaptı. Sayın iktidar ve Sayın muhalefet!

Man kavgası yapmayın! Ülkeye faydası yok. Birbirinizden farkınızda yok. Biriniz ABD'den gelecek evraklara, diğeriniz ABD'den gelecek  "merhamete" güveniyor!

İktidar cellâdından "merhamet" beklemesin!

"Bağımsız Türkiye" yoluna girip, bu yolda ölmeyi göze alsın, belki yapıp ettiklerinde dolayı, öbür tarafta bir merhamete nail olur. Tabi öbür tarafa bir inanç kaldı mı, bilmiyoruz. İktidar dinden imandan çıkıp, Man'a geçeli çok oldu da…

Ülkenin çok büyük kaynakları var. Bu kaynakları işletip, "Vatandaşlık Maaşı" olarak dağıtsak, kıyamete kadar Türkiye'ye yeter. 

Sayın Haydar Baş'ı dinleyin!

Boş işlerle vakit kaybetmeyelim. Man'a giden para şayet doğru ise 15 milyon dolar, bu bazıları için çerez parası… Oysa ülkenin trilyon dolarları gidiyor, neden görmüyoruz. Hem de yabancılara, soyanlar bizden bile değil. Altın, bor, başta olmak üzere…

İktidarı 15 milyon dolar ile suçlamak, iktidarı temize çıkarmaktır. Türkiye her yıl, en 250 milyar dolar faiz ödüyor.

MAN kafalılığa gerek yok!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön