Türkiye, ekonomik olarak çok kötü bir yolda ilerlemeye devam ediyor. "Afrin'de 1000 köyü teröristlerden temizledik" açıklamasına inanan yığınlara, ekonomide yolun sonunun geldiğini nasıl anlatırız bilmiyorum.
Ancak bir gün, emekli ve çalışanlar bankaya gittiklerinde, maaşlarını alamadıklarını, para sahipleri sahip oldukları dövizlerin TL'ye çevrildiğini görürlerse, belki o zaman gerçeklerin farkına varacaklar. Aldıkları maaşlarla, yılsonunu getiremeyen insanların maaşlarının ödenemediğini düşünün.
Bazıları, olur mu böyle şeyler diyorlar bunu biliyorum. Siz olmaz diye inanmaya devam edin. İnşallah ben yanılıyorum. Peki ya, benim dediklerim doğru çıkarsa!..
Hz. Ali'ye bir inançsız, "Ya Ali, inandığınız Allah yoksa bu yaptıkların boşuna" der. Hz. Ali efendimiz "Ben görmediğim Allah'a inanmam ancak ya senin dediğin gibi değilse, ne yapacaksın?" diye cevaplar. Biz de söyleyelim, ya dediğimiz gibi çıkarsa, Türkiye ne yapacak?
Sınırlarını koruyabilecek mi?
Sosyal patlamaları önleyebilecek mi?
Dahası Türkiye borçlarını çevirebilecek mi? Çeviremediği takdirde, yani 15 yıldır yaptığı gibi, borcu borçla kapatamadığı, öteleyemediği zaman, ne olur?
Ülke iflas eder.
Son iki asırda, 83 ülke iflas etti. Olmaz demeyin, bal gibi olur.
Türkiye şuanda iflasın eşiğinde? 1 trilyon dolara yakın borcu var. Yeni borç bulamıyor. Sadece 10 ayda 210 milyar dolar dış borç ödemesi var. Bu para nerelerden borç alınıyor, Batı'dan. Peki, Batı bize para verir mi, hele de şimdi?
Vermez.
Elde satacak bir şey de kalmadı. 25 adet şeker fabrikasından başka bir şey bırakmadılar. Şimdi ona dadandılar. 15 yıldır Türkiye, dışarıdan borç para alarak, dışarının malını satın aldı. Dışarıdan kredi aldık, bu kredileri bankalar vatandaşa sattı, vatandaş yabancı marka arabalar aldı.
Bize ait araba bile yok.
Para yabancının, araba yabancının. Veya evler aldık. Şimdi bankalar, emlakçılık yapıyor. Verdikleri krediler ödenmediği için, evlere, arabalara el konuyor.
Türkiye'nin yaptığını tımarhanelik deli yapmaz.
Tarımı bitirdiler. Şimdi dışarıdan para alacağız, sonra o parayla, pirinç ve buğday alacağız. Çukurova'nın sahibi Türkiye, pamuğu bile ithal ediyor. 2003 – 2017 arasında, yani AKP döneminde Türkiye'nin dış ticaret açığı, 983 milyar dolar. 14 yıl boyunca, elin parası ile elin sattığı her şeyi almışız, samanı bile.
Yol – köprü – havaalanı hikâyelerine hiç girmeyelim. Türkiye'de herkes borçlu? 2002'de dış borç 115 milyar dolar iken, bugün 430 milyar dolar. İç borcu da say, al sana 1 trilyon dolar!..
Türkiye'yi bu borçlardan kim kurtaracak?
AKP olmayacağı açık, bu hale o getirdi. MHP, yalvarsanız sorumluluk almaz. Nitekim CHP, "Başbakan sen ol, koalisyon yapalım" dedi, kabul etmedi, hatırlayın. CHP, bu işin içinden çıkabilir mi? Muhalefet görevi bile yapamadığı için, AKP sırtımızda kalmaya devam ediyor.
Türkiye'de bütün partileri birleştirin, bu işin içinden çıkmaları mümkün değil. Türkiye'nin yeni kurtuluş savaşı, asker veya ordularla değil, ekonomi ile verilmek zorunda. Gidip Suriye'yi de alsanız, bu ekonomi ile sizi oradan tıpış tıpış çıkarırlar.
Kimse hikâye okumasın!
Deniz bitti!
Bu ekonomi ile Fırat'ın batısında PYD devlet olur, Türkiye de ona bakıcı yapılır, krediler bir süre daha gelmeye devam eder. Para veren, size emir verir. Bir ülkeye ha yabancı para girmiş, ha yabancı asker girmiş, aynı şey.
Türkiye'nin Haydar Baş'tan başka çaresi yok. Emin olun bu bir hamaset değil, hakikat. Türkiye'yi ancak, kaynakları kurtarır. Kendi kaynaklarını devreye koyacak bir sistem lazım. Yeni bir ekonomi modeli lazım?
Ve bu dünyada bir kişi de; Prof. Dr. Haydar Baş'ta?
Küçük çocuklara asker elbisesi giydirerek, bu işlerin içinden çıkılmaz. Çocuklarımızı, öldürmeye değil, yaşatmaya plan yapmalıyız. Bu savaş, ekonomi ile olur, para ile olur. Topraklar bile bugün para ile kurtarılır.
Türkiye, kafasını öyle bir vuracak ki, Sayın Haydar Baş'ın her dediğine can simidi gibi sarılacak. Göreceksiniz, onun eli ile kurtulacak. Kurtarmak her elin işi değil. Temiz olmak zorunda? Ya, Allah rızası için, dün akşam Ankara'da gerçekleşen, Milli Ekonomi Modeli gecesine bir bakın.
Prof. Baş neler söyledi.
"Türkiye'nin 3 katrilyon dolar yer altı kaynakları var" diyen insanı değil de, borç para alıp betona gömenleri seçtik. Mars'ta su bulundu oraya bir tımarhane yapalım.
Son bir şey? İktidarın telaşından da mı bir şey anlamıyorsunuz.
Sırtta seçim sandığı, elde silah!
Hem seçime gidiyorlar, hem harbe!
Bir gariplik yok mu?
Türkiye'nin bu ekonomi ile 2019'a çıkmayacağını biliyor, seçime gidiyorlar. Tek dertleri, iktidarlarını sürdürmek, oysa ülke giderse iktidar mı kalır, Allah korusun.
Bizim birliğimizi muhafaza edecek, Atatürk'te birleştirecek, ekonomimizi düzeltecek ve de ülkeyi Bağımsız yapacak, dış borçları ödeyecek, bir daha borç almayacak bir Baş'a ihtiyacımız var. Haydar Baş'a ihtiyacımız var.
Dünya onun dönemini yaşarken, biz tufanda, Nuh'a alternatif arıyoruz. Bulamaz boğulursunuz, akıllı olun!..