Ekonomimiz büyümüş, duydunuz mu?
Allah, akıl fikir versin.
Sabah, yandaş kanal yine "ver mehteri!" yapıyordu. Diğer yandaşlarında dilinde, "Türkiye ekonomisi büyümüş" sakızı…
Ekonomi konusunda yıllardır, halkın bilmediği bir dilden konuşuyorlar. İktisatçıların dili, sokakta vatandaşa "büyüme" olarak anlatılınca, ister istemez insanlar, bir umuda
kapılıyorlar.
Dolar, akşam sabah "Rabia" olmak üzere? Yani dört Türk lirası, bir dolar etmek üzere? Cari açıkta aylık büyümeye devam etti. Borçlar büyüdü, faizler büyüdü, eh ekonomi büyüdü!
Büyüdü de, dolar 3 liraya mı indi?
Doğalgaz fiyatları mı indi?
Benzin veya mazot fiyatları mı düştü?
Hayır, ama ekonomimiz büyümüş!
Her yerde bir kutlama olacak nerdeyse, "ekonomi büyümüş" diye. Güler misin, ağlar mısın? Vatandaş, "ekonomi büyümüş" diye, sakın bir beklentiye girmesin. Zamlarınız aynen "güncelleme" diye amel defteri gibi yapışacak size.
Ekonomi büyüdü madem, asgari ücreti artırın. Mesela hiç olmazsa Prof. Dr. Haydar Baş'ın 2002'de "asgari ücret 2 bin lira olacak" dediği bir maaşı, işçiye siz, 2018'de verin. Yapabiliyor musunuz?
İnsanları kandırma işi, "adalet ve kandırma partisi" oldu sanki. "AB'ye girdik" diye Melih yıllar önce, Sayın Erdoğan'ı "Avrupa Fatihi" diye Ankara'da karşılamış, gündüz vakti havayi fişekler attırmıştı.
Ne oldu, girdik mi AB'ye?
Bak, bu "ekonomik büyümeyi" de unutmayın, yakında gümlersek "hani büyümüştük" diye kimse, trene bakar gibi durmasın. Şu insanlar da ne kadar yalan habere bayılıyor arkadaş. Cebine bir baksa, nasıl bir büyüme olmuş görecek.
"Ver mehteri!" diyenlere bakıyor, "bizi çekemiyorlar" diye kendi kendini kandırıyor. Evet, bizi çekemiyorlar ama ekonomimizi filan değil, varlığımızı çekemiyorlar. Ancak bizim düşmana ihtiyacımız yok ki, bu kadar yalana alıştırıldıktan sonra.
Türkiye büyüdü de bir anda tarım ürünleri mi ithal etmekten vazgeçti. Mesela bir anda "öküzler" için saman ithalini mi bıraktı. Bir hafta içinde buğday mı ürettik. Ülke buğday ambarına mı döndü?
Sırp etine ihtiyaç mı duyulmadı?
Dolarla et ithal ediyorsun, dolar dört liraya çıktığı halde, "ucuz et" diye ucuz yalan söylüyorlar. Bünyeleri yalana alışmış, doğruyu kusan bünye sahipleri, "lop" diye yutuyor bu yalanı.
Üretmedikçe, borcunuz büyür, size "ekonominiz büyümüş" derler. Sanal bir büyümeden söz edilir. Mesela siz ülkeyi, bir şirket olarak düşünün. Bu şirket, zeytinyağı üretip satmış olsun. Ürettiğiniz tüm yağların satış fiyatıyla çarpımından oluşmuş bir rakama GSYİH denir. Siz bunu, ciro anlayın.
Bu sene geçen yıla göre daha fazla ciro yaptığınızda, ekonominiz büyümüş oluyor. İyi de, bu sene maliyet arttı, sattığım yağ sayısı geçen yıl ile aynı olmasına rağmen, ekonomim büyümüş oluyor.
Çünkü bu senenin maliyeti ile geçen yılın maliyeti aynı değil ki, tabi ki ekonomi büyümüş oluyor ama şirketin kazancı büyümüyor.
İşte bu yalanı ekranlarda "mehterle" verdikleri için, olduğunuz yerde şişiyorsunuz. Cep boş ama siz şişkinsiniz, hormonlu hıyar gibi?
Veya patlıcan gibi…
"Hıyar" demeyi üstüne alanlar olur.
Neyse.
Normalde bugün, Kudüs konusuna ilginin azlık nedenlerini yazacaktım. "Büyüdük" yalanları ekranlarda ymehterle yedirilince
dayanamadım.
Yalan söylüyorlar Türkiye aç!
Türkiye yoksul.
Türkiye borçlu.
Asgari ücret açlık sınırının altında? Kişi başına düşen milli gelir yalanı ne ise "ekonomimiz büyüdü" yalanı da o dur. Türkiye'nin gelirini 80 milyona bölüp, kişi başına düşen milli gelir nasıl kimsenin cebinde değilse, "ekonomimiz büyüdü" açıklamasının da vatandaşa yansıyan hiç bir tarafı yok.
İsteyen yalancılara inanmaya devam etsin. Ne zaman ki, Türkiye'de asgari ücret 5 bin liranın üstünde olur, o zaman "İş ve Aş" olur. O zaman, adil gelir dağılımı olur. O zaman vatandaşın cebine giren, bir ekonomik büyümeden söz edilir.
Başkasının cebine giren ekonomik büyümeye sevinen, kapitalizmin marabaları olmayın. Haydar Baş sisteminin, Bağımsız Türkiye'lisi olun. Dünya bu sisteme döndü. Rusya ve Çin'e bakın, anlayın.