Türkiye "derinden" kaynıyor!

Öyle derin tahliller yapmak istemem ama Türkiye, "derinden"  kaynıyor. Bazı fay hatları, kırılabilir. Türkiye günübirlik inişler ve çıkışlar yaşıyor. ABD'ya bağırıp çağırmalarına bakmayın, yine Atlantik'e dümen kırıyorlar.

Önümüzdeki günler yine Rusya ve İran'a karşı bir söylem gelişirse, şaşırmayın. Suriye ile iyi ilişkiler başlayacak diye ümit ederken, birden "Esad katil" dediler. Suriye'de ABD ile oldukları mesajını verdiler.

Hem, ABD'den bu kadar şikâyetçi ol, "4 bin tır silah verdiler" diye her ortamda şikayet et, hem de ABD ve İsrail'in düşmanına "düşman" olmaya devam et!..

"Düşmanımın düşmanı dostumdur" diye bir söz var, bilirsiniz. Esad'a düşman iseniz ABD ve İsrail'e dostsunuz. Aynı şey İran için de geçerli. Eğer İran'a düşman iseniz, İsrail ve koruyucusu ABD'ye dostsunuz.

Dış politikada hangi ülke kimin ile ona bakın. Yoksa "Ey Amerika!" demelerine sakın aldanmayın. Son birkaç olaya dikkat edin. Ben tesadüflere inanmam, fazla şüpheciyimdir. Suriye'de, Rusya üslerine İHA'larla saldırı oldu. Türkiye, Esad konusunda Rusya ve İran'ı uyardı.

Erdoğan Sarıkamış vurgusu yaptı. İran'da "bozkurt" işaretli yürüyüşler oldu.

15 Temmuz'da "kahraman ilan edilen bir Yüzbaşı "FETÖ üyesiyim!" diyerek, pişmanlıktan yararlanmak istedi. Ve bu yüzbaşı bir takım bilgiler(!) verdi. 

Bundan önce hükümete, Pensilvanya kaynaklı bir takım haberlerle "ulusalcı subaylar darbe yapacak" korkusu verildi. Ardından iktidar, o meşhur KHK'yı çıkardı.  "Sivillerin darbeyi bastırmada cezai sorumlulukları olmayacak" kararı çıktı.

Hemen ardından Sayın Bahçeli, AKP'yi şartsız destekleme kararı verdiğini açıkladı. Erdoğan mı bozkurt işareti yapacak, Bahçeli mi "Rabia" işareti yapacak, bunu zaman gösterir. Ancak isteyen istediği işareti yapsın, kazanan ABD olacak.

Bahçeli "görev" adamıdır,  adı "Devlet" ama ne yazık ki devlet adamlığını hiç görmedik. ABD bir Derviş gönderdi, bu Bahçeli bağrına bastı, "ülkenin âli menfaatleri" tekerlemesiyle.  Derviş yasalarıyla Türkiye kurutuldu, Bahçeli, "Bozkurt" işareti dışında hiç bir şey yapmadı.

Türk tarımını bitiren yasalar o gün Derviş eliyle, üçlü koalisyon icraatı olarak gerçekleşti, AKP ile tamamen tarım tamamen bitirildi.

Bahçelinin üçlü koalisyondaki rollerini hatırlayın. Öcalan'ın ipten kurtarılmasına kadar hepsini hatırlayın. Sonraları, AKP'yi sıkıştığı her nokta da, kurtarmasına, önünü açmasına bakın. Onun teskere desteği ile vatan toprağının, peşmergeye çiğnetilmesine bakın.

Şuan da hükümete şartsız desteği, sanmayın ki partisinin erimesiyle alakalı. "Derinlerde" devletin doğuya dönen yüzünü,  Batı'ya çevirmek için, bir rol üstlenmiş, onu yerine getiriyor.  Türkiye'nin Rusya-Çin ekseninden uzaklaştırılıp,  NATO ekseninde daimi kalışı, sağlanıyor. 

Aslında Türkiye, NATO ekseninden milim kopmadı ancak, ABD'nin uykuları kaçıyor.  Sam Amca işi şansa bırakmıyor. S-400 iptal edilip, verilen kaparo yanarsa, anlayın ki "bizim çocuklar başardı". 

Ülkenin ne kadar "hareketli" genci varsa, geçmişte NATO'ya tetikçilik yaptırdılar, Evren sonrası devlet tank gibi üzerlerinden geçti. Ülkelerini kurtardıklarını sanıyorlardı, kendilerine "devlet" görev verdi sanıyorlardı ama devlet elbisesi giymiş NATO elamanları onlara görevler vermişti.

Ülkenin ne "sağı" kaldı, ne "solu" birbirlerine kırdırdılar. Şimdi o günlere tekrar dönülüyor sanki. Bir taraf "benim adım Devlet" der gibi kendi tarafını, vatansever, karşı tarafı "vatan haini" gibi gösteriyor. 

Oysa biz iç cepheyi sağlamlaştırıp, Atatürk'te birleşip, emperyalizme karşı koymalıyız. NATO'nun 50 model kafasıyla, vatanseverlik olmaz.

Sayın Erdoğan yine oyuna geliyor!

ABD ve NATO'dan, sözde değil, özde uzaklaşmak zorunda. 

Milliyetçilik "bozkurt"  işaretine, Müslümanlık  "Rabia"ya sokulamaz. Milliyetçilik ve Müslümanlık, Fransız ve Sırp eti yiyerek olmaz. Saman ve buğday ithal ederek olmaz.  Milli bir tarımla olur. Milli tarımı, Amerikan Derviş'ine bitirmekten sabıkalı olanlar, nasıl milliyetçi olurlar.

Milliyetçiliğe ve Müslümanlığa, ABD, NATO standardı getirdi. Öyle bir Milliyetçi türü gerçekleştirdi ki, ülkede "milli" olan tüm kurum ve kuruluşlar, bir bir satılacak, siz sadece bozkurt işareti yapacaksınız!

Öyle bir Müslümanlık ki, tekbirlerle kiliseler açılacak, "dinlerarası diyalog" devlet politikası yapılacak, siz Kudüs'ü Papa ile müdafaa edeceksiniz, mesela!

NATO Müslümanlığı FETÖ'dür işte. NATO milliyetçiği de, malum? Uğur Mumcu milliyetçidir mesela? "Milliyetçilik emek ve üretimi emperyalistlere peşkeş çekmemektir" diyor.  "NATO'ya defol!" diyendir milliyetçi. 

"Ne AB, Ne ABD, Bağımsız Türkiye" demek, milliyetçi olmanın birinci şartıdır. Türkiye'nin ABD ve NATO'ya karşı itikadı, ilk defa sarsıldı. Buradan devam edip, Bağımsız Türkiye'yi kuralım. Ne ABD'nin kucağına oturalım, ne Rusya'nın. 

Türk ve Müslüman kucağa oturmaz. Bir denge politikası izleyerek, Milli Ekonomi Modeli ile üçüncü bir güç olabiliriz. Her şeyi ithal ederek, ancak  "kukla" olmaya devam ederiz. Türkiye'nin Prof. Dr. Haydar Baş'a ihtiyacı var. Özde milliyetçiliğe ve özde Müslümanlığa ihtiyacı var.

ABD ile "derinden" kapışmak yerine, açıktan yüzleşmeye 

ihtiyacımız var.

Türkiye "derinden" kaynıyor!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön