Geçenlerde, iktidarın eski vekillerinden Cevdet Erdöl "Helal İlaç" çıkışı yapmıştı. Kendilerini tanırım, iyi bir doktordur. Cumhurbaşkanı'nın özel doktorudur şuan. Ayrıca Sağlık bilimleri Üniversitesi rektörüdür.
Asker iken Ankara Gata'dan muayene olmuş, kalbimde var olan deliğin kapandığını, ilk ondan öğrenmiştim. Aslında ameliyatsız kapanmayan "ASD", bende kapanmıştı. Allah'ın takdiri, kalbimde ASD olduğu, heyet raporu halen elimdedir.
Neyse yıllar geçti, üzerinden?
Vekil iken AKP üzerine, geniş bir değerlendirmemiz olmuştu meclisteki odasında. Onun da üzerinden yıllar geçti. Konuya gelirsek, Cevdet doktoruma önce "Günaydın!" demek istiyorum. "Domuz" tehlikesine dikkat çektiği için.
"Helal İlaç" konusunda her satırına katıldığımız, değerlendirmeleri gerçekten çok önemli ancak iş ilaca gelinceye kadar neler var, neler. AKP'de vekillik, sağlık komisyonu başkanlıkları yapmış bir insanın AKP'nin "Domuzu kasaplık et statüsüne soktuğunu" bilmemesi mümkün değil.
Çok eleştirdikleri İnönü bile bu ülkede domuz eti satışını serbest etmedi. AB uğruna domuza dahi "EVET" diyen şu iktidara, birinin "haram" olduğunu anlatması lazım!
Ülkede enteresan bir "domuz" siyaseti var, sayın seyirciler!
Ne yediğini, ne içtiğini bilen yok.
Sayın Erdöl'ün samimiyetine inanıyorum, o başka? Fakat yetmiyor ki, samimi olmak. "Bir kötülük görüldüğünde el ile olmuyorsa dil ile engel olmak 'iman', bu da olmuyorsa, o kötülüğe kalp ile buğz etmek", 'zayıf iman' olarak vasıflandırmış, kim? Allah'ın peygamberi?
Kalpte delik mi var, çarpıntı mı var, bunu Cevdet Hoca bilir. Bir kalpte iman mı var, küfür mü var, bunu da Allah bilir. İşaretleriyle gerçek mü'minler de bilir. Neyse bu konuyu kapattım, nokta.
Ancak Cevdet Hoca'nın tüm satırlarına katıldığım şu uyarısını da okuyun:
"Gıda ve ilaç endüstrisinde yoğun bir şeklide Batılı ülkelerde üretilen jelatin kullanılmaktadır ve bu ürünün ana kaynakları içerisinde, ekonomik ve teknik bazı avantajlarından dolayı ağırlıklı olarak domuz deri ve kemikleri kullanılmaktadır.
Helal olmayan katkılar içeren ilaç ve tıbbı cihazların Müslümanlarca tüketilmesi endişe verici olup, bu durum genlerimizi, geleneklerimizi ve inancımızı tehdit etmektedir."
Kıymetli okurlar!
Birkaç yazılık bir konudur, ülkemizdeki "domuz" gerçeği. Bir millet domuz tüketmiş olmazsa, şu veya bu şekilde, bu kadar tepkisiz olmaz. "İnsan yediklerine bir baksın" diyor kitabımız Kur'an.
Biz duymak bile istemedik.
Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu, ülkede "domuzun kasaplık et statüsüne girmesine karşı" ne yazık ki yalnız kaldı. Diğer tüm uyarılarda, hep yanlız kaldığımız gibi… Yüzde 99'u Müslüman olan şu toplum, AKP serbest edince domuza "helal" gözüyle baktı adeta.
Şimdi şu olaya bakın:
Uluslararası kuruluşlar, katkı maddelerine bir numara verirler. AB'de bu "E" kodu ile başlar. Hiçbir zaman anlamayacağımız, nerede ve nasıl üretildiğini, asla bilemeyeceğimiz sayılar görürüz.
Jelatin(E441) çok değerli bir proteindir. Gıda sektöründe çok yaygın olarak kullanılır. Jelâtinin yüzde 99'u Müslüman olmayan ülkelerce üretilmekte? Yılda tam, 380 bin ton üretilir.
Jelâtin memelilerin dokularında, hususiyetle kasları kemiklere bağlayan yerlerde ve derilerde, bulunan kollajenden çıkartılan bir proteindir.
Kollajen su ile kaynatıldığında jelatin olarak bilinen, suda çözülür, proteine dönüşür. Soğutulduğunda, jel haline gelir. Başta domuz, sığır ve çok az olarak ta balık gibi hayvanların deri, kemik, bağ dokularının kaynatılmasıyla üretilir.
Yani anlayacağınız, daha ucuz olduğu için domuzdan üretiliyor. Çünkü en ucuzu domuz? Peki nerelerde mi kullanılıyor?
Ben nerelerde kullanılmıyor diye sorayım:
Pastada, yoğurtta, dondurmada, eritilmiş, peynir ve kaşar üretiminde, margarinde, salam,sucuk, sosiste; reçel, pekmez ve helvada; fındık, fıstık ezmelerinde, sakızlarda, ilaç sanayi de, kozmetikte,, kan verme ürünlerinde,?
Hangisini sayayım!
Dolaylı yolda, domuz tüketiyoruz. Uzmanlar, "hiç yemeyen, bir domuzu tüketmiştir" uyarısı yapıyorlar. Bu konuda vatandaş ne yapabilir? Devlet çözüm getirmeli, hükümetler önlem almalı.
Söyledik ya bırakın önlemi, "kasaplık et" yaptılar. Domuz tüketiyor, insanlar. Marketlere bu hasasssiyetle girin, bir şey almadan çıkarsınız.
Domuz tükettik(!) AB'ye yine almadılar, hacılar!
AKP'den önceki "yasak", tekrar gelsin!
İktidar için, "domuzu" savunmak yetsin gayrı… "Yiyen yine yer" vari, domuzluk kimse yapmasın artık. Lüten!
Domuz, İslam'a göre "haram" ey iktidar!
"Şeriati getireceğiz!" diyenler, ülkeyi domuz çiftliğine çevirdiler. Ne el ile engel olundu, ne dil ile… Ne de kalp ile buğz edildi, savunludu üstelik AB'ye giriyoruz"diye. Domuz yendi, iman uçtu sanki…