"Yunanistan bizi kandırdı!" yolda!

Sayın Erdoğan'ın Yunanistan ziyaretinde bir şey anlayan oldu mu?

Eleştirmek için demiyorum bak, vallahi!..

Ben mi bir şey anlamadım, yoksa kimse mi bir şey anlamadı. Kim ne anladıysa, bana da anlatsın!

Yunanistan'ı neden ziyaret ettik mesela?

Ettik, ne istedik?

FETÖ'cüleri bile istemedik. Çipras, "Kıbrıs'ta işgalcisiniz" dedi, "hayır değiliz" bile diyemedik. İstanbul'daki talebe sayımız kadar nüfusa sahip bir ülke ve bu kadar mütecaviz? Elimizi, ayağımızı, bağlayan ne!..

AB'ye de girmiyoruz madem?

Ey iktidar!

Korkumuz ne? 

Neden sürekli "18 ada" ve "işgal"den söz etmedik de, "müftü" deyip durduk. Tabi ki "müftü seçimi" Lozan'a ait bir hak, bu ayrı ama iş "müftü seçimine" gelene kadar daha neler var. Ortada fili bir işgal var.

Ben bu ziyaretten, gerçekten hiçbir şey anlamadım!

Yunan tarafı da, öyle pek mutsuzdu. Sanki zorla gelinmiş gibi trip içindeydiler. 

Yunan tripi!

Adamlar hem işgalci, hem tripçiler? 

Bizimkisi "kara" ve "ada" demiyoruz diye özellikle altını çizdi, ne hikmetse. Sanki "ada" dersek, "kara" dersek, büyük bir yanlış yapmış olacağız Rum büyüklere(!)? Yunan cumhurbaşkanına az kalsın bir "van minıt" çekilecek gibi olundu sanki ama yaşlı Rum, tecrübe ile savuşturdu. Kendi üzerinden bir şova izin vermedi. 

Allah'tan ki olmadı!

İsrail'e bir "Van Minıt" çekildi, Kudüs başkent oldu. Eğer Yunanistan'a bir "van minıt" çekilseydi, İzmir giderdi maazallah? Hiç bir ak'a bir şey anlatamazdık.

Birçok il sınırımızın tapu kadastrosu içinde yer alan 18 ada, AKP iktidara geldikten sonra, bir bir çıktı. Ada ile bitmedi, Yunanistan kıta sahanlığını 6 milden 12 mile fiili olarak çıkardı. 

Bunun bir de havası var. Yani aynı şeklide 12 mile göre havasını da genişleten Yunanistan ile bir savaş, emin olun hiç uzak değil. Çünkü ortada fiili bir durum var ve buna göz yuman bir iktidar var. 

Ya AB hikâyesinde gizli bir anlaşma ile bu işe göz yummaya kara verilmiş. İkinci ihtimali söylemeyeyim!

"Lozan'ın güncellenmesi" diye bir tabir, emin olun dünya hukuk tarihinde duyulmuş görülmüş şey değil. Zamlarla milletin anasını ağlatan iktidar, işe "güncelleme" diye diye "Lozan'a güncelleme" diye bir kavram geliştirdi.

Hukuk Profesörü olan Yunan Cumhurbaşkanı, olayı anlamakta zorluk çekti.  Uluslaraarası anlaşmalar ne ise o dur. Bunu, "iki ülkenin de hoşuna gitmeyen tarafları var" diye tartışmaya açarsanız, Sevr'i getirisiniz. 

Sorun, Türkiye'nin Lozan tapusuna rağmen, topraklarını kaybetmesi. Hem de savaşsız bir şekilde… Yunanistan bakanı bir yıl önce "Lozan'ı beğenmiyorsanız, Sevr'i getirelim" demişti.  

Sayın Erdoğan;

"Kıbrıs'ta işgalci değiliz" deseydi. 

"İşgal ettiğiniz Yunan adaları askersiz ve silahsız, insansız hale getirilmezse savaş sebebidir" deseydi.

"Oynadığınız it dalaşı yeter" deseydi. Her şey çok farklı olurdu. 

Türkiye, sanki Yunanistan'a dedi ki bu ziyarette:

-Adalara oturdunuz ama ses çıkarmıyoruz!

-Kıbrıs'ta işgalciyiz ama çözüme siz yanaşmıyorsunuz!

-Lozan diye bir şey var biz bunu adalarda uygulamıyoruz, hiç olmazsa siz "müftü seçiminde" uygulayın, biz de Türkiye'de adalar konusunda baskıdan kurtulalım, iktidar olarak. Bastırdık Yunanistan'a 'müftü' olayını çözdük diyelim.

-Fatih kaymakamlığına bağlı olması gereken patrik, bizim sayemizde "ekümenik" bile oldu. Bilmediğimizi sanmayın.

-NATO'ya sizin geri alınmanızı sağladık, bunun kıymetini bilin!

Kıymetli okurlar!

En kötüsü de ne biliyor musunuz:

Batı Trakya Trükleri'nin sorunlarını dile getirmeye Yunanistan "iç işimiz" derken, Çipras'ın  "Ayasofya" vurgusuna, "o bizim iç işimiz" diyemedik. Yunanistan'a kaçan Gülencileri bile isteyemedik. 

Yunanistan ziyaretinde, gerçekten bir şey anlamadık.

Aslında çok şey anladım da, burada bunları söylemeyeceğim. Ancak yakında Yunanistan ile çok gerileceğimizi, buradan söyleyeyim. Devlet aklı, sabrın sonuna geldi.

Demedi demeyin!

"Yunanistan bizi kandırdı!" yolda!

Mızrak çuvala sığmıyor artık. 15 yıldır, Yunan karşısında geri çekile çekile adanın eşekleri bile bize gülüyor. İlk göreve geldiğinde "Ege kimin?" sorusuna, "Ege balıkların" diyen Çipras, şimdi, Ege'de benim diyor, Kıbrıs da benim diyor.

43 yaşındaki Yunan sosyalistinin gözü hayli açılmış. Türkiye'nin gözü kapalı olunca, adamın her yerinden bir göz açılmış. Kudüs'ü kurtarmaya giden mücahitler(!) Ege adalarında eşek bile kovalayamazlar. 

İktidara gelmeden Prof. Dr. Haydar Baş'ın tezlerine sarılan Çipras, şimdi bayağı kapitalist olmuş, adalara doymuyor meret!

Türkiye, Baş Tezler'i iktidar etseydi, eskiden kayıp ettiği adaları dahi parayla alırdı şimdi. Borçlu Yunanistan'a AB,  "adalarını sat" dedi. Zengin bir Türkiye, askersiz, savaşsız, Kıbrıs'ta da istediğini alır, Ege'de de. 

Başta AKP olunca, kaynaklar elden çıkınca, Yunanistan'a AB uğruna "sessiz" kalınınca, olacağı bu? Sadece adaların değil, dünyanın bütün eşekleri bize gülüyor. 

"Yunanistan bizi kandırdı!" yolda!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön