Önünü görmeyen iktidar, Suriye bataklığına saplandı kaldı. ABD adına koştukları BOP yolunun da, sonuna geldiler.
Dönecekler, dönemiyorlar.
Çareyi, "kardeş" dedikleri Davutoğlu'nu yeme de buldular!
"Davutoğlu bizi kandırdı" der, sıyrılırız diye düşündüler.
Bekleyin görün?
Genelkurmay, "uyruğu belli olmayan" bir uçağı vurduklarını belirttikten kısa bir zaman sonra Saray'ın Kalın'ı, "Rus uçağını vurduk!" demişti. İşi sonuna kadar kullanmışlardı.
Dış politika ve de Rusya gibi bir ülkenin uçağını vurma konusu, mahalle muhtarları seviyesine indirilip konuşulmuştu.
Şiştikçe, şişmiştiler!
Gün gelip, ülke bunun bedelini öder diye, hiç akıllarına getirmediler. Ve nihayet o gün geldi.
Turizm sektörü çöktü.
Bir milyon Rus turist şimdi Yunanistan yolcusu?
Tarım sektörü çöktü.
Türk hıyarları elde kaldı!
Hiçbir cacık olmuyor!
Üç tarafımız Rusya ile çevrildi!
20 km'lik roketlerle Gaziantep ve Kilis illerimiz dövülürken, sınırda İHA bile uçurtamaz hale geldik. Kilis vuruluyor, uçaklar Kandil'i bombalıyor.
Durum vaziyet bu?
Şimdi kalkmış, "Rusya-İran-Türkiye güç birliğinden" söz ediyorlar. "Esed inecek" inatlarının yerini, "Esad kalabilir" aldı. Tükürdüklerini yaladılar demeyeceğim!
Gurur yaparlar sonra!..
Marabanın ağaya sorduğu " iyi de ağam, biz bu b.ku niye yedik!" hikâyesini de, hatırlatmayacağım!
Ama şunu sormama müsaade edin!
Ülkenin içine niye ettiniz kardeşim!
Kim için ettiniz!
Elde ne ettiniz?!
Ey avaneler! Ya siz!..
Efendileriniz, "Rusçu" oluyorlar, farkında mısınız?
Üstelik de, Rusya ile "güç birliğinden" bile söz ediyorlar.
Ama ABD'ye üsleri verip, PYD'ye desteklerini sağladıktan sonra? Türkiye'nin 980 kilometrelik Suriye sınırlarını, ABD-PYD kontrolüne verdikten sonra?
Prof. Dr. Haydar Baş, "Türkiye'nin üzerinde toprak hesabı olmayan ülkelerle ittifaklara gitmeliyiz" dediğinde, bazıları Amerikan kucağında oturdukları halde ona, "Rusçu" dediler.
İsrail'le dostluğu savunan emzik ağızlılar, ömründe bir kez İran'ı görmemiş, bir İran Zarrap'ı tanımamış insana, "İrancı" dediler.
Amerikancı ve İsrailcilerin, Türk milleti için yazılan bir modelin Rusya öncülüğünde dünyada uygulanması karşısında Baş Hoca'ya "Rusçu" demelerini biplemiyoruz!
Zorumuza giden, ülkenin ağır faturalar ödemesi?
ABD ve NATO'nun Türkiye'yi bölmesi dışında bir hesabı yokken ve bu hiç gizlenmemişken, ABD'yi Kazlıçeşme'de ve Saray'da sadece muhtarlara eleştirmek dışında, hangi somut adımlar atıldı?
ABD, iktidarı Zarrap'ından yakalamış sıkıyor çünkü!
Halen PYD terör örgütü ilan edilmiş değil. Kimi kandırıyorsunuz?
Ayrıca ABD patentli çözüm sürecini yeniden getirmek istiyorlar. "Silahları gömmekten" söz ediyorlar. Silahlarlarıyla birlikte teslim olmak başka şey, silahları gömmek başka şey!..
Gömen, bir gün çıkarır!
Demem o ki, birkaç otel battığı için Rusya ile arayı düzeltmeyin. Batan ülkeyi kurtarmak için Rusya ile ve diğer komşularla ilişkileri düzeltin!
Türkiye'nin, herhangi bir devletin kucağına oturması söz konusu olamaz. Yönetenler bunun farkında olmayabilir. Ülke BOP'un içinde olmasına rağmen, ABD-İsrail ortak aklını bırakıp, Haydar Baş üst aklını dinleyerek, Rusya ve Türkiye, dünyayı değiştirir ya!..
Bunun için önce iktidarın kafayı değişmesi gerekir. Hem ABD'yi razı edip, hem ülkeyi koruyamazsınız. ABD, Rusya ile olmanızı istemiyor. Uçağı vurdurtan, ABD değil mi zaten?
Neyse gelelim sonuca:
Sayın Binali Bey ilk gün, "İş ve Aş" dedi. Şimdi de, "Haydar Baş" desin, bitsin bu iş?
Türkiye'nin Haydar Baş'ı var!
Eninde sonunda dediklerine geliyoruz madem, bir defa da temiz bir dönüş yapalım. Emin olun kimseye ihtiyacımız olmaz.
ABD'yi Türk'ün yurdundan kovalım.
ABD hiçbir halt değil!
Şantajlarından korkmayalım!
Ulusun! Tek dişi bile kalmamış. Baş Hoca, para formülü ile onlarda diş bırakmadı zaten.
Yeter ki biz Baş'a dönelim!
Ülke için, kendiniz için, vatan ve Allah için, dönün!
Dönün de, ne için dönerseniz dönün!
Kapitalizm canavarını bu topraklarda ebediyen kovalım. Onun yeşile veya sarıya boyanmış tüm unsurlarını silelim.
Emek ve üretim karşılığında milli paramızı basalım. Senyoraj geliri ile Türk milletini doyuralım. Her çalışana "asgari 5 bin lira" verelim. Bu devletin vatandaşı olan herkesi, maaşa bağlayalım.
Bakın bakayım, terör olur mu?
Ayrılık kalır mı?
Asker, polis, ölür mü?
Dağa çıkan olur mu?
Bataklık kurur çünkü.
Son bir not: Rusya ile yakınlaşma ihtimaline karşı, CIA provokasyonlarına dikkat edelim. Kütahya'da oldu bile?