Afrin'e ha girdik, ha gireceğiz dediler ama "bir gece ansızın" Rusya'ya gittiler. Milli konularda eleştiri olmaz ama gerçekleri de yazmak gerekiyor.
Rusya, Suriye devletiyle anlaşarak Suriye'de bulunuyor. ABD ise önce "IŞİD" diye benzeri örgütleri oraya soktu, sonra sözüm ona onları kovmaya geldi ama İŞİD gitti, yerine kendi kondu. PYD'yi de kendine "bekçi" yaptı.
En ağır silahlarıyla donattı. Şimdi de "Suriye'den çıkmayı düşünmüyorum" diyor. Dünyanın iki süper gücü, Suriye'ye yerleşti mi anacağım!..
Şimdi Türkiye ile aralarında top gibi oynuyorlar. İkisi de, Türkiye'yi yanında tutmak için, PYD'yi kullanıyor. Afrin'de hiç ABD askeri yok. Üstelik ABD, "Afrin'e karışmam, gireceksiniz girin!" dedi. Fakat "girmeseniz daha iyi olur" diye de, ekledi.
Ancak Rusya hiç tınmıyor. Türkiye'yi hiç dikkate almıyor. Türkiye, Afrin'e girecek ama ola ki Rusya ile karşı karşıya geliriz diye, temkinli hareket ediyor. Ve Rusya'dan ses çıkmayınca Akar ve Fidan Moskova'ya gitti.
Bundan daha zül bir şey olamaz. Madem Afrin'e gireceğiz, niye Rusya'ya gidiyorsunuz? Yok Rusya'dan izinsiz bunu yapamayacaksınız, niye ülkeyi rezil ediyorsunuz. Ülkenin zaten olmayan itibarını, neden ayaklar altına aldınız.
Belli ki, hem Rusya hem de ABD, Suriye'de bize karşı dürüst değil. Açık söylemek gerekirse Türkiye de dürüst değil. Dürüst olmak gerekiyor mu, bu ayrı konu ancak iki süper güç arasında silindir gibi ezilebiliriz.
Suriye'de var olacağım derken, Türkiye'de dahi devlet olarak varlığımız tartışma konusu olabilir. Rusya ve ABD ile dans edeceğimize, aralarında bizimle top gibi oynayacaklarına, kendimize ait bir planımız olsun. Belki vardır ama neye yarıyor?
Olayı iç politika malzemesi yapmaktan uzak bir anlayışla ve soğukkanlılıkla, ele almalıyız. Amaç bir Kürt devletine mi engel olmak, Kürt koridoruna mı? Biz "koridor" diye sayıklarken ABD, "ordu" kuruyor.
ABD istiyor, Suriye'de Rusya ile kapışalım, Rusya istiyor, Suriye'de ABD ile kapışalım.
Rusya, Türkiye'deki yatırımlarını düşünüyor, bir de Astana süreci, sürsün istiyor. Bu yüzden daha "dostça" davranıyor şimdilik. Türkiye, ABD'yi üslerden kovarak, restini çekmeli. Rusya ile de Suriye'nin toprak bütünlüğü üzerinden anlaşarak, PYD/PKK desteğini sonlandırmalı ve bunu garanti etmeli.
Rusya yatırımlarını düşünerek, Türkiye'nin dediğine gelecektir. İçinde Türk ve Müslüman nüfusu düşünerek, Rusya bizimle kötü olmayı istemeyecektir.
Ve en önemlisi; Türkiye, Esad ile anlaşmalı. Esad ile kavgalı olmamız hem Rusya'nın hem de ABD'nin işine geliyor. "Başımıza her ne geldiyse yanlış Suriye politikasından geldi" itirafının gereği yapılsın artık.
Esat, kendi toprağını savunsun, biz ona destek verelim. Özgür Suriye Ordusu, Suriye Ordusu'na katılsın, bu kadar "özgür" oldukları yeter bence. Olaylar hızla değişir. Türkiye, parçalanan Suriye'de parça alacağı hayalinden vazgeçmeli, bunu yedirmezler.
Suriye'den parça alırsın, Türkiye'den parça koparırlar.
Türkiye, Suriye'de anlaşmalarla var olan toprağını, "başarılı bir operasyonla" terk etti, türbeyi alıp kaçtı. Davutoğlu vatan ihanetten yargılanmalı, bu icraatı için.
İktidar, halen devam eden BOP'taki rolünü gizlemek için, "Halep 82" gibi numaralarına yatmasın. Eğer gerçekten PYD tehlikesine inanıyorsa, arkasındaki ABD'yi üslerinden kovsun bir, Afrin'den önce Kobani'ye girsin iki.
"Ey NATO, sınırımızdan bize bir saldırı olursa, yanımızda mısın?" sorusuyla, Afrin'e girilmez. Halen Suriye'de bile Rusya'ya karşı NATO'culuk oynuyoruz. Yapılacak şey, Suriye'de elimizi çekip, meşru yönetimin topraklarını kazanmasına yardım etmek.
İran'ın yaptığını yapmak?
İran ve Türkiye, Irak ile Suriye'nin ellerinden tutarak ayağa kalkmasını sağlamalı, BOP'u çökertmeli. İki ülkenin birlikteliği, İslam coğrafyasında zamanla bir birliğe neden olacaktır.
Ve Türkiye'nin asıl yapması gereken:
Ordularların yapamayacağını ekonomiler yapar.
Batı Almanya, Doğu'yu nasıl aldı, hatırlayalım. Kırım nasıl, Rusya'ya ilhak oldu bir düşünelim. Ne savaş ne askeri operasyon. Türkiye, " Vatandaşlık Maaşı" ile orduların yapamayacağını yapar.
Emin olun, ekonomik olarak çekim merkezi olalım, Musul ve Kerkük dahil, bir çok yer savaşsız, referandum ile bize katılır. Ne ABD bir şey yapabilir, ne Rusya.
İçeride tam bir birlik sağlanır. Bölgede hesaplar bozulur, Rusya veya ABD bize "Kürt kartı" oynayamaz. Zenginlik, barış getirir, yoksuluk ise kavga.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın projeleri, bölgeye barış getirir, içimize kardeşlik. ABD'nin BOP'undan çıkalım ülke olarak, Rusya'dan merhamet dilenmeyelim. Bizim kimseye ihtiyacımız yok. Biz Türk Milleti'yiz. Kendi göbeğimizi, ekonomi makasıyla keselim.
İthal fikirlerle, göbek yerine boğazımızı keseriz. Her şeyin ithal Türkiye, sen ancak kendini kesersin!
Elden gelen buğday ile hiç bir savaş kazanılmaz. Enver Paşa olmaya kimse heveslenmesin, film izlemeye benzemez bu işler. Girersin, bir daha çıkamazsın. Afrin'e girerim dedin, Kasa Uçağı'nı indirdiler, anla sana kardeşim, sen esirsin!
Soruyorum bu uçağı, ABD mi indirdi, Rusya mı?
Vah Türkiyem vah!..
Önce bağımsız olmalısın!
"6 ayda Türkiye'yi kurtarmaya, ben başımı ortaya koyarım" diyen, Prof. Dr. Haydar Baş'ı dinlemek yerine, ABD ile Rusya arasında, koşuşturup duruyorlar.
Yarın çok geç olabilir, haberiniz olsun.