Türkiye nasıl bir savaş vermeli?

Savaş, sadece ordularla verilmez. Hele de günümüz dünyasında, en büyük savaş ekonomi alanında veriliyor. Askerler yerine, paralar savaşır. Toprağınız üzerinde düşman askerlerin yerini, yabancı düşman  tohumlar alır.

Toprak üzerinde yabancı asker ne ise yabancı tohum da odur. Para savaşları hele, çok önemli. Elin askeri ile savaş kazanılır mı, elin parasıylada ekonomi savaşı kazanılmaz. Paranız "milli" olmak zorunda. Askeriniz ya da ordunuz gibi.

Dinler savaşı vardır ama size "diyalog" şeklinde gelir,  "hoşgörü" diye yutturulur. "Hepimiz Allah'a inanıyoruz" derler ama onların "Allah" dediği senin Allah'ın değil. Sen tevhide inanırsın, onlar teslise? 

Birlikte programlar yapmayı teklif ederler, kabul etmezsen "hoşgörüsüz" veya "marjinal" ilan edilirsin. Senin içinden kendilerine "uşaklar" bulurlar. Bir bakarsın, ömürleri boyunca "din-iman" demiş tipler, o toplantılarda boy gösterirler.

"İbrahim-i Dinler" veya "ilahi dinler" diye zırvalarlar. Abant Toplantıları düzenlemişler, bütün "nursuzlar" toplanmışlar. "Akıl ile vahiy çatışırsa, tercihiniz nedir?" diye oylamaya gitmişler, tabi ki, "aklı" tercih etmişler.

Sana da cazip gelir tabi ya "akıl" dersin, oysa bunların aklı ile senin ki çok farklı. Vahiyi kabul etmeyen akıl, tabi ki vahiy ile çatışır. "Allah bilmez, ben bilirim"  diye, kafa tutar. Sizi siz olmaktan çıkarırlar.  

Papazlı, hahamlı "iftarlar" düzenlenir, "Hepimiz İman ehliyiz" derler. Oysa İman, İslam ile mümkün.  "Allah katında din İslam'dır" ayetini diyaloga, engel görürler. Ezan okuturlar ama içinde "Muhammet-Resulullah" kısmı çıkartılmış. Kelime-i Tevhitten de çıkarmışlar. 

Gel de buna "İslam" de!

Olmuş, Vatikan İslam'ı… GDO'lu tohum ne ise o.

Gülen ve Sait Nursi "Diyalog" misyonun parçasıydılar. Papalığın İslam dünyasında ABD'yi arkasına alarak dayattığı din, "Ilımlı İslam"?  ABD ve Batı, İslam'ı istemiyor, İslam adında kendi dayattıkları bir "İslam'ı" kabul ediyorlar.

Aynı anda hem Radikal İslam'ı, hem Ilımlı İslam'ı dayatıyorlar. Radikal İslam ile İslam'ı teröre, Müslüman'ı teröriste eşitliyor, "Ilımlı" dediğiyle de, seni kendi dinlerine sokuyorlar. İslam'a inandığını sanır fakat hıristiyan gibi düşünür, hiristiyan gibi yaşar.

Amaç, İslamsız bir dünya?

Amaç, topraklar ve kaynaklar?

Toplar, tüfekler, en son kullanılır. 

İnanç yıkılırsa, direnç yıkılır!

İnançtan maksadımız tabi ki İslam inancı, bu inanç bugün ne yazık ki yıkılıyor. "Müslüman" tekbirle açılan kilise için, alkış tutuyor. Yanlışa karşı direenç sıfır. "Müslüman", Papa'dan duan istiyor, hem de "müftü"?  "Müslüman" liderler, Papa'ya "kutsiyet penahları" diyor veya "Papa hazretleri" diyor.

Soruyorum, normal vatandaştan "sadece İslam hak" inancı kalır mı? Peki, bir savaş durumunda, gayri müslimin de "imanlı" olduğunu düşünürse, direnç olur mu? Direnç bitince savunma biter, savunma bitince, ülke düşer.

Vücutta direnç bitince ne olursa, ülkede de direnç bitince, aynı şey olur. Mikroplar, vücudun askerleri görünümünde gelince, vücuttaki askerler direnç göstermiyor. Düşmanın "din örtüsü"ne bürünüp gelmesidir, "diyalog"…

Başları sıkıştığında Papa'yı arayanlar, acaba ne yaptıklarını biliyorlar mı? İslam'ın kutsallarına Papa ile sahip çıkma görüntüsü verenler, iç kaleyi çökertmiş olmuyorlar mı? FETÖ ile mücadele, işten memur atmakla olmaz.

FETÖ inancını çökertmekle olur ki, bak işte bu, mevcut iktidarın asla işi değil. Diğer siyasi liderlerin ne anladığı bir şey, ne de bugüne kadar mücadelesini verdikleri bir şey. Prof. Dr. Haydar Baş'ın siyasete girmesinin en önemli sebebi bu işte.

O, Türkiye'yi kurtramak için girdi, siyasete. "Diyalog" ile topraklarımızın elden çıkmasına engel olmak ve "Bağımsız Türkiye" için, hep vatan savunması yaptı. Onun Milli Ekonomi Modeli, bir vatan savunmasıdır.  

"Tarım stratejiktir" diyerek, toprakların katil tohumlarla istilasını önlemekti amacı. "Siyaseti son nefes için yapıyorum" dedi.

Sayın Baş'ın iktidarında domuz eti sınırlarımızdan içeri giremezdi, bugün domuz eti Müslüman yurdunda "kasaplık et" yapıldı ve sofralarda domuz katkılı olmayan ürün kalmadı. Buna yüzlerce defa dikkat çektik.

Domuz eti yiyen bir nesil, vatan savunması yapmaz.

Domuz eti yiyen bir nesil, dindar değil, "kindar" olur.

Domuz eti yiyen bir nesil, fuhuş yapar, sarkıntılık eder, tacizci olur.

Her konuyu, vatan müdafaası ve ulusal bağımsızlık bağlamında ele almamız, şart. AKP ile ne yazık ki ülkeye domuz, camiye ise teslis girdi. 

Bir Cuma günü ,camide çıkanlara "Allah'ın kaç dini var?" diye bir soru sorun, imam bile "üç" diye cevap verecektir. 

İnanç bitti.

İman bitti.

Tarım bitti.

Sağlıklı doğal gıda bitti. 

Yerli tohum "sertifikasız" diye yasaklandı. 

Türkiye'nin kurtuluşu, sadece askeri operasyonlarla asla mümkün değil.  Her alanda "operasyon"a tabi tutulan ülkeyi, bir kalem operasyon kurtarmaz. Türkiye'yi her alanda hazırlığı olan, tezi ve modeli olan, kurtarır.

"Diyalog" ile mücadele bir din ve akait işi ve diyanet dahi, üstesinden gelemez. Ekonomi ve tarım, gıda konularında, ezbere bu işi çözmezsiniz. Model lazım. Türkiye'nin birliği şart, alevi-Sünni, laik-anti laik, hepsini, "Atatürk Vatandır" tezi birleştirir.

Türkiye için ne lazımsa, Prof. Baş'ta var. O, hasta edilmiş bu ülkenin, tek doktorudur. Onda her cerahate vuracak, bıçak var. 

0 YORUM

YORUM EKLE

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir