Strateji uzmanları, dünya savaşlarının hiç ara vermeden devam ettiğini söylerler. Şuan 3.dünya savaşının devam ettiğini söyleyenler azımsanmayacak çoğunlukta? Hatta şuan yaşanların dört ya da beşinci dünya savaşı olduğunu söyleyenlerde var. Tüm yorumlara katılmak mümkün…Ancak şuan bir dünya savaşı yaşadığımız gayet açık. Bu savaşta kimlerle müttefik olduğumuz ve ittifak ettiğimizde? Tüm sıcaklığıyla devam eden dünya savaşı; terör örgütleri, ekonomik yaptırımlar, ambargolar ve ekonomik modeller ile kendini gösteriyor.Dünyanın kaynaklarına en kolay yolda kavuşmayı hedefleyen Batı, dünyadaki tüm terör olaylarının müsebbibi görünüyor. Boko Haram'ından, El Kaide'sinden, IŞİD'ine kadar? Bakmayın şuan IŞİD konusunda telaşlanmalarına? Büyüttükleri canavarın kendilerine dönmesinden endişe etmekteler.Dün devirmeye çalıştıkları Esad'tan bugün aman diler hale geldiler. Katılım Ortalığının gereğini yaparak, Suriye'de ki teröre lojistik destek veren Türkiye, şuan sap gibi ortadan kaldı. Suriye ile birlik olup, Türkiye'yi teröre destekten patlatalar da göresin. Anlayacağınız, Davutoğlu Ahmet'in "Stratejik derinlik"i piyonlukla sonuçlandı.Daha doğrusu ABD'nin katılım ortaklığı dediği, düpedüz taşeronluk? Katılım Ortağı, ABD'nin bir bölgede yapmayı düşündüğü her şeyi, katılım ortağı olmayı kabul eden o ülke yapacak ama sonuçlarınada katlanacak demektir. Şimdi Türkiye hiçbir şeyden ABD'yi sorumlu tutamaz. 5 milyar dolar harcadığı mülteciler için para dahi isteyemez.Hâlbuki bu işlere bizi ABD soktu. Türkiye bunu bile iddia edemez. Bu işte ABD ile ortağız diyemez. Batı ile müttefikiz diyemez. Çünkü ihaleyi siz taşeron firma olarak kabul etmişsiniz. Taşeron işçilik var ya ülkemizde? Aynen öyle!İşçiye bir şey olsa, taşeron firmanın arkasında olan kurumu hiç ırgalamaz. Sömürge ülkeleri, özellikle ABD, İngiltere ve İsrail ittifakının, ülkemiz iktidarına ihale ettiği BOP'tan projeler, ne yazık ki i piyasada "aktör" veya "olaylara seyirci kalmamak" şeklinde yedirilmiştir.Olaylara seyirci kalmayarak Müslümanların kanlarına girdiler. Ne acıdır ki, ümmetin kanına girenler "ümmetin lideri" olarak takdim edilebiliyor ve de prim yapabiliyor. IŞİD'in Müslüman kestiği halde bazı çevrelerce prim yapması gibi!Eğer Rusya, Suriye'de Batı'ya karşı durmasaydı, bugün İslam dünyası daha perişan halde olabilirdi. Suriye'nin yerinden yeller esiyor olacaktı. Türkiye ise çoktan bölünmüştü. Rusya; Irak, Suriye ve Türkiye başta olmak üzere, tüm İslam dünyasının bölünüp parçalanmasına karşı? Kendi çıkarlarına bunun uygun olduğunu görüyor.Rusya bugün Batı ile resmen savaş halinde? Buna ister üçüncü isterse dördüncü dünya savaşı diyelim. Suriye'de umduğunu bulamayan Batı'ya, Rusya'nın Ukrayna'da attığı ikinci büyük tokat, özellikle Avrupa'yı sersemletmiş durumda.Batı'nın Rusya'ya ekonomik ambargosu, bumerang etkisi yaparak kendilerini vurdu. ABD'nin oyununa gelen AB, girdiği kumpastan asla çıkamayacak ve dağılımı hızlanacaktır. ABD ile AB'nin arası açılabilir ve "kutsal" batı ittifakı tarihin çöplüklerinde yer alabilir.Rusya, Batı ile hem ekonomik hem siyasi bir savaş veriyor. Peki, Rusya ekonomisine kim yön veriyor? Rusya bugün tarım ürünlerini Türkiye'den alıyorsa, iktidar bunu, Prof. Dr. Haydar Baş'a borçludur. Duma'da ağırlandıktan sonra, İstanbul'da devlet nişanı ile onurlandırılan Sayın Baş, iktidar için bile rahmet oldu!Yoksa Batı'ya taşeronlukta hizmet madalyalı bir iktidara Rusya, kapıyı gösterebilirdi. Çünkü Rusya Batı ile savaştığı halde, onun müttefiki olan Türkiye'ye karşı hiçbir düşmanca eyleme girmemiştir. Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayan bir iktidar Türkiye'de bugün işbaşında olsaydı. Türkiye dünyaya iktidar olmuştu.Her şeye rağmenTürkiye'de iktidar edilmeyen Haydar Hoca, dünyaya iktidar oldu. Batı Suriye ve Ukrayna'da sadece Rusya'ya değil, Haydar Baş'a da yenildi. Çünkü savaş, ekonomik modeller savaşı? Kazanan taraf belli?
Batı Haydar Baş'a yenildi