Böyle bekçiyi kim öpmez!

Kör bir bekçi, yıllarca geceleri "her şey yolunda!" diyerek mahalleliyi avutmuş. Onlarda uyumuşlar, hatta evleri yandıktan sonra bile? Bekçinin kör olduğu da, evler yandıktan sonra ortaya çıkmış.

Bunu niye anlattım:

Yandaşlar kutlama yapıyorlar. 

"Avrupa Birliği bizi vizesiz alacakmış" diye.

"Her şey yolunda" yani!

Kapılar Türkiye'ye açılacak!

İşsizler Avrupa yolunu tutacak!

Milyonlarca işsizimiz, bir anda Avrupa'ya uçacak!

Ver elini Almanya, Fransa ve İsviçre diyecek!

Hatta zengin ülke İsveç diyecek!

Adamlar bir ekmeğe ve battaniyeye muhtaç Suriyelileri almamak için, kırk dereden su getiriyorlar. Belki Paris'i kendileri patlattılar. Sınırlara dikenli teller çektiler. Denizlerde mülteci botları deldiler. Orduları harekete geçirdiler.

Ama sana da, buyur gel diyecekler!

Aklımızı peynir ekmekle mi yedik?

Bunu aklımız alıyor mu?

* * *

İktidara ve onun yandaşlarına "mahalleli" olarak kanarsanız, işte şekil a'da olduğu gibi ülkeniz yanar. Sonra bunların kör olduğunu, anlasanız da, iş işten geçmiş olur.

Olan size olur.

Yani bize, hepimize olur.

İşin kötü tarafı mahalleli de kör, bekçi de!

Fakat hem mahalleli, hem bekçi kör olduğunu kabul etmiyor. İşin sıkıntılı tarafı burası? 

Toplu taşıma da sıkça körlerle karşılaşırım. Adamlar kör olduklarını kabul etmişler. Ellerinde uzunca bir değnek, çok kontrollü yürürler. Yani bedeni körlük hiçbir şey değil. Allah'ın takdiri? 

Ya kastettiğim körler!

Allah böyle körleri, düşman başına vermesin!

3 milyarın lafını duydular, Rusya'nın haklı tehdidini bile görmüyorlar. Paranın niçin verileceği konusuna hiç değinmiyorlar.

Para gelsin de, değil bekçilik, kölelik olsa razılar.

* * *

Üstelik para verilmedi bile ve ben, bu paranın verileceğine de inanmıyorum. Çünkü parayı şartlara bağladılar.

Diyelim, şartlar yerine getirildi. 

Bu bizim için zül değil mi?

Muhtaç çaresizleri tutuklamak, Türk'e yakışır mı?

"Asker milletiz" diye bekçi mi olacağız yani.

Türkiye Avrupa'nın bekçisi oldu!

Ne kadar onur kırıcı?

Batı'nın Türk'e biçtiği misyon hep bekçilikti zaten. Batı, Türk'ün kendilerine bekçi ve hizmetçi olmasından o kadar memnunlar ki, anlatamam.

* * *

Peki, paranın şartları ne?

Adamlar, Avrupa'ya bir tek mülteci gelmeyecek şekilde, Türkiye'yi mülteci forması giydirdiler.

Türkiye resmen bekçi oldu!

Düdüğü var mı bilmiyorum ama düdükleneceği kesin!

Diyelim bekçi görevini yapamadı, para verilmeyecek. Türkiye'ye rağmen Avrupa'ya geçenler içinse, Türkiye para ödeyecek. Türkiye geri kabul anlaşması gereğince onları alacak, yol bedelini de ödeyip ülkelerine geri gönderecek.

"Avrupa'ya vizesiz geçeceğiz" yalanına inananlara "kör" demek, körlere hakaret olmaz mı, siz söyleyin!

İktidar Türkiye'ye öyle bir kazık attı ki, bunu görmek için "ak" olmamak yeterli!

Sadece Suriyeli mülteciler için değil, Afgan mülteciler bile bize iade edilecek. Avrupa'da yakalanan, herhangi bir mülteciden bile bizi sorumlu tutacaklar. Çünkü anlaşmaları böyle?

* * *

İade masrafının bin doların üstünde olduğu bilinen bir hakikat. Öyle ise hesaplayalım, mülteciler için para mı alıyoruz, yoksa Avrupa'ya bekçilik karşılığında bir de cepten para mı ödüyoruz, siz karar verin.

Hem bekçi oluyoruz, hem para ödüyoruz!

Bende diyorum, bu Davutoğlu'na niye bu kadar sarılıp öpüyorlar! 

Böyle bekçiyi kim öpmez!

Ülke insanına "her şey yolunda" diyerek yıllardır uyutanlar, bu halk uyanınca ne yapacaklar, doğrusu merak ediyorum. Gerçi uyanacakları yokta, diyelim uyandılar!..

Ülke yandıktan sonra, uyansan ne olur!

Böyle bekçiyi kim öpmez!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön