Gâvurlukta bile bir delikanlılık olmalı!

Bir insan düşünün ki, nereden baksan 40 yıl önce söyledikleri, bugün an be an yaşanıyor. Yapılan her yeni açıklama ve ortaya çıkan her yeni gelişme, bu insanın, otuz kırk yıl öncesinden size söylediklerini hatırlatıyor. En azından benim duyduklarım, bir otuz yıl öncesinden var.

Kimden mi bahsediyorum?

Elbette, Prof. Dr. Haydar Baş'tan?

Gizlenen, saklanan, yok sayılan görmezden gelinen Sayın Baş'tan?

Bu insana olan karartmanın sırrını çözen, Türkiye'ye kurulmuş bütün tuzakların şifrelerini çözer.

Bütün kumpasların nedenlerini anlar.

Peşkeşin ve kaynak tesliminin sırrını çözer.

1987'de ilk yüz yüze görme şerefine nail olduğumda nereli olduğum sorunca, ülkenin güneydoğusunu bölüp İsrail'e katmak istiyorlar. "Bu sebeple ülkenin doğusunda terör çıkartılıyor" demişti.

Buyurun!

Ve yine, birinci körfez savaşı öncesi şu değerlendirmeyi yapmıştı: "Türkiye, gelişmeleri çok dikkatli izlemeli. Hedef Saddam gibi görünse de, öyle değil. Asıl hedef Türkiye'dir. 

Türkiye'yi parçalamak istiyorlar. İşe Irak'tan başlamış olabilirler. Bu kimseyi yanıltmasın. Türkiye Irak'ın toprak bütünlüğünü korumazsa, bileşikler kaplar misali, Suriye ve İran'a da sıçrayarak Türkiye'den alınan toprak parçasıyla, bölgede bir Kürt devleti kurulacaktır."

Öğüt Dergisi'ne yaptığı açıklamalar, bugün her satırıyla aklımda.

Bakın bu gün neleri konuşuyoruz.

Irak bölündü.

Barzanistan kuruldu.

Burayı ilk tanıyan Türkiye oldu.

Petrolünü alıp İsrail'e satan iktidar, aslında bu yapıyı resmen tanımış oldu.

İktidar yetkililerinin ağzında, "Kürdistan" ifadesi düşmez oldu. Suriye, bugünkü haline getirildi. Kuzeyinde 'Suriye Kürdistan'ı kuruldu, ne yazık ki?

Katkısı olanlar dünyanın malumu?

IŞİD doğdu!

IŞİD'i ABD besledi, İsrail büyüttü ve bugünkü gücüne ulaştırdı. 

Her şey ortada?

Artık hiçbir niyet gizlenme gereği görülmüyor. İsrail, kalbindeki Kürdistan'ın koordinatlarını bile verdi. "İran ve Türkiye arasında kurulmalı" dedi.

Barzani IŞİD'in ortaya çıktığı o ilk günde kaçmıştı. Bu göstermelikti. İsrail-Barzani ve IŞİD Arz-ı Mev'ut sınırları içersinde, gizli ve koordineli bir çalışma içerisindeler. 

IŞİD, çıkmayan "lekelerde" etkin temizlik malzemesi vazifesi görüyor.

Girdiği yerlerde bir temizlik yapıyor, peşinden peşmerge gelip yerleşiyor. Arap ve Türkmen'e ait ne kadar ev varsa yakıp yıkıyor. Uluslar arası Af örgütü yayınladığı raporla bunu kanıtladı.

Demem o ki, Ortadoğu'da IŞİD karşısında duran sahte bir kahraman yarattılar. Ve bu kahraman, kandırılmış Kürtlerdir. Müslüman oldukları için ileri de, bir etnik temizlikte onlara yapılacak. Ve bölgede sadece İsrail'e monte edilecek bir yapı oluşturulacak.

Suriye, Türkiye ve Irak'ta ki gelişmeler hep çakma "Kürdistan" içindir. Neden çakma çünkü şartlar onu gerektiriyor.

ABD büyük bedeller ödeyerek ve ödeterek, bölgede yaptığı değişiklikleri sadece ve sadece İsrailoğlulları'nın Arz-u Mev'ut hesabı için yapmıştır. İsrail bugün bu gerçeği gizlemiyor. İsrail savunma bakanı İran ve Türkiye arasında bir Kürt devleti kurulmalı diyerek, hedefini açıkça ortaya koydu. 

Sınırları çizdi.

Neden Türkiye ve İran arası dedi, onu da konuşacağız ama şuan için Barzani ve Kuzey Suriye bölgesini tamam kabul ediyorlar. Ve İran'da ki yeni gelişmeler, ambargonun kalkması vs hepsi, önümüzde ki günlerin konuşulan konuları arasında olacak.

Bu günkü tüm gelişmeleri elindeki medya kuruluşlarıyla, bir vatan müdafaası veren Baş Hoca'mız, bu sonuçları yıllardır yazdı.

Yılardır konuştu.

Milleti ve siyasileri uyardı.

Ama kimseye sözünü dinletemedi. "Müslüman" sapmışların görmek istemediği Büyük İsrail gerçeği, ne yazık ki bazılarının desteği ve oylarıyla bugünlere gelmiştir.

Hacımın oyu boşa gitmedi!

Hacımın oyu direk BOP'a gitti!

Büyük İsrail inşaatına kum çakıl oldu!

Hacım kendiyle ne kadar gurur duysa az!

"İsrail'e ölüm" diye diye Müslümanları öldüren küresel projelere hep destek verdi hacım.

Gah başparmağını kaldırdı, gah dört parmağını?

Şimdi bir tanesi çıkıp ta, "yahu biz İsrail'e dost olacaktık, Irak'a, Suriye'ye, İran'a düşman olacaktık ta, niye Müslüman olduk ki" demiyor. Gâvurlukta bile bir delikanlılık olmalı yahu!

Bu kafalar, Haydar Baş'ı severse şaşarım!

Uyarıları dikkate alırsa, düşünürüm!

Ama tarih onun yaptıklarına, yazdıklarına ve tüm mücadelelerine şahittir.

Tabi Allah da şahit?

Peygamberi ve Ehl-i Beyt'i de…

Gâvurlukta bile bir delikanlılık olmalı!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön