İsviçre, sığınmacıların paralarına el koymuştu.
Öyle ki, küpe, bilezik ve hatta saatlerine kadar?
Aynısını şimdi, Almanya yapmaya hazırlanıyor. 700 euro'nun üstü her değere el konuyor.
Gasp ediliyor yani?
Kanada, kabul ettiği mülteciler için, banklardan krediler temin ediyor. Yani mülteci Kanada'da oturmanın bedelini bankaya borçlanıyor.
Yakında diğerleri de, aynı yolu izleyecektir.
Batı bu işte!
Su verse, hesabını sorar.
Adamlar, yaşlılarını ekonomiye yük görüyor da, seni nimet mi görecek?
Kapitalizm, heriflerin dini!
Gölgesini satmadığı ağacı kesen zihniyet!
Mülteciye ekmek verecek, su verecek!
Hiç olacak şey mi?
Hele de mülteci Müslüman'sa?
Yıllarca Batı'yı "medeniyetin beşiği" olarak gösterdiler. Teknolojinin olabilirdi, bir dönem için.
Şimdi teknolojinin de beşiği değiller. Doğu, Batı'yı geçti teknoloji konusunda.
Batı şuanda, barbarlığın beşiği oldu.
Gaspın ve soygunun?
Eskiden de farklı değillerdi.
İnsanlık hiç uğramamıştı zaten.
İnsaf kitaplarında yazmaz.
Fakat bizim kompleksli, hastalıklı ve de haçlı karışımlı sözde dini çevreler, yıllarca "Batı'da özgürlük var" dediler.
Orda devlete sövüp, gelip burada hava atarlardı. Avrupa'da "özgürlük var" diye?
Devletine sövüp "dinsiz" diyene, "kanlı veya kansız bu düzen mutlaka yıkılacak" diyene, Avrupa elbette "özgürlük" tanır.
Adamlar seni yıkmak için koca bir Avrupa Birliği kurdular. Çok şükür ki dağılıyorlar.
Yıl 2001?
Prof. Dr. Haydar Baş Bilecik'te bir konferansta? "Haberiniz olsun! Avrupa birliği 15 yıl içerisinde yıkılacak" diyor.
O zaman; sağcısı, solcusu, dincisi, hemen hepsi AB'ciydiler. Biri AB kapısından dik giriyor, sağ giriyor, sol giriyor, bir diğeri dikleşmeden giriyordu.
Sayın Baş, "AB'yi reddediyorum çünkü onun medeniyeti teslis, benim medeniyetim tevhit medeniyetidir" diyordu. Türk milleti bu insanın hakkını asla ödeyemez.
AB'ye karşı, dini ve milli imanı toplum önüne seren ilk ve tek insandı Baş Hoca.
"Ne AB, Ne ABD, Bağımsız Türkiye" ifadesinin tek ve ilk sahibiydi.
Sonra başkaları da, Bağımsız Türkiye'nin önüne "Tam" ekini ekleyerek, "Ne AB, Ne ABD, Tam Bağımsız Türkiye" dediler.
Bu memnuniyet verici bir şey ama bir hakkı da teslim etmek gerekir. Yani bugün, "komşularla sıfır sorun" diyerek yola çıkanların İsrail'den başka dost tanımadıkları zihniyet, daha düne kadar AB'yi siyasetlerine kıble yapmışlardı.
Bugün de farklı değil. AB'de serbest dolaşım kalkıyor, yani AB dağılıyor, bu beyler, AB'ye mülteci bekçisi olma karşılığında, 3 milyar bekliyorlar.
İşte böyle dostlar!
Mültecileri durdurma görevi Türkiye'nin. Şayet durduramadı, o zaman o mültecileri soyma görevi de, "medeniyetin" beşiği dedikleri Avrupa veya Batı'nın!
İşte bizi yıllarca almayacaklarını bildikleri halde, böyle bir AB'ye sokmak için, yalan üstüne yalan söylüyorlar.
Hem de bile bile?
Bunların yetiştiricileri hocaları merhum, "AKP'ye oy veren cehenneme bilet almıştır" demişti. Hocaları bana göre ömründe bir kere doğru bir söz söyledi, o da bu!
Bu sözü, kendi iman etti mi, bak bunu da bilmiyorum. Çünkü genelde bu zihniyet söyledikleri hiçbir şeye kendileri inanamazlar. Şuan da ülkenin doğusunda resmen bir savaş var.
Teröristlerin ellerinde İHA'lar dahil olmak üzere, hemen her şey var. Nerden geldi?
ABD'den?
Nasıl geldi?
PYD'ye havadan atıldı.
Hangi hava sahası kullanıldı?
Türkiye?
Hava sahasını kim açtı?
AKP?
AKP'ye kim oy verdi?
Kandırılmış yüzde 49,5?
Şimdi bu AKP'ye bile bile, göre göre, oy verenlerin durumu ne olabilir?
E, valla ben bilmem!
Hocaları bilir!
ABD'ye müttefik, İsrail'e dost iktidar'dan ne beklenir?
Allah'ın Çin'i dünyanın öbür ucunda gelip, "İsrail, 1967 sınırlarına geri çekilsin" diyor. "Merkezinin Doğu Kudüs olduğu bir Filistin devletini destekliyorum" diyor.
Türkiye bakıyor.
Bakıyor ama İsrail'e bakıyor!
Filistin'i Çin ve Rusya destekliyor, İsrail'i Türkiye ve ABD.
Yazıklar olsun!