Dünya "iki kutuplu" diye ikiye bölününce, özellikle ülkemizde kafalarda ikiye bölündü. Kimisi kafasının solunu kullanmadı, kimisi ise sağını!
Özellikle ülkemizde, iş iyice çığırından çıktı. Sağ veya sol elleri, kullanmamaya kadar olay genişledi.
Sol eliyle yazanlara "solak" denir normalde ama zamanla sol düşünenlere "solak" dendi.
Solcuların amel defterlerinin "soldan" geleceğini, sağcıların sağdan geleceğini, dolayısıyla solcuların cehenneme, sağcıların cennete gireceği iddialarını yapanlar bile vardı.
Bunlara ne "sağcı" denir, ne "solcu", bence salak denir. Özellikle şuan ülkenin salak nüfusunda, ciddi bir artış olduğunu düşünüyorum.
Dünyayı parsel parsel bölenler, bölme işini kafalara iyi sokmuştular anlayacağınız.
Kafalardaki bölünmeler halen giderilmiş değil. Eskiye nazaran azalmış diyebiliriz, fakat giderildiğini söyleyemeyiz.
Sağcıların kafalarına yerleştirilen "solcular dinsiz" algısı ile bir kısım solcuların kafalarına yerleştirilen "din gericiliktir" algısı, insanımızı bir araya gelemez noktalara getirmiştir.
İki tarafı da haklı çıkaracak olayların ve gelişmelerin varlığı, ayrılığı daha da körüklemiştir. Sadece bu kadar da değil.
Alevi olanın 'sünni'ye bakışı, Sünni olanın alevi'ye bakışı da tam bir hastalıklı bakıştır. Özellikle, Erbakan ve tayfasının zihinlere yerleştirildikleri "Atatürk Dinsiz" fitnesi de daha başka bir ayrılığı ve fay kırığını oluşturdu.
İyi bir Müslüman olmayı devlete ve Atatürk'e düşman olmaya eşitleyen, buna karşılık devleti ve Atatürk'ü savunuyorsan, dindar olmamak gerektiği gibi bir anlayışı zihinlere kazıyanların, emin olun yatacakları yerleri yok.
Bu anlayışların tamamı, azınlık faaliyetlerinin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Ülke üzerinde hesabı olanlar, ülke insanını "sağcı-solcu, laik-antilaik, alevi-sünni" gibi kamplara ayırdılar. Emin olun hepsinin arkasında NATO ve ABD var.
Soruyorum:
6,filo'ya "defol" diyenler nasıl "dinsiz" olurlar. Asıl dinli ve imanlı olmak, ABD ve NATO'ya "defol" demeyi gerektirmez mi?
"Sağcıyım" diyenler, neden en önde "defol!" çekmediler de, "defol" diyenleri taşladılar?
ABD'nin sağında durdukları için, bu kadar basit!
Günümüzde ABD'nin sağında ve solunda durmak olarak, şekil almış "sağcılık" ve "solculuk" yazık ki, ABD'nin ülke işgalini "üsler" kılıfıyla sürdürmesini sağlıyor.
Allah'a teslimiyeti ABD'ye teslimiyet olarak anlayan "dinciliği" konuşmuyoruz bile!
Kimi 50 model solcuların ramazanı, orucu, hafife alan yazı ve beyanları, İslam'ı son harfine kadar istismar eden iktidara, prim kazandırmaya devam ediyor. Kendi görüş gruplarına veya tuttukları partilere de bir yarar sağlamıyor, bu icraatları.
Direk 'AK'a yarıyor!
Bunlar SOL değil, resmen SOL-AK!
AK'a çalışan sol, desek yanlış olmaz!
Böyle solculuk, "Çinli" diye İstanbul'da "Japon döven" sağcılıktan daha beter bir cahillik. Hesap da AK'a karşılar ama dövdükleri, İslam!
Çinliye kızıp Japon dövmek nere, iktidara kızıp İslam'ı dövmek nere!
ABD, IŞİD ile İslam'ı dünyada lekelerken, AKP ile Türkiye'de lekelemeye devam ediyor. Bunu bir solcu nasıl görmez!
Solculuğu ABD'nin karşısında değil de, solunda durmak olarak anlayanların solculukları, iktidarın 'ılımlı İslam'ından da beter!
Zinayı, domuzu getiren bir iktidarı "İslam" ile ilişkilendirmek kadar din cahili olmak, bu ülkede yaşayan birilerine yakışmıyor. Biz bu iktidarın vatandaşı din yoluyla kandırdığını tam anlatmışken, ABD patentli bir sol kafa, AKP'yi şeraiti getirmekle suçluya biliyor.
Vatandaşın gözünde iktidarı bir güzel ak'layıveriyor!
Ulan adam, zinayı getirdi kör müsün?
Sol-ak'mısın, salak mısın sen!
Yoksa ikisi demisin!
Bağımsız Türkiye temelli, ilkeli, gerçek solculara diyecek bir şeyim yok. Beyazsaray kıblelilerin "namaz" tartışmasına, namaz veya oruç düşmanlığı yaparak balıklama atlamak, emin olun sol-ak'lık ve salaklıktan başka bir şey değil.
Ülke elden çıkmış, ABD, PYD ile ikinci Kürt devletini kuruyor, üçüncüsünü topraklarımız içerisinde kurmak amacında iken, beynamazlarla namazı tartışmak, tam bir NATO oyunudur.
Sol-ak-lık ve sal-ak-lık zamanı değil!