Aşkın kalbi Sandıklı'da atıyor!

Afyon Sandıklı'dayız. 

Geleneksel hale gelen İcmal Gençlik Kampı için geldik.

Dün bizler birer İcmal genci idik, bugün çocuklarımız. 

Allah'a şükürler olsun.

Dün birer genç olarak, birlikte İcmal dağıttığımız öğrenci arkadaşlarımız, bugün yanlarına çocuklarını alarak gelmişler. Daha gençleşmişler, saçlar, başlar ağarsa bile?

Pırıl pırıl gençler. Hepsi ülkenin en güzel üniversitelerinde okuyorlar. Edep dersen edep, iman dersen iman, yurt ve ülke sevgisi dersen, hepsi yurduna aşık, Atatürk'e gönülden bağlı?

Hem dindar, hem milliyetçi, hem de ulusalcı ve bağımsız gençler. Dindarlığın, Atatürk düşmanlığı veya Atatürkçülüğün din karşıtlığı şeklinde tezahür ettirildiği oyunlar, çoktan bozuldu. Türk milletinin bu gençliğe, bu oluşuma ve anlayışa ihtiyacının hayati olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz.

Bu gençlik şimdi karşımızda?

Sandıklı'da?

Türkiye'de?

Her yerde?

Ne mutlu bize ki, Prof. Dr. Haydar Baş'ın aydınlık fikirleri ile besleniyoruz. 24 saat sonrasını göremeyenlere inat, bize yirmi, otuz yıl sonrasını gösteriyor. Gencecik yaşlarda ülke, dertleriyle dertlenmeyi o bize öğretmişti. Şimdi çocuklarımıza öğretiyor.

Çözümsüz görünen sorunlara, Baş çözümleri, ilk bizler dinledik ondan. Şimdi çocuklarımız dinliyor. Her şeyi bilen adamla aynı havayı teneffüs etmek, ne büyük lutuf.  Onun Bağımsız gönlünde ve ufkunda, bağımsızlığı karakter olarak tahsil etmek, ne büyük nasip Allah'ım!

ABD'nin ürettiği, İslam olmayan İslam çeşitlerinden uzak olmanın adıdır, Haydar Baş ile olmak.  Ne Ilımlı İslam, ne siyasal İslam, ne radikal İslam,  sadece ve sadece tevhidin merkezi Ehli Beyt İslam.  Yerli ve milli İslam?

İslam'ın yerlisi ve millisi olur mu, demeyin!

İslam'ın Amerikan versiyonları oluyor da, yerlisi ve millisi niye olmasın. Bu topraklara ulaştıran Hünkar Hacıbektaş'ı Veli,  aşka dönüştüren Mevlana, o aşkı dilden dile dolaştıran Yunus, yerli ve milli değil mi? 

İşte, hepsinin çağımız temsilcisi ise Baş Hoca, Prof. Dr. Haydar Baş'tır. 

Onu seven gençlik, devletini ve bayrağını özünde sever. Milletine düşkün olur. Allah'ına Peygamberine ise âşık olur. Ayet ve hadis, o gençliğin dilinde değil, yaşamında var.  Gençliğe hitabe ise onların bağımsızlık marşıdır.

İnanın böyle bir gençlik görülmedi!

"Dindar nesil" dediler, kindar bir nesil yetişti. En başta ülkenin kurucusuna düşman oldular.  "Altın nesil" dediler, gidip ABD'nin altını oldular. ABD, kendi İslam anlayışlarının neslini oluşturdu, ne yazık ki?

Hatta İslam'ın cihad hükmünü saptırarak, kendi mücahitlerini yetiştirdi. Bu gün İslam âleminde Müslüman öldürüyor,  bu caniler. 

Mevlana cihad etmedi mi?

Yunus Etmedi mi?

Hacıbektaş'ı Veli etmedi mi?

Hz. Hasan ve Hüseyin  cihad etmediler mi?

Hz. Ali etmedi mi?

Cihad öldürmek değil, diriltmektir.  Evet, öldürmek var ama nefsini. Savaş meydanında rakibini tam öldürecekken, yüzüne tükürdüğü için, onu öldürmekten vazgeçen cihad eri Ali değil miydi? Ve o kişi bu davranışın nedenini öğrenince, Müslüman olup diriltmedi mi?

Elbette vatan müdafaası durumları daha farklıdır.

İşte böyle dostlar!

Baş öğretinin her şeyi,  yerlidir, millidir, aşktır.  Ülkenin bu öğretiye, bu aşka, bu terbiyeye ve bu  bağımsızlık savunmasına ihtiyacı var. Haydar Baş'a ihtiyacı var. Onun gençliğine, onun çözümlerine ve tezlerine ihtiyacı var.

Evet.

Aşkın kalbi Sandıklı'da atıyor!

Aşkın kalbinden herkese, selamlar!

Aşkın kalbi Sandıklı'da atıyor!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön