Deli Dumrul resmen gerçek oldu!

"Geçenden de alınacak, geçmeyenden de" diyecektim ki, iktidar kendi itiraf etti. Ulaştırma Bakanı Arslan, vatandaşların köprüyü kullanmaması halinde bile, verilen günlük 40 bin araçlık garanti geçiş taahhüdünden dolayı, köprüden geçiş parasının hazineden ödeneceğini söyledi. 

Bugün uygulanan 25 dolarlık (88.75 TL) geçiş ücreti ile 40 dolar arasındaki 15 dolarlık farkı devlet firmaya ödeyecek. Günlük geçen araç sayısı 40 binden az olursa da eksik geçen araç başına devlet firmaya 40 dolar verecek. 

Devlet nerden verecek?

Senin cebinden.

Yani senin, "geçmediğim köprüye niye para ödeyeceğim!" demen, hiçbir şeyi değiştirmez. Araba sahibisin veya değilsin, hiç fark etmez. 

İster Mus'ta yaşa, ister Mut'ta veya Adıyaman Tut'da?

Şu, Adalet ve Kalkınma'ya bakar mısın!

"Adalet ve Kalkınma" gözüne girsin, iyi mi!..

Osman Gazi Köprüsü girsin diyeceğim, yeni yapıldı köprüye yazık!

Benim bildiğim devlet köprü yapar, vatandaş üstünden geçer bunlar köprü yapar, resmen vatandaşın içinden geçer!

Ne, "çalıyor ama köprü yapıyorlar" avunmaları bu acıyı unutturur, ne "çalıyorsa beni çalıyor ulan!.." çıkışları?

Elektrik faturalarına bir kalem "Gazi Osman Paşa Köprü" payı eklenir, bir güzel çarpılırsın!

"Kayıp Kaçak" kazığını bile unutturur sana. Damat Berat'ın gülen yüzü bile seni rahatlatmaz.

Bir "Enver Abi" vardı, hatırlıyor musunuz?

Hep gülerdi toprağı bol olasıca!

Oğlu, "Mücahit" olup Amerika'ya gitti!

"İhlas" ile(!) " Enver abi"ye teslim edilen paraları, mahdum Mücahit'in Amerikalı kızlarla yediği söyleniyor. Medyada çıkan resimler de, bu iddiayı doğrular vaziyette.

Neyse? Kimsenin ne ölmüş "abi"si ile işimiz olur, ne de, Amerikan'da ki "Mücahit" ve "Hocalarıyla"?

Demek istediğim; biri gülerek ülkenin anasını ağlattı, biri ağlayarak?

İktidar ise "mübarek" hem gülen ekiplere sahip, hem ağlayan ekiplere?

Japon Abe'ye ve yandaş firmalara araç başına 40 dolardan ödemeyi sana yaptırtıp, ardından gülüyorlar.

Günlük 40 bin araç altına düşerse, cebinden çekilecek. Sende gül olur mu!

Bu kazık arsızı güldürür!

Üstelik, "yeni Osmanlı" kazığı!

Bu iktidarın icraatları için dünyada bu kadar sürünüyorsun, kim bilir ahrette başına neler gelecek!

Ne ilgisi var deme!

Sen değimlisin, önceleri "Allah zerrenin hesabını sorar" diye sürekli hatırlatan? Şimdi, köprünün hesabını sormaz mı sanıyorsun!

Bir köprü ile olsa, işler kolay!..

Geçmediğin köprüye dünyada bedel ödüyorsun, bunu gördün. Diyebiliyor musun, köprüyü ben yapmadım?

Veya "bana mı sordunuz köprü yaparken", diyebiliyor musun?

Hayır, kuzu kuzu ödüyorsun.

Ahirette de ödeyeceksin?

Iraklının çektiği zulme destek verdiğin yazacak amel defterinde. Suriye'nin başına çoraplar ördüğünü görüp, "ben yapmadım" diyeceksin. 

"Amerikan askerlerine dua" ettiğin yazacak. "Hayır, ben böyle bir dua etmedim" diyeceksin.

Ama nafile?

Sen bunları yapana "bi daha, bi daha" destek verdin!" denecek.

Allah'ın, "zerre hayra sevap, zerre şerre günah" yazdığına inanmıyor musun yoksa?

Desteklediğin iktidar geçmediğin köprüden para alacak, bunu görüyorsun da, desteklediğin iktidarın icraatlarına Allah sana günah yazmayacak!

Var mı böyle bir din?

Madem "dindarsın" olaya birde burdan bak!

Deli Dumrul resmen gerçek oldu!

Geçmeyen daha çok ödeyecek. Geçmeyen araç için para ödemeye "kaynak nerde?" diye sor sana!

Haydar Baş kaynakları anlatırken, onu dinlemeyip trene bakar gibi "kaynak nerde?" diye soruyorsun da, boş köprü için Japon'a para ödemeye, Suriyeliye maaş vermeye, TOKİ'den ev vermeye,"kaynak" sorusu sormuyorsun?

Seni kandıran şeytana soru sormuyorsun da, seni kurtaracak meleğe ahret soruları soruyorsun!

Sen harbiden kimyadaki "mol" sun ya!

Kimseye şeytan demiyoruz, yanlış anlaşılmasın. Şeytanca politikalaradır lafımız. Ve o politikaları "melek" gibi gösteren, şeytan ruhlularadır sözümüz.

Deli Dumrul resmen gerçek oldu!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön