12 askerimiz Afganistan’da düşen veya düşürülen helikopterle hayatını kaybetti. Yüreğimiz yandı; eğer yaşananlardan ders almaz isek bu sadece bir başlangıçtır. Bülent Arınç görev başında “Afganistan’da ne işimiz var?” diyenlere kızıyor.
Sahi ne işimiz var Afganistan’da?
Birlerine batsa bile söyleyelim.
Afganistan ABD tarafından işgal edildi, Türk askeri burada NATO kılıfıyla bulunuyor. Görevi savaş değilmiş; eğitim vermekmiş, yani Müslüman’ın nasıl öldüreceğinin eğitimi veriliyor bizim askerler tarafından. Bari bizim asker öldürse; belki Afganlı alnından değil de bacağından vurulurdu.
Bir de lojistik destek veriyormuşuz; Ku’ran yakan, cami yıkan, Müslüman ölülerine işeyen ABD askerlerine hizmet ediyor. Kim? Şanlı Türk milletinin askerleri… Bir de utanmadan çıkmış konuşuyorlar ve bu durumu savunuyorlar.
Helikopteri ABD dahi düşürmüş olabilir çünkü bunlar için düşman Afgan, Arap ve ya Türk değil, İslam ve Müslümanlardır. Birlikte tatbikat yaparken savaş gemimizi vuran ABD değil miydi? Bunlar ölçüsüz haydutlar sürüsüdür.
Burada NATO adına bulunduğunu söyleyerek Allah’ın emriymiş gibi sunanlara da sormak lazım NATO’dan çıkmak caiz değil mi? Allah’ın emri midir NATO’da kalmak?
NATO, Sovyet bloğuna karşı kurulmuştu bu blok çökeli yirmi yıl oldu. NATO kime karşı varlığını devam ettiriyor. Düşman kim şimdi?
Düşmanın İslam olduğunu sağır sultanlar duydu ama bizim NATO’cu “nursuzlar” duymadı, çünkü onlar milli olan şeyleri duymaz, kulakları Atlantik yeline ayarlanmıştır.
AKP iktidarı ABD ile yaptığı gizli ve açık anlaşmalar gereğince, ABD’nin dünyadaki işgal ve cinayetlerine ortak olmuş ve olmaya devam etmektedir. Ancak bunu yaparken vatandaşın, uyanmaması için uluslararası anlaşma ve sözleşmelere atıfta bulunarak adeta insanımızı; ABD ile birlikte hareket etmeye ve onlar için ölmeye mecbur ediyor. AKP buna mecbur ve memur olabilir, ama millet buna mecbur değildir. İktidar vekil ve bakan çocuklarını ABD için ölmeye gönderebilir buna denecek sözümüz olamaz.
Suriye için BM kararı çıkmadı; çıkmış olsaydı şimdi yüz binlerce Müslüman NATO tarafından öldürülmüştü. Türkiye, seksen yıl önce bizim şehirlerimiz olan bu ülkenin bombalanmasında aktif rol alacaktı ancak Çin ve Rusya buna engel oldu. Kaderin cilvesine bakın, Haçlı ordusuyla birlikte olup kendi topraklarımızı da kullanarak Müslüman Suriye halkını öldürmemize Çin ve Rusya engel oluyor.
Bu ülkeler Libya’da engel olmadıkları için, İzmir saldırı merkezi yapılarak on binlerce Müslüman’ı NATO şemsiyesi altında gönül rahatlığıyla katlettik!
Ülkesini korumaya çalışan Kaddafi mi daha zalim yoksa bu şemsiye altında bulunanlar mı?
Libya’ya demokrasi getirdiniz mi Sayın Davutoğlu?
Çantayla dağıttığınız üç yüz milyon doların içinde benim verdiğim vergi paraları da vardı, isyancılar gelip İstanbul’da o paraları zıkkımlandı mutlu musunuz?
BM kararı çıkmadığı için Suriye’de bunu yapamayan AKP iktidarı tek başına “İnsani Koridor” kılıfıyla Suriye topraklarına girmek istiyor. Bu da Suriye ile savaş demektir, hem de Rusya ve Çin’i hatta İran’ı karşımıza alarak. Dikkat edin rahmetli Saddam da ABD onayı ile Kuveyt’e girmişti, sonunuz aynı olmasın…
Bütün bu tehlikeleri millete on yıldır; adeta yalvararak, oruç ağzıyla vallahi ve billahi diyerek yeminlerle haber veren Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza kulak tıkandığı için korkarım millet olarak büyük bir bedel ödeyeceğiz.
Dua edelimde bu bedel, ABD çıkarları için evlatlarımızı kurban vererek olmasın.