Bayramınız mübarek olsun!

 İki günlük bir tatil yaptık ama inanın, yirmi gün tatile bedel. 

Tabi, tatil demek doğru mu bilmiyorum. 

Neyse dedim bir kere?

Güneşe karşı serilmedik ama güneşe doğru uzandık. 

İçimiz ısındı. 

Buzlarımız eridi desem, eksik kalır. İnanın, ruhlarımız eridi

Kumsala da yatmadık. 

Yatmadık ki,ne kumsalı?

Dedim ya, tatil demek doğru mu diye? Tatil adı altında, başkaları gibi bedenimize işkence yapmadık. Ruhumuzu dinlendirmek için bedenlerimizi koşturduk sadece. Otel odasıyla, mescit ve konferans salonları arasında? 

Baş Hoca ile sabah namazı?

Baş Hoca ile teravih?

Baş Hoca ile kadir gecesi?

Baş Hoca ile sohbet?

Ama ne sohbet? 

Ehl-i Beyt'in feyiz ırmağı yanımızdan geçiyordu sanki?

Hepimiz içiyorduk, hem de kana kana.

Çocuklarının yanında gelmiş, anneler, babalar hatta bazı nineler ve dedeler bile gördüm. Onlarda Gençlik kampına, gençleşmek için gelmişlerdi. 5 binin üzerinde genç ve onlara ilaveten yanında bazı  böyle ebevynler.

Otellerin havuzları vardı ama çoğumuz giremedik galiba? 

Gönüller havuzunda çıkamadık ki,

Dostlarla sohbete ara veremedik ki,

Olsun,  biz havuzumuzdan memnunuz. 

Gönül havuzu…

Üstelik okyanusa bağlı havuz?

Yüzen bilir!

Bir ara, hacdayız sandım. Hatta Arafat'ta olduğumuzu hissettim. Öyle bir feyiz ve muhabbet… Kadir gecesi Hocamızın o yakarışları yok mu, "Allah'ım milletimize birlik beraberlik ver, İslam âlemine huzur ver?"  yalvarışları, herkesi ağlattı.

Belki de bir nevi hacdaydık!

Arafat'a değil ama Allah'ı zikre çıktık. Veya Arafat bize geldi, fakında değiliz. Kâbe'yi tavaf etmedik belki ama Kabe gibi gönlü tavaf eyledik. Allah'ın nazar ettiği gönül ile nazar ettiği Hacerül Esved arasında bir tek, mekân farkı vardı. 

İkisi de kuldu?

Dediklerime sen kafa yorma, taş kafalı!

Senin anlayacağın şeyler değil, bunlar!

Ben manadan bahsediyorum.  Sadece kafa gözüyle anlaşılmaz bazı şeyler.  Hatta sadece yaşanır. Dönüşümüze az kala, inanamazsınız ama şeytanı bile taşladık!

Hepimize vekâleten, bazı hocalarımız taşladı!

Şeytanın ete, kemiğe bürünmüş cinsten olanını taşladılar!

İyi de taşladılar ha!

Bile saymadım yedişer mi taş attılar!

Şeytanın etli, kemikli olması, demek Sandıklı taşı gerektiriyormuş!

Şeytanın bir gözü kör bilirdim, bunun iki gözü körmüş!

Hiçbir şey görmez. İcat ettiği kefene güveniyor herhalde!..

Neyse dostlar!

Demem o ki, dolu dolu bir tatil geçirdik. Hem haccı, hem arafatı yaşadık. 

Demek aslolan gönülmüş.

Kâbe'de, Arafat da insanın içindeymiş, şeytan da tabi!

Her türlü şeytanı kovunca, her daim hacısın. 

Şeytanı içine alınca, var bin hacca!

Boş.

Başkalarını bilmem ama biz bayramı hak ettik dostlar!

Bayramınız mübarek olsun!

Bize bizlere, gönül ve ruhlarımıza bu bayramı yaşatan, Prof. Dr. Haydar Baş hocamın, bayramını kutlar, ellerinden öperim.

Allah, milletimizi ve devletimizi korusun!

Acılarımızı dindirsin!

Türkiye'miz, Bağımsız olsun!

Bayramınız mübarek olsun!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön