Elleri koynunda bir millet ağlar!

Ülke resmen, zifiri karanlık içerisinde?

Ülkenin zifiri karanlığa girdiğini, 7 Haziran sonrası Prof. Dr. Haydar Baş Bey ifade etmişlerdi. 

Sadece bu kadar da değil. 

"Türkiye'yi kan gölüne çevirecekler" demişti. 

Her şey ortada?

Zifiri karanlık ülkenin her yerini sarmak üzere?

Doğusunda, terörün teslim aldığı köy ve kasabalar yeniden devlet hâkimiyetine girsin uğraşı, bölgeyi vatandaştan arındırıyor adeta. Diyelim teröristten arındırıp, Türk bayrağı çektiniz ve üstüne bir de istiklal marşı okudunuz!

Tamam eyvallah!

Peki ama insan yok! 

Bölge boşaldı.

Teröristi ovaya çağırdılar, terörist de davete icabet etti ve gelip yerleşti. Şimdi vatandaş "ovayı" terk etti. O zaman, bu da bir "süreç" olmuyor mu? 

Bu işte bir yanlışlık yok mu beyler!

Yaşlılar Mehmetçik sırtında, kamyonetlere dolduruluyorlar. Her gün asker ve polis ölüyor.

"Süreçte" vatandaşın gözünü ve devletin azalarını bağlayanlar, savunma refleksini kıranlar, hangi yüzle başkalarını terör suçlusu ilan edebilirler.

İnsanda yüz değil, "dört yüz" değil, astar olursa ancak böyle olur!

Ülkenin batısı farklı mı?

Ortası farklı mı?

Ateşlenmeye hazır barut fıçısı adeta? Bu ülkede, iç savaşın provaları ve testleri yapılmış, beklenen sonuçlar, birilerinin arşivinde beklemeye alınmıştır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. 

Seçimlerde "mafyalaşan" iktidar davranışlarını gördük. Mafya lideri iktidara oy istedi ya? "Çok kan" akıtmakla resmen tehdit etti.

 "Karanlık" bile hafif kalır bu ülke için.

Ve yine aynı mafya, yeniden kandan söz etti. Kanlarınızı akıtacağız, sonrada kanlarınızla duş alacağız" dedi. Neymiş devleti suçlayan hocalar varmış!

Devleti suçlayan iktidar görmedik mi?

Kurucularına "iki ayyaş" diyenleri duymadık mı?

Geçin bunları?

Elbette hiçbir suç cezasız kalmamalı ama cezayı mafya değil, devlet verir yahu. İnsanı zıvanadan çıkarmayın! 

Belli ki, Türkiye dümeni arızalı gemi misali karanlık sularda yüzüyor. Navigasyonu hep İsrail'i gösteriyor! 

İbre hep İsrail'den yana!

Arz-ı Mev'ud Projesi, bir iktidarın dış politikası haline gelmişse yapılacak bir şey yok!

Ve seçmen oylarıyla "bi daha bi daha" seçiyorsa, hiçbir uyarıyı dikkate almıyor ve duymuyorsa, işte bugünkü "Yeni Türkiye" doğar.

Elleri koynunda bir millet ağlar!

Bakın herkes ağlıyor. 

Asker, polis, vatandaş, yaşlı, genç?

"Analar ağlamayacak" dediler, bir millet ağlıyor şimdi. Daha önce Barzani'ye türkü söyletip ağlayanların şimdi ağladıklarını görmüyoruz.

Birden sahneden çekildiler. 

Mendilsiz gezmezlerdi.

Ağlama konusunda kamera önlerinde İbo'nun yüz fırt önüne geçenler, kim bilir şimdi nerde gülüyorlardır. 

Canavarla parçalayıp, mazlumla ağlayanları görmeyenler utansın.

Neyse!

Ülkede parlamenter bir sistem olduğunun alametini gören var mı? Salı günü dışında ülkede muhalefeti gören yok resmen.

İktidar, muhalefet görevini de Saray'la birlikte götürüyor olmalı.

Her şey ne kadar ayarlı?

Her şey ne kadar hesaplı?

Nasıl da her şey, bölgede ikinci bir İsrail'in doğması yönünde gelişiyor. Barzani bin kilometrelik hendek kazıyor. Almanya Barzanistan'da üs kuruyor. ABD üs kuruyor ve sürekli silah ve para desteğinde bulunuyor. ABD'nin sanal petrol oyunu Barzani'ye zarar verince, tüm Batı Barzani'nin imdadına koştu. 

En önde de bizim "mübarekler"!

Olayı görmeyenlere lafımız yok. "Kör" kabul eder, geçeriz. Ancak bölgede "Büyük İsrail" kurulurken, içerde iktidarın tiyatrosuna amelelik hizmeti veren, sağ ve sol muhalefete yazıklar olsun diyorum.

İktidarın "Cuma namazı" oyununda "sağcılık- solculuk" oynayanlara da yuh olsun!

Ülke toprağında ki ameliyatı görmeyip, bu iktidara "İslam" diyen zavallılaraysa, hiçbir şey demiyorum!

Allah onları bildiği gibi yapsın!

Koyun bile zehirli otla zehirsizi ayırt ederken, bunlar batıla "hak" demekten vazgeçmediler.

Koca bir ülkeyi koyun gibi küresel kasapların bıçağı altına yatırdılar.

Elleri koynunda bir millet ağlar!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön