İlle savaş çıkartacaklar!
Suriye ile olmadı, Rusya ile?
O da olmadı, İran'la?
İran'la olmadı, Irak ne güne duruyor!
Hem de "Türkmen" bölgesi!
Kılıf hazır!
Yardımcıları Barzanistan ve İsrail?
Bu ikisinin gazı ile Adriyatik'ten Çin'e kadar savaş ilan ederler mi, ederler!
Mekke, Medine'yi saymadık bile?
Selamlamaya Medine'den başlayıp, Bosna'dan çıkıyorlardı. Meğer boşuna değilmiş!
Selamlarının ulaştığı yerlere, iktidarlarının ateşleri ulaştı. Şimdi o ateş, hepimizi yakmaya başladı.
Rusya'ya salatalık, domates satıp buğday ve doğalgaz alan iktidar, şimdi hava atıp, hava alıyor.
Gidişatları gidişat değil.
Bir savaş yapmadan, imkânı yok durmayacaklar. Ülkenin başını belaya tam sarmadan, tarih sahnesinden çekilmeyecekler.
Çok istedik millet bunları silsin diye ama olmadı. Şimdi millet silinecek!
Bu belli?
Görünen köy kılavuz istemez.
Milletin başına da bir çıkacak vardı arkadaş! Ne kadar uyardıysak,"köprü" ve "havaalanı" ile karşılık verdiler. "Tünel-yol" dediler de, başka bir şey demediler.
"Yüzde elli yanlışta, siz mi doğrusunuz?" diye alay ettiler bizimle. Hak ile batılı birbirine kattılar. Hak ile o kadar tepindi ve o kadar alay ettiler ki, gayretullaha dokundu.
Başa bela yağmaması ilahi adalete ters?
"İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi de helak?" etme Allah'ım!
"Yurtta Sulh, Dünya da Sulh" sözü ile dalga geçtiler.
Şiştikçe şiştiler!
İslamcıydılar ama İslam peygamberinin "Müslüman elinden ve dilinden başkalarının emin olduğu kimsedir" buyurduğundan habersizdiler. İktidarlarının ellerinden dillerinden kötülükler fışkırdı adeta. İçerde kötülük dışarıda kötülük!
İçerde savaş dışarıda savaş!
Oysa "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" sözü, tam da peygamberin bu hadisinin Ata-Türkçe ifadesiydi.
Ne peygamber dinlediler, ne Ata?
Ne hukuk tanıdılar, ne adalet?
Şimdi Musul'u IŞİD'den alıp, Barzani'ye vermeye "kararlılık" diyorlar. Bu kadar kararlıydınız da, IŞİD ile savaşacaktınız da, niye sekiz asırlık mezarı alıp kaçtınız?
Orası uluslar arası hukuka göre vatan toprağıydı. Vatan toprağı olan türbe arazisini terk eden bir zihniyetin, şimdi "Musul" yalanına nasıl inanalım?
Üstelik Musul'u Barzani desteği ile savunmak!
Allah'ım!
Ört ki ölem!
"Enver macerası" koca bir Osmanlı devletini yok etti. Bunların ki macera bile değil.
İntihar!
90 bin Mehmetçiği yazlık kıyafetlerle Rusya'nın ve doğanın acımasızlığına feda eden zihniyetten ders çıkarmayan bir toplumun, Enver'leri hiç eksik olmaz.
Enver'i doğuran toplum da bu toplum, Atatürk'ü doğuran toplumda? Biri var olan devleti yıktı, diğeri yıkılmış bir devletten, yeni bir devlet kurdu. Enver kötü niyetlimiydi, hayır.
Hesapsızdı.
Bu iktidar bırak hesabı, resmen kitapsız!
Hesapsız kitapsız iktidar!
Keşke Enver olsalar, bunlar Ferit, Ferit!
İktidar iyi niyetli mi peki?
Asla?
Niyet mi okuyorum?
Hayır.
Yapılanları görüyorum.
İsrail yoluna taş döşüyorlar!
Fakat "Türkmen" veya "Musul" diyerek?
Attıkları her adım, İsrail'e yarıyor!
Vurdukları her hedef, İsrail hedefi!
Soruyorum:
Barzani'yi tanımak kime yaradı?
Suriye'de Esad'ı devirmek kimin isteğiydi ve Esad kimin düşmanıydı?
Sadece bu iki sorunun cevabı, her şeyin İsrail için olduğunu göstermeye yeter, artar bile?
Çok zeki olmaya lüzum yok: Esad Suriye sınırına hakim iken, IŞİD ve bilumum terör örgütleri var mıydı?
Onlarla mücadele için Rusya, sınırımıza komşu muydu?
Dahası, ABD ve koalisyon ortakları üslerimize bu bahane ile gelmişler miydi?
Büyük İsrail; Türkiye, Irak ve Suriye'nin parçalanmasıyla kuruluyor. Arz-ı Mev'ut bu bölgeyi içine alıyor.
Irak parçalandı.
Suriye parçalandı.
Türkiye, parçalanıyor. Anayasal düzen içinde parçalanırsa, parçalayanların yurt içi bağlantıları, ceza almaktan kurtulacak. Bunun için "Başkanlık" diye kendilerini yırtıyorlar.
Barzani'nin ziyaret ettiği kişi ve kurumlara dikkat edin. Ay yıldız yanına konan paçavra dikkatinizi çekti mi?
Davutoğlu'nun "Kürdistan" ifadesini de duydunuz.
Daha ne desinler?
Siz bekleyin, Musul ve Kerkük'ü iktidar alıp da Türkiye'ye bağlayacak!
Çok beklersiniz!
Musul Kerkük bağlanacağı yere bağlanmış zaten. Uyanık olunda Diyarbakır bağlanmasın. BOP'un yıldızı yapacaklarını iktidarlarının ilk günlerinde söylemişlerdi.