Irak üçe bölündü.
Barzani petrole çöktü.
Irak'ın geri kalanı açlık ve sefalete gömüldü.
Barzani "bağımsızlık" için dünyayı turladı ve 38 ülkenin onayını aldığı söyleniyor. Eminim 38 ülkenin birincisi Türkiye'dir. Çünkü Türkiye'ye geldikten sonra "bağımsızlık" çıkışı yaptılar. Ardından, Davutoğlu "Kürdistan" demişti, hatırlıyorsanız.
Türkiye üzerinden petrol satışı devam ettikçe ve Türkiye Barzani gazını da aldıktan sonra, "2'ci İsrail" tamam demektir. Hem de zengin ve güçlü "yeni" bir İsrail!..
"Yeni Türkiye" diye diye yeni bir İsrail yarattılar. Emeği geçenler, oylarıyla 'yeni İsrail'e temel olanlar, bunun vebalinden nasıl kurtulacaklar?
"Kürdistan'ı" garanti eden Barzani, şimdi IŞİD bahanesiyle bin kilometre uzunluğunda, 3 metre derinliğinde bir de tünel kazıyor.
IŞİD'ten önce Barzanistan neydi, IŞİD'ten sonra ne oldu?
IŞİD işgal ediyor, etnik bir temizlik yaptıktan sonra bölgeyi boşaltıyor, yerini hemen Barzani dolduruyor.
Barzani, referandum istiyor. Gerçekleştiği an, Irak şak diye üçe bölünmüş olacak.
Irak kısmı böyle de, Suriye kısmı farklı mı?
Hayır.
Suriye'de üçe bölündü.
Arabistan üçe, hatta beşe bölünebilir. Suud hükümeti ise ABD'nin bir dediğini iki etmeyerek, kendini bölüyor. Tıpkı Türkiye gibi?
İsrail'in güvenliği için,2'ci İsrail oluşumu hızla devam ediyor.
Bölgede; İsrail'in birinci ve hatta süper güç olduğu, etrafında İslam ülkelerinin parçalara ayrılarak, etnik ve mezhepsel kavgalar içine çekilme projesinin, sonuna gelinmiş durumda.
"Arap Birliği"nin İran açıklamaları insanın aklına daha çok, "İsrail Birliği"ni getiriyor.
İslam dünyasının hali pür melali bu?
Türkiye'nin durumu, ne yazık ki daha kötü?
Türkiye ikiye, üçe bölünmek istenmiyor!
İkiyi, üçü, arayacağız bile?
Türkiye, uzun vadede 36+2 parçaya bölünmek isteniyor. Dünyada AB'ye girmediği halde, AB kriterlerini uygulayan tek ülke Türkiye'dir. Gümrük birliğine girdiği için bayram eden de, sadece Türkiye'dir.
36 etnik gruba ayrı haklar vermeyi "kriter" kabul eden ülkemiz, birde mezhep fitnesiyle karıştırılmak isteniyor. Gün yok ki bir tv kanalında, "Şii'ler İslam değil" denilmemiş olsun.
"Elhamdülillah Müslüman'ım" yerini, "Elhamdülillah sünniyim" zırvası almış.
Ukrayna kızı almaya "Müslümanlık" diyen zihniyet, alevi kızıyla evlenmeye "zinhar haram" diyebiliyor. "Hıristiyan İslam'a dönebilir ama alevinin İslam'a dönmesi için önce Hıristiyan olması gerekir" anlayışına sahip olanlar, Hıristiyanlığı Müslüman'a kapı yaptılar.
Efendimiz, "Ben İlmin şehriyim, Ali kapısıdır" buyurmuş. Kapıdan kim girmez?
Elbette hırsız!
İman hırsızlarının "sünniyim" demeleri sizi aldatmasın.
Sarık ve cübbelerine asla inanmayın.
Allah'ın seçtiklerine burun kıvırmaları, onların ne mal olduklarını anlatıyor. Sünnilikten kast ettikleri, mezhep imamlarımız ise onların yolları ortada?
Arazi mafyasından sonra mezhep mafyası türedi!
Arazi mafyası arazi kapatıyor, mezhep mafyası hak kapatıyor!
İsrail için, mezhep mafyalığı yapılıyor!
"Dört hak mezhep var" diyerek, sınır taşları dikiveriyorlar. Oysa hakkı kapatma, tekeline alma ve sınır koyma hadsizliklerini Allah, ayetleriyle çürütüyor.
"Büyük İsrail" için, dinin içine girmiş illetleri iyi tanıyın. "İsrail ile dost olmaya" gıklarını çıkarmayanların, Suriye, Irak'a, İran'a "Şii" demeleri moda tabirle çok manidar. Ancak emin olun onlar Şii'de de değiller, Sünni de.
Barzani ile Halidi'ye kolunda birleşenler, İngiltere ile Hindistan'da birleşiklerdi zaten. Hindistan'ın hayvan besicilerinin kıyafetlerini Müslüman'a "sünnet" diye yutturan nasipsizlere kanmayın.
Ne onların 'Yanmaz Kefen'lerine inanın, ne uyduruk Nal'ı Şerif'lerine? Peygamberin evlatlarının seçilmişliklerine inanmayan çaput kafalılar, peygamberin mübarek saçını ranta çevirerek insanlara bol bol terkos içiriyorlar.
"Nal'ı Şerif" şu kadar yüz lira?
"Sakal'ı Şerif suyu" bilmem kaç lira?
Peygamberin "Fatma benden bir parçadır" sözü umurlarında değil. Orda rant yok çünkü?
Ama yanmaz kefeni aleviler giyse veya alevi dernekleri o kefenden ve çakma "Nal-ı Şerif"ten yüz binler sipariş etseler, bir gecede işler değişir.
Ülke elden çıktı, çıkıyor.
Vatanımız da tehlike de, dinimizde.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın dahili ve harici bedbahtlara karşı verdiği vatanı ve dini müdafaa uğraşına omuz vererek, ülkemize de, dinimize de sahip çıkalım. Ve onun "İslam'da tek yol var o da Ehl-i Beyt'tir" ikazını can kulağıyla dinleyelim.
"Bana, Ehl-i Sünnet hakkında bir ayet veya bir hadis göstersinler" çıkışı ABD'nin mezhep oyununu deşifre ediyor.
"Hakkında ayet olan bir yol batıl, hakkında ayet ve hadisin olmadığı üç asır sonra icat edilen bir yol hak!" serzenişi, batılı suçüstüdür.
Ortadoğu'nun yıkıcı kalıntıları altında Müslüman'a nefes olacak Baş Hoca'mızın yeni eseri, "Tevhid'in Merkezi Ehl-i Beyt" kitabı için, kendilerine sonsuz teşekkürler eder, ellerinden öperim.