Kalkışma'nın "ahmAk" ve "cin" boyutu!

 FETÖ Darbe Girişimi ile insanımız resmen şok geçirdi. 

Halen insanlar şokta?

"Bunlar nasıl insanlar?", "Böyle bir din anlayışı olabilir mi?", "insanları nasıl etkileri altına alıyorlar?" gibi sorular en çok sorulan sorular arasında?

Onlarca yıl birlikte olmuş bazı siyasilerin verdikleri cevaplar, insanları daha da şoke ediyor.

Ankara'nın Melih'i FETÖ'nün arkasında "3 harfliler" olduğunu söyledi. Bu Melih çok "cin" adam!

FETÖ'nün arkasında CIA var demiyor da, "cin var" diyor. İktidarın kendi içinde, bir FETÖ temizliği yapacağına olan inancımı Melih Bey iyice öldürdü!

Bülent'le kavga ettiklerinde, Bülent Melih'e, "Ankara'yı parsel parsel sattı, yurt yerleri verdi" diye suçlamada bulunmuştu. "Parti zarar görmesin" diye "özgül ağırlık" Bülent susmuştu. Şimdi Bülent, "ahmaklığa" yatarken, Melih işi suçu cinlere attı!

Allah'ım, ört ki ölem!

"İktidarın vicdanı" dedikleri, Bülent konuşsaydı, yani ülke zarar görmesin vicdanına sahip olsaydı, bugün belki Ankara'da meclis bombalanmayacaktı.

Arınç Bülent, "bana ahmak diyebilirsiniz" iznini verdiği için, ona "ahmAk Bülent!" demek gelse de, TBMM'ye başkanlık etmiş birine, o kuruma saygımdan dolayı "ahmak!" demeyeceğim. Ancak Sayın Melih'e ne diyeceğimi bilemiyorum!

Bekir Bozdağ "Obama, Gülen'in işin içinde olduğunu biliyor" demesine rağmen Melih neden ABD'yi işaret etmiyor, içime kurt düştü!

Parti kurmadan önce ABD'ye giden Melih, o tarihlerde "bu iş ABD'siz olmaz" demişti.

Benim bildiğim, darbeler ABD'siz olmaz!

Neyse?

Sayın Melih, "cinlerden korunma yollarını" bildiğini de söylemişti bak. FETÖ'nün insanlara dağıttığı metal "cevşen" dedikleri şeyin "büyü" olduğunu da çözmüş!

E valla helal olsun!

Yalnız sormadan edemeyeceğim: Bülent'in iddia ettiği "parseler" verilirken, Melih'in boynunda metal "cevşen" mi vardı?

Benim ki merak sadece!

Bu arada, Bülent'in o gece Ankara'da, sığınağa girdiği doğru mu? Hatta titrediği filan!..

Öyle yazdılar da, sordum!

Yoksa ben her denilene inanmam!

İşin şakası bir yana: Cemaat "cevşen" dedikleri uydurmalarla, vatandaşı boynundan, boğazından kendine bağladı. Nerde baksan, 20 yıldır insanları bu FETÖ belasından korumak için çektiklerimizi, bir Allah bilir, bir de biz.

Emin olun, bugün bile herkes, yanlış şeyi tartışıyor. Olayı "cin"e filan bağlıyorlar. "Ahmaklığa" vuruyorlar. 

Neden bu zihniyetin;

İngiliz mahsulü olduğu gerçeğini görmezden geliyoruz?

CIA "besmelesi" olduğu hakikatini es geçiyoruz?

Neden?

Said Nursi'yi bize "alim" diye kakalayan İngiliz elini görmeyenler, FETÖ'nün "Derin NATO" yapılanması olduğunu göremezler veya görmezler.

İngilizler Arap Dünya'sına Vehhabiliği yerleştirirken, Türk dünyasına Nurculuğu yerleştirdiler.

Gülen, Nurculuğun sadece bir versiyonu?

İngilizlerin üç Said'ine dikkat edin!

Sait Nursi, Şeyh Sait ve molla Said? Hepsini farklı farklı kullandılar.

"Müslüman olmayanların da şehid olacağı" fitnesini İslam dünyasında ilk sokan Said Nursi'dir. İlk 'Diyalog'cudur. Papa'ya ilk o mektup yazdı. Onun "Sözler'i" Müslüman'ı Hıristiyan rıhtımına taşır. ABD'ye ilk "ehven-i Şer" diyen Nursi'dir.

"Ehl-i Kitap" diye gavuru Müslüman'a sevdirmek, ilk onun eseridir. Konumuz değil, sadece hatırlattım.

İktidar, FETÖ ile "mücadele" ederken, diyanet Said Nursi kitapları basarsa, bu millete ve devlete "kalkışma"ların sonu gelmez. Uyarılarımız inşallah, bundan sonra dikkate alınır.

Eğer FETÖ, üyelerine "Sözler" değil de Allah kitabını okutsaydı, bugün bu "kalkışma" yaşanmazdı.

Allah her türlü hain "kalkışma"dan devletimizi ve milletimiz korusun.

Kalkışma'nın "ahmAk" ve "cin" boyutu!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön