Dünyanın kanını donduran, büyük bir katliam gerçekleşmiş, bunların tek derdi iktidarlarının devamı. O kadar pişkinler ki, değil kırk iki kişi, saatte yüz kırk iki kişi ölse, umurlarında değil.
Böylesi bir acılı günde, gündemlerinde eski ortakları "paralel" var. Bir de, İsrail'le yaptıkları anlaşmayı eleştiren, yine önemli yandaşlardan İHH'cılara laf atmak var.
"İsrail'e giderken bana mı sordunuz?" diye, öyle bir pişkinlik örneği sergilendi ki, MAVİ MARMARA'nın suyu bile köpürmüştür. İnsan resmen "pes!" diyor.
Şimdi de yandaşları satmaya başladılar. Sırtlarında yükseldikleri tabanlarını satıyorlar. Durun ki, daha kimler satılacak!
Resmen sata sata gidiyorlar!
Azizi Nesin'in Zübükzade'si sanki gerçek oldu!
Kendini vatandaşa mağdur göstermek için Zübükzade, kendini ziyarete gelen kayınpederini ve arkadaşlarını tutuklatıyor, "bana suikast kurdular" diye. İzlemeyenler, izlesin bence!
"İktidar zarar görmesin" diye gözlerini yumanlar, iktidarın kendilerine yaptıklarıyla gözleri açık gidecekler. Göreceksiniz, az bekleyin, bunun emareleri açık!
"Ankara'nın parsel parsel satıldığını" nasıl satıldığını bir türlü açıklamayan Bülent Abi gitti, yerine Bülent Abla geldi!
IŞİD'in bunca kanlı eylemlerden sonra, araştırılması gerekmez mi?
Türkiye'den ne kadar IŞİD üyesi var mesela?
Veya Suriye'ye giden Türklerin sayısı nedir?
Kaçı, Suriye'de öldü, kaçı döndü?
IŞİD'e katılımlar, Türkiye'de hangi eller üzerinden yapıldı?
Suriye'de, IŞİD saflarına katılan "Nakşîler" ne kadar?
Orada bir Nakşî tugayı olduğu doğru mudur?
Esad'a karşı savaşı desteklediğini ekranlarda ifade eden bazı Cübbeli tiplerin, bu katılımlarda bir rolü ve etkisi var mı? Bir araştırılsın. Ülkemizde intihar eylemleri düzenleyen IŞİD üyelerinin "Adıyaman" bağlantılı çıkması tesadüf mü?
Her olay sonunda, neden ısrarla meclis araştırmasına, nizin verilmiyor? Yoksa cemaat ve PKK'dan sonra birde, IŞİD'in iktidarı "kandırdığını" mı duyacağız!
Bakın, sosyal medya üzerinde yayınlanan, 2015 emniyet istihbaratın IŞİD raporu ne diyor:
Emniyet İstihbarat Dairesi'nin 'gizli' Türk selefiler raporunda çarpıcı bilgiler yer alıyor. MİT verilerine dayanarak hazırlanan rapora göre Nisan 2011'den beri Irak ve Suriye'ye 2750 Türk Selefi'nin gidip geldiği, halen bölgede 1211 kişinin bulunduğu, bunlardan 749'unun IŞİD, 136'sının ise Nusra Cephesi'nde olduğu, bugüne kadar 457 Türk'ün bölgede öldüğü anlatıldı.
Selefilerin Türkiye'deki tabanlarının 10 bin ile 20 bini bulduğu, Tunus, Suudi Arabistan ve Ürdün'deki seviyeye çıktığı tehlikesine dikkat çekilen raporda, "Bu, ülkemiz açısından bir tehdit niteliği taşımaktadır" denildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı'nın 50 ilin istihbarat şubesine gönderdiği 21 Eylül 2015 tarihli gizli yazı, MİT'in bilgi notuna dayanıyor.
Üstelik İstanbul vahşeti konusunda devlet kurumlarının 20 gün önceden uyarıldığı da gelen haberler arasında.
Kıymetli dostlar!
İslam'ın cihad hükmünü ABD alıp, kendi "mücahitlerini" yetiştirmiş belli ki. Müslüman öldüren, Atlantik mücahitleri!
Terör bataklığını kurutmadan, asla terörist bitmez. IŞİD'in yenilmesini istemediklerini gizlemeyen bir İsrail var. Ve yine "Kürdistan kurulmalı" diyen bir İsrail ile iktidar, "dost" olduğunu açıkladı. PYD ile "ortak" olduğunu gizlemeyen ABD'nin uçakları İncirlik'ten kalkıyor. PYD'ye her türlü paketi atıp, üsse geri dönüyor.
Soruyorum: Türkiye, terörden nasıl kurtulacak?
Artık iktidar yaşananlardan ders çıkarmalı, iktidarını değil, ülkeyi düşünmeli?
Bu nokta da, Rusya ile atılmış adımı önemsiyoruz. Doğru adımları iktidar sıklaştırmalı, bölge ülkeleriyle düşmanlık yerine dostluklar geliştirmeli!
Prof. Dr. Haydar Baş'ın çözüm ve önerileri, devlet politikası yapılmalı. Rusya gibi bir devlet, vatandaşı olamayan bir insanın çözümlerine önem veriyor da, biz neden görmezden geliyoruz?
Her nevi terör belasından ülke, Baş çözümlerle kurtulur.