Sizleri canlı Atatürk'e çağırıyorum!

Atatürk diyor ki: 

"Memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet, dalalet ve hatta ihanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir."

Ayn-el-yakin yaşıyoruz!

Gaflet var mı?

Var mı ne demek!

Gaflet iktidar olmuş!

İhanet var mı?

Sormak hata!

Şahsi menfaatler hele!..

Ne siz sorun, ne de ben anlatıyım!

Koltuk uğruna;

ABD'nin BOP'una mı girmediler?

Vatan toprağını, "NATO toprağı" mı, ilan etmediler?

İsrail'i ve dostlarını "dost" mu edinmediler?

İsrail'in "en büyük düşmanım" dediği Esad'ı, devirmeye mi kalkmadılar?

Siz söyleyin ya, İsrail için ne yapmadılar?

İsrail düşmanlarını Kürecik'te gözü gibi mi korumadılar?

Demir Kubbe Savunma Sistemi'ne iktidarlarını direk mi yapmadılar?

İsrail'in NATO'ya girmesine imza mı çakmadılar?

Ha, ne yapmadılar?

İsrail tohumu almayan çiftçiyi hapse mi atmadılar?

İsrail bir kuyuya taş atsın, bunlar o kuyuya ülkeyi atar!

Atmadılar mı?

Kuyu da olsak bişey değil!

"Stratejik" çukurda, çamurdayız resmen!

Bu çukura, bir gecede atılmadık. Çok süreçler gördük, bu noktaya gelmek için. İktidarı devraldıkları meşhur üçlü koalisyon, aslında ABD'nin birinci 'AK'ı idi!

ABD bir Derviş göndermişti, hatırlarsanız. Üçlü koalisyon, bu Derviş'in önüne yattı resmen!

 "15 günde, 15 yasa" diye Derviş hızında tarihe geçtiler!

ABD talepleri Derviş elinde "muhalefet" görmeden bir bir geçti. TAHKİM, TAHDİT, ve meşhur İKİZ YASALARI, ABD ne verdiye artık!..

Şeker ve tütün yasaları dahi çıktı!

Derviş öyle kıymetlendi ki, sonradan CHP ve yeni kurulan AKP, "Derviş bize yakışır" yarışına girdiler.

AKP iktidarı o yasaların 15 yıldır kılına dokunmadı. Oysa üçlü koalisyonun "alternatifi" ve "çaresi" diye pompalanmıştı Türk milletine.

ABD'nin, Derviş'i ile çaktığı kazığı çıkaracak babayiğit, "NETEKİM" barajından daha çıkmış değil!

 "Yüzde 10 Seçim Barajı'nı çıkaran Evren toprak oldu, barajı yaşıyor. "bin yıl sürecek" dedikleri "28 Şubat Süreci" bitti, "NETEKİM" barajı bitmedi. 

Öyle bi kazık işte!

Şimdi o baraj seksen milyonun zihninde, aş, aşabilirsen!

"28 Şubat Süreci bitti" dediysem sözün gelimi. Maksat hasıl olmuştu artık. Aslında süreç devam ediyor. Sadece yılan kabuk değiştirdi, "ak"laştı. 

Yoksa ABD bir kazık atacakta, partilerini ABD'de kuranlar onu çıkaracaklar!

Hiç olacak şey mi?!

ABD'nin Türkiye'ye attığı kazıkları ancak "milli" bir kafa çıkarabilir. Bu milli kafayı, levhalarında "milli" yazanlarda aramayın, bulamazsınız!

Levhalarında "cumhuriyet" yazanlarda da Atatürk'ü aramak gibi bir hataya düşmeyin, derim!

"Milli ekonominin temeli tarımdır" diyen Atatürk, tarımı bitiren Derviş'i bağrına basan CHP'de, ne arar? 

Atatürk'ün partisinde Amerikan Derviş'i!..

Olacak şey mi?

Oldu ama.

 Hem de "Eğer milletimizin büyük çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bu gün dünya üzerinde olmayacaktık" diyen Atatürk'ün, tarıma verdiği önem ortada iken?

"Kılınç ve saban; Bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima yenildi" diyen insana, "Atatürk" dendiği halde?

Atatürk'ü CHP'de arama yanlışı ile İslam'ı AKP'de arama yanlışı arasında, emin olun bir fark yoktur.

Ben sizleri canlı Atatürk'e çağırıyorum!

 "Tarım stratejiktir. Silahsız savaşılır ama aç savaşılamaz" sözünün sahibine çağırıyorum.

Milli Ekonomi'nin kitabını yazan Prof. Dr. Haydar Baş'a çağırıyorum. "Atatürk vatandır" diyen, Baş Hoca'ya çağırıyorum.

"Kaynakları devletleştirip, Türk milletine maaş olarak dağıtacağını" söyleyen, yiğit bir Baş'a çağırıyorum.

Türkiye'nin kaynakları üstündeki karabulutları dağıtan adama çağırıyorum.

Atatürk'ün mirasına konanların, "Kaynaklar Lozan'da verildi!", "ak" fitnesine karşı verdikleri bir cevap olmadı, ne yazık ki.

"Kaynaklar Sınırsız" diyen Hoca Atatürk, ABD'nin küresel defterini dürecek, canlı Atatürk'tür!

"Bağımsız Türkiye iktidarında ABD'ye geriye dön, marş marş!" diyecek, tek insandır.

Siyasetine, "Ne AB, Ne ABD, Bağımsız Türkiye" inancını temel yapan, bağımsız gönüllü bu koca adam, Atatürk'ün ruhunu ve kokusunu taşıyor. 

O ruhu ve kokuyu Duma'ya taşıyıp, Rus vekillerine "Ne Mutlu Türküm Diyene" dedirten insan canlı Atatürk değil de nedir, siz söyleyin!

Sizleri canlı Atatürk'e çağırıyorum!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön