Amerika ve İsrail de T.C. düşmanı

Yeni Mesaj gazetesini, her gün aldığım bayi bakkal Ahmet Bey, birisiyle sohbet halindeydi. Ben içeri girip gazetemi alınca, ona dedi ki “siz bir Yeni Mesaj alın, doğruları ancak orada bulursunuz.”

Anladım AKP-PKK sürecini tartışıyorlar. Bakkal Ahmet’in benim için biriktirdiği Yeni Mesaj Gazetesi’ni iyi takip ettiğini de bu sayede anlamış oldum. Ben de katıldım sohbete…

Gazeteyi çok iyi bilmesine rağmen alaycı bir ağızla “Ne mesaj veriyormuş acaba…” deyince, tepem attı. Eğitimci olmam hasebiyle, nasıl bir insan olduğunu anladım ve en sonda söyleyeceğimi, ilk başta söyledim. “Bey efendi bu gazete sana yaramaz, sen okuma. Sende hazımsızlık yapar ve sana batar” dedim.

“Öyle deme, niçin böyle söylüyorsun, beni tanıyor musun?” dedi. Bende “senin renginden belli, sen AKP-PKK sürecini destekliyorsun, sende Türklük boyası göremiyorum” dedim. Biraz bozuldu ve sonra ağzındaki baklayı çıkardı:

“Evet destekliyorum. Keşke bundan otuz yıl önce, böyle bir süreç başlasaydı. Bu kadar insan ölmezdi” dedi. Bende, “eksik söyledin, keşke birinci cihan harbinde, Çanakkale’de böyle bir süreç başlasaydı!” dedim.

Sonra, “Yani otuz yıl önce Apo’nun istekleri yerine getirilseydi mi? demek istiyorsun” dediğimde bir süre sustu. Ardından “peki siz barış istemiyor musunuz? PKK silah bırakıyorsa, niye kötü olsun?” diye sordu. “Ne karşılığında olduğunu biliyor muyuz? Ülkenin bölünmesi, özerk bölgelere ayrılması ve katillerin salıverilmesi karşılığında barış oluyorsa ki ben, tüm talepler yerine getirilse bile barış olmayacağına inanıyorum” dediğimde, kendisinin polis olduğunu söyleyerek, askerlere verdi, veriştirdi. Yok, onlar camileri bombalayacakmış da; falan, filan…

Ardından bir süre Türklük üzerine eleştirilerde bulundu. Her yerde T.C. yazmasına karşıymış… Niye batıyorsa artık!

“Askerler PKK ile anlaşmadığı için mi kızıyorsun” diye sordum. Hayır dedi “onlar içerisinde, İslam düşmanları var…”

“Nerden biliyorsun? Polis teşkilatı içerisinde de, senin gibi Türk düşmanları var diye koca teşkilatı mı kötüleyelim yani…”

“Hem siz nasıl Türk polisi olabilirsiniz? Türk’ün polisi böyle düşünürse vatandaşının nasıl düşünmesini beklersiniz. Amerika ve İsrail en büyük Türk düşmanıdır. Üstelik de ayırt etmeden hem vatandaşın hem askerin, hem de polisin düşmanı… Bunu sakın unutma, sizde bu kafa ile onlara askerlik yapıyorsunuz” diyerek oradan ayrıldım.

Kıymetli okurlar!

 Ne kadar ibretlik bir haldeyiz göre biliyor musunuz? Sanki karşımda bir Türk polisi değilde, Amerika veya İsrail polisi vardı. Emekli olup olmadığını sormadığım bu kişi, belki de polis bile değildir. İnşallah değildir… Onca polisin terör kurşunuyla can verdiğini düşünür insan bari utanır.

Basın yayın yoluyla insanımızın getirildiği nokta ortada.

İşin içine, birde utanmadan İslam’ı sokuşturuyorlar. Sanki Apo İslam dostuymuş da, ondan bu gün arkasındalar. Asker düşmanlığı bu tiplere göre, sanki Allah’ın emri… Ne kadar asker düşmanı tanıdığım varsa, bugün hepsi Apo dostu olmuş. Utanmaz, arsızlar…

Asker düşmanlığı, düşmana askerliğin en büyük göstergesidir. Çünkü askere düşman olanlar, düşmana asker oldular. Bunu, bu gün çok daha iyi görüyoruz.

T.C.’nin en büyük iki düşmanı Amerika ve İsrail, sonra tüm Batı… Bunu asla unutmayalım. Ülkemizdekiler, bilerek veya bilmeyerek onların askerliğini yapıyorlar. 

Amerika ve İsrail de T.C. düşmanı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön