Nerdeyse elli yıldır Dinsiz devlet/Yıkılacak elbet diyenler. Yıkılmasını istedikleri devlet, nihayet yıkılıyor. Topraklarını korumaktan aciz, sınırları içerisinde alan hâkimiyetini kaybetmiş, teröristleri bırakın yakalayıp hukuk önüne çıkarmayı, ülkeyi terkini istiyor.
Hem de terörist başından. Üstelik de adeta yalvararak
Böyle bir devlet veya hukuk anlayışı olabilir mi? Dünyada bir örneği yoktur.
Suç işleyenler dışarı, işlemeyenler içeri diyor yetkililer. Hangi terörist suç işlediğini kabul eder? Hepsi suçsuz olduğunu düşünür ve çıkmazsa ne olacak? Bu sorunun cevabını bilen yoktur.
Sınırları içinde kaç terörist var, bunlar kimlerden oluşuyor ve işledikleri cinayetler nelerdir? Bunları devlet bilmiyor. Bu bilgiler Karayılandan istenirse hiç şaşmayın. Çünkü Karayılan artık Ak yılan oldu!
Belki de hepsi affedilmiş, kamuoyunda gizleniyor. Çünkü gerek BDP, gerekse AKP açıklamalarıyla kafaları karıştırıyor. Ülkeyi terk etmeleri; önce nisan-mayıs gibi dediler, sonra haziran, şimdi de Ağustos ayından bahsediliyor.
Çıkmak için Meclis kararı(!) bile istiyorlar, şu kepazeliğe bakın
Bir zamanlar TSK sınır ötesine hareket etmek için Meclisten tezkere isterken, bugün terörist istiyor. Böyle bir ülkede, devletin varlığından söz edilebilir mi?
Devlet düşmanlarının bir kanadı devleti Dinsiz, diğer bir kanadı da anti demokratik olduğundan bahisle düşman olduklarını duymuştuk.
Sonunda dinsiz devletin(!) hakkından gelecek İmansız bir Öcalan bulup birleştiler ve Türkten Öcalanlar tarafını ve safını oluşturdular.
Amerikan hocası da uzaktan üfleyerek safları sıklaştırdı ve bir cemaat oluştu. Şimdi de mevta olduğunu düşündükleri Türklüğe ve devlete cenaze namazı hazırlığındalar.
Dinsiz devlet yerini on yılda Dinli devlete bırakmıştı. Hem de üç dinli, hatta çok dinli devlete
Ekranlarda Genelkurmay açıklamalarına Demokrasi elden gidiyor diye yaygara koparanlar, şimdi Apo açıklamaları karşısında zevkten dört köşeler. Meğer demokratik Türkiyeden kastettikleri Apolu demokrasiymiş
Şem mam me türküleri eşliğinde, Nevruz ateşleri yakıyorlar.
Aslında yakılan ateş Nevruz ateşi değil, Nemrut ateşidir. İbrahim olanları yakmak için, Nemrutun dölleri tarafından yakıldı. Ateşe koşan pervaneler nereden bilsin, Türkün ve İslamın en son ocağı sönüyor.
Onlara göre artık devlet dinli ve demokrat oluyor.
Devlet, dinli ve demokrat(!) olmaya zorlanırken, biraz onur zedelemesi yaşamıştı ki, imdadına Obama yetişti. Tam da Apoya boyun eğdi denilen bir ortamda Başkanların Kardeşlik dayanışması göz yaşartıcı!
Davut oğullarının affedersiniz, İsrail oğullarının dört bin yıllık hayali gerçekleşiyor. Başkan Obama İsraile özür diletmiş!
Büyük İsrailin temelleri çoktan atılmış ve çatısı bağlanmak üzereyken, bu küslükte neyin nesi demiştir.
Üstelik de birlikte, kalleş(!) Esatın hakkından gelinecekken
Millete bu durum öyle allanıp pullanarak yediriliyor ki, kimse teröristlerin önünde eğilmeyi hatırlamaz bile
Baksanıza nasılda aynı dili konuşuyorlar. Apo ile Sayın Erdoğanın Nevruz açıklamaları arsasında bir fark gören var mı? Aponun açıklaması ile Başbakanın konu ile ilgili konuşmalarını üst üste koyup bakın, sanki tek kişinin kaleminden
Yarım asırdır Dinsiz devlet/Yıkılacak elbet diyenlerle, demokratik değil diyerek özerklik peşinde koşanlar, müthiş bir mühendislik çalışması ile birleştiler. Artık geriye dönüş çok zor.
Cümle hainler kına yaksınlar.
Hem de istedikleri yerlerine