Yemen Adalet ve Kalkınma partisine kavuştu, yani Yemen “Arap Baharını” yaşadıktan sonra AKP’ye kavuştu. Libya’nın AKP’si kuruluyor, Mısır AKP’si Müslüman Kardeşler Örgütü tarafından kuruldu.
Suriye henüz “bahara” kavuşmadı şu an “ilkbahar” aşamasında, “baharı” yaşadıktan sonra onlar da AKP’ye kavuşacak.
Bahar görmeden AKP’ye kavuşan tek Müslüman ülke Türkiye, acaba bizim baharımız ne zaman?
Ve ya “bahar” yaşadık da haberimiz mi olmadı?
Baharı gözleyenler Mart ayını beklerler, “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demiş atalarımız.
Kapıdan çok baktırdı mı, kazma kürek yaktırdı mı?
Bilmiyoruz.
Bu bahar için, insanımız ve geleceğimiz kazma, kürek yapılıp yakılmış olmasın? “Yok, canım o kadar da kötü düşünmeyelim, bu ülkede kazma çok ama yine de olumlu düşünelim.”
Tabii bir de “cemre” var, önce havaya düşüyor, sonra suya sonra da toprağa ve bahar tamam demektir. Ancak biz bunları yaşamadık mı, yok yaşadık da haberimiz mi olmadı?
28 Şubat ilk cemre olabilir mi?
Kasa fırlatma ikinci cemre ve üçüncüsü de Anayasa kitapçığı fırlatması ve nihayet “Atlantik’ten” esen “Sam yeliyle” bahar geldi, biz de AKP’ye kavuştuk olabilir mi? Aklıma gelmişken söyleyeyim içimde kalmasın ya hu elin gâvuru uzaya uydu fırlatıyor, bizimkiler ise birbirine kasa ve kitapçık fırlatıyor…
Her neyse AKP’ye kavuştuk ya, nasıl kavuştuysak kavuştuk mu diyelim yoksa biraz daha düşünelim mi?
Bence baharı görüp, görüp görmediğimiz önemli bunu bilmemiz gerek.
Eğer görmediysek baharsız mı kalacağız yoksa bahar bundan sonra mı gelecek? Hem de AKP’ye kavuşmuşken.
BOP kapsamında olan 22 İslam ülkesinden biri olan Türkiye, bundan sonra bir bahar görecekse, bu bahar sağanak şeklinde, belalar olarak yağıp sonra da, sellere dönüşebilir. Maazallah bu selin önüne katıp götüreceği şeyler tüm geleceğimiz olabilir.
“Suriye Baharı” tamamlandığı an, dünyada büyük bir “Kürt Baharı” başlatılacak işte bu bahar Türkiye’nin karakışı demektir.
Çünkü “Kürt Baharı” silahlandırılacak, buna karşı gelen bir Türkiye; olsun ya da olmasın, Kürtlerin İsrail ile bütünleşmesi ve Türkler tarafından ebediyen dışlanması için çok kan döktürülecektir.
Kürtler Müslüman oldukları halde bu kan davası sonucunda “Büyük İsrail’in” mecburen parçası olacaktır. Daha sonra da Kürtler, yeni Filistinliler olacak ve dünyada onlara sahip çıkacak kimse kalmayacak, yok edilecektir. Bütün Kürtçülerin; nasıl bir oyunun ve ihanetin parçası olduklarını görmeleri gerekir çok geç olsa bile…
Türkiye diğer İslam ülkelerine; ABD tarafından sürekli olarak model ve örnek gösterilirdi. AKP iktidar olduğunda, bu başarıları kendilerine ilham kaynağı olacak ki; kayıpsız ve maliyetsiz bir yol olan İslam ülkelerini “akepeleştirerek” hedeflerine ulaşma projeleri “Arap Baharı” adını verdikleri isyanlarla devam ediyor.
Bütün bu gerçekler ışığında, onların “bahar” adını verdikleri parçalanma ve yıkım projelerini, kendi başlarında gerçek bir “kışa çevirmek” kendi elimizde. Arap, Kürt, Türk, Şii ve Sünni hepsi kardeştir, ayıranlar kalleştir.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın başlattığı “Ehlibeyt Baharında” buluşalım. Bu baharın, çiçekleri ve öten bülbülleri olalım, İslam’ın kardeşliğini yaşayalım, ayrılıklara son vererek, Müslüman ölüsüyle beslenen akbabaları ve sırtlanları birlikte savuşturalım.
Kısaca Haçlının Baharı’nda “ölü çiçeği” olmak yerine, Ehlibeyt baharında “Ali çiçeği” olalım.