ABD “racon” kesiyor: “Yanlış yapan çuvala girer”

ABD, demokrasi kralı olarak dünyada nam salmış, anti demokratik, işgalci ve emperyalist bir ülkedir. Suyun başında olduğu halde “suyu kirlettiği” iddiasıyla “kuzulara” saldırıp boğmakta ve koyduğu “kurt kanunlarını” evrensel değerler olarak yutturmaktadır.

Bizim ülkemizi ise “stratejik ortaklık”, ”model ortaklık” ya da son zamanlarda adını duyduğumuz “Katılım ortaklığı” gibi isimler altında “pis” işlerinin, akıttıkları kan ve gözyaşının ortağı yapmıştır.

Siyasi geleceğini, bu ortaklığa hizmet etmekle garanti ettiğini sanan iktidarlar ise, ABD’nin her istediğini yapmaya memur ve de mecbur olmuşlar.

Aldıkları görevleri yerine getirmede geç kaldıklarında veya ayak sürttüklerinde ise, iktidarları sallantıda olur. Çeşitli operasyonlarla ya görevi hatırlatılır ya da indirilerek “yedeklerindekiler” devreye konur. Partilerini bu ülkede kurmuş olanlar, onların izni olmadan tuvalete dahi gidemezler halk arasında çokça söylenen “yaptırmazlar abi! Yapamazsınız, mümkün değil, ABD’siz olmaz” durumu; bağımlı siyasiler için geçerli doğru bir değerlendirmedir.

ABD elçiliğinde rapor vererek emniyeti, “emniyet” içine alınan ülkemizin; vatandaşı dahi “ABD’siz olmaz” inanç ve itikadına sahipken, kurum ve kuruluşlarının nasıl zapturapt altına alındığını, içine sızıldığını demiyorum; yerleşildiğini, sorumlularının ise nasıl korku içinde olduklarını varın siz düşünün.

Abant’ta yapılan dinler arası diyalog toplantısında; AKP’nin diyanetten sorumlu bakanı Mehmet Aydın Bey şöyle demişti: “Arkadaşlar! Burada yaptığınız konuşmalara dikkat edin ABD’li dostlarımız bizi izliyor, onları gücendirecek şeyler söylemeyiniz” istedikleri gibi oldu, ABD’yi gücendirmediler ama “Abant konsilinde” “aklın vahiyden üstünlüğü” iddiasıyla Allah’ı gücendirdiler. Pensilvanya’yı merkez yapan bir cemaatin, elbette önceliği Allah yerine ABD olacaktı…

Bu ülkenin Genelkurmay eski Başkanı Özkök Paşa, ABD Genelkurmay başkanı Miyers için “arkadaşımdır, her gün telefonlaşırız” demiştir.

Özkök Paşa; Irak işgaline katılmak için çok uğraştı ama teskere çıkmadı, yine de “teskeresiz” işgale destek verdiler. Bugün emekliliğin tadını çıkarıyor, bu işe karşı olanlar, sorun çıkaranlar ise darbecilikle suçlanarak hapis yatıyorlar. ABD’ye karşı gelenler “darbeci” ya da diktatör, emrine amade olanlar demokrat oluyor, Amerikan demokrasisi böyle acayip bir şeydir.

ABD Başkanı Obama bize yeni bir ortaklık elbisesi giydirmiştir, bu da “Katılım ortaklığı” bu ortaklığın felsefesi şu: Bulunduğunuz bölgede “ABD adına hareket etmek” zaten böyle değil miydi diyeceksiniz.

Gerek eşbaşkanlıktan gerekse “stratejik” ya da “model” ortaklığından farkı şu: Artık ABD bir yeri işgal etmeyecek, kendi askerini ya da parasını harcamayacak, onlar adına “katılım ortağı” işgal edecek, para harcayacak sonuç ortaklaşa bölünecektir.

Mesela ABD, Irak’tan çekildi, katılım ortağı olarak Türkiye “ABD olsa ne yapardı?” diye düşünerek onun adına yapması gerekenleri yapacak, yani Kürt devletini koruyacak ve kollayacak ve hatta büyütecektir.

Bu yüzden Libya’ya da isyancıları örgütleyerek dört yüz milyon dolar ödedik. Bu yeni ortaklıktan dolayı Suriye’yi karıştırıyoruz ve iç işlerine müdahale ediyoruz, ayrıca girmemiz için baskılar, operasyonlar yapılıyor, yakında Genelkurmay başkanına operasyon yapılırsa şaşmayın…

Kurumları, kuruluşları, insanları, iktidarları sıfır maliyetle, işgalsiz ele geçirilmiş,  siyasiler eliyle teslim edilmiş Türkiye’de, ABD’ye yanlış yapanın “raconu kesilir” ve “çuvala” girer! MİT’e, Fidan’a dokunmanın sebebi budur.

Not: Fidan’ı korumak yetmez, yetiştirmek gerekir, Fidan yetiştiricilerine duyurulur.

ABD “racon” kesiyor: “Yanlış yapan çuvala girer”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön