Açlıktan ölümler yakın!

Marketlerde  bebek mamalarının kilitli olduğunu gördüm. Nedeni belli, çalınma tehlikesi…

Bebek maması niye çalınır?

Bebekleri doyurmak için.

Demek ki, bu ülkede bebekler aç. Bundan daha acı ne olabilir. Bir ülkenin aç olduğunun resmi daha nasıl çizilir, anlamayanlara sormak lazım. Bebek maması aradığımda gördüm manzarayı ve kahroldum. İnanmayanlar kendileri kontrol edebilirler.

350 gram Aptamil mama 204 lira. Bir tanesi 3 gün gitmiyor ama biz haftayı iki tane ile kapatalım. Ayda 8 adet eder. Sadece 1600 lira aylık bir bebeğin mamasının tuttuğu hesaplanırsa, Allah bebek sahibi ailelere yardım etsin. Diğer ihtiyaçlarıyla birlikte sadece bir bebek için 5 bin lira para lazım.

Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’nin çocuklarla ilgili bölümünün ne kadar gerekli bir ayrıntı olduğunu taktilerinize sunuyorum. Almanya çocuk başına para verir bu anlaşılır ama bir Türk ilim adamı “tüketim eksenli modeli’nin içine çocukları alır bu anlaşılmaz!

Anlaşılsaydı, şuan Türk çocukları için mamalar kilitli olmazdı. Asgari ücret 8 bin 500 liraymış, neyi çözer. 5 bin lirasını bebeğe mama aldık diyelim, ne olacak sonrası?

Gerekli önlemler alınmazsa;

Açlıktan ölümler yakın!

Eskişehir’de 6 yaşındaki çocuk açlıktan öldü” haberi, İmamoğlu’nun “mağduriyeti” kadar haber değeri taşımadı. Bundan 20 yıl önce de bir belediye başkanı “mağdur” olmuştu, sonra bu “mağduriyeti” gidermek için, 80 milyon kendini gerçek manada mağdur etti.

Yoksulluk bu ülkenin gerçek gündemi iken, bunun yerine suni gündemlerle gerçekleri örtmek, en şeytani yol olsa gerek. Prof. Dr. Haydar Baş ekonominin kitabını yazmış bir adamdı. “Türkiye’de maliyet enflasyonu var” derdi.

Pahalılığın sebebi, maliyettir. Bir ürünün maliyetini artıran sebepler belli. Bu sebepler ortadan ancak devlet eliyle kaldırılır. Elektrik, devlet eliyle ucuzlar. Nebati’nin gözlerinde elektrik olabilir ama dükkânı aydınlatmıyor. Buzdolabını soğutmuyor. Vatandaşın kaldıracağı şeyler değil bunlar. Devletin kaldırmadığını, marketçi nasıl kaldırsın!

Haydar Baş, İstanbul Boğazı’nda elektrik üretip, vatandaşa bedava verecekti. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemin, en az üç bölgesi, elektriği sahip olduğu denizlerde elde edecekti. Deniz olmayan bölgelerdeyse rüzgâr ve güneş enerjisini devreye koyacaktı. 18 ay sonra bu ülkede elektrik bedava olacaktı.

Dünyanın terk ettiği “nükleer enerji” işini Rusya’ya verdik. Devreye girdiğinde elde edeceğimiz enerji miktarı, ihtiyacımızın olduğu miktarın sadece yüzde 10’nunu karşılıyor. Peki, bu miktar için değer mi, ülkemizi riske atmak. İskenderun ve Sinop’ta patlamaya hazır atom bombası bulundurmak, akıl işi mi?

Açlıktan büyük tehlike yoktur. Tarımı düşman gelse, bu ülkede bitiremezdi. Ama bu iktidar bitirdi. Buğdayın anavatanı Türkiye, buğday ithal ediyor, daha ne olsun. Bundan 5 yıl önce “böyle giderse kıtlık kapıda” diye yazmıştım. “Bu gidişle ekmek 10 lira olacak!” demiştim.

Geçen kuaförde tıraş oluyorum fırıncı bir ağabey, “ekmek 50 lira olacak!” dedi. Trabzon tam buğday ekmeği 30 lira zaten. Kim hangi alanda uğraş veriyorsa, olayı görüyor. Ne hikmetse bir tek, iktidar sahipleri görmüyor.

Atatürk’e birisi küfreder. Atatürk’ün bundan haberi yok ama yetkililer gerekli cezaya çarptırmak ister. Bir şekilde olay Atatürk’ün kulağına gider.

Sorar, “bu adam bana neden sövmüş?” diye. “Gazete kâğıdından sigara içiyormuş, sigara kâğıdı bulamadığı veya alamadığı için sövmüş” şeklinde mesele izah edilir. Atatürk; “Bırakın adamı gitsin. Siz içtiniz mi bahsettiği sigarayı? Ben içtim. Çok pis tadı var” diye anlatır.

İşte, Atatürk’ü bunun için seviyoruz. Ve Hoca Atatürk’ü de çok seviyoruz. Çünkü O, Türk bebekleri aç kalmasın diye uğraş verdi. Mamalar kilitli kutularda satılmasın diye, Milli Ekonomi Modeli’ni yazdı.

Türk milletine ait olan kaynakların, Türk milletinin evlatlarına adil bir paylaşım ile nasıl dağılır, bunun formüllerini icat etti. “Doğum İkramiyesi, Çocuk Maaşı, Ev Hanımı Maaşı, Vatandaşlık Maaşı” gibi projeleri geliştirdi. Haydar Baş’ın “kaynak” vurgusunu boşa çıkarmak için “Lozan’da gizli madde var, kaynaklar 20223’ten önce işletilemiyor!” gizli yalanları da, 3 gün sonra çöküyor.

Karadeniz’de gaz bulmuşmuş! Türkiye’nin her yerinde su bulundu ama Allah’ın suyunun litresi 2 lira. Millet su faturası korkusundan abdestsiz geziyor!

0 YORUM

YORUM EKLE

You may also like...