Oy’um Cihan’ın!
İstanbul’da sandığa gideceksem ki gideceğim, oy’um ne AKP’nin Murat’ına, ne Kurum’una, ne projesine; ne de Türk diyemeyen CHP’nin İmam’ına veya İmamoğlu’na… “İstanbul’da Rumların, Ermenilerin, Kürtlerin, Süryanilerin başkanıyım…” mealinden kurduğu cümle içinde Türk yoktu.
Ne iktidar “Türk” diyebiliyor, ne de muhalefet. BOP, öyle böyle değil, çok büyük bir projedir. Ve yüze yüze işin sonuna geldiler. BOP’un önünde tek engel kaldı: Anayasa’nın değiştirilemez ilk üç maddesi ve de değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen, 4 maddesi…
CB Erdoğan yine “bu benim son seçimim” dedi. Hangi şehrin belediye başkan adayı Sayın Erdoğan!
Yahut CB, belediye başkanlığına aday olabiliyor mu?
Neyse ki “son seçimim” dedi.
Peki, kaç kişi inandı “son seçimim” demesine?
Hiç.
Kaç defa “son seçimim” dedi ama tekrar seçime girdi ve CB oldu. 3’cü defa olamayacağı halde…
2028’de devredecekmiş!
Kimse inanmasın!
Daha önce de yazdım: Bu ülkede, 2 maddelik bir yasa çıkarılsın. Madde bir Sayın Erdoğan ölene kadar başta kalır! Madde iki, bu ülkede ne zaman seçim yapılacağına, Devlet Bahçeli karar verir!
Meral hanım da “oy vermezseniz, evime çekilirim!” diyor. Görevini tamamladı Akşener, bence de artık eve gitse iyi olur. Gelecek 14 Şubat’ta, öyle bir ağlar ki, kimse durduramaz alimallah!
Bahçeli “eve dön!” demişti birkaç defa. Bu defa dönecek ama “ev”den ne anladığınıza bağlı. AKP’nin kurulduğu eve mi? AKP’ye destek veren MHP’ye mi?
Hangi eve?
Neyse!
Siyasi aktörler, pek duygusal şu sıralar.
İstanbul seçimleri ne olur?
Valla her halükarda BOP kazanıyor.
İmamoğlu kazanırsa Kanal İstanbul, 4 yıl daha gecikir. Tek iyi tarafı bu… İstanbul’u yönetmesini beklemiyoruz, CHP’yi yönetmekten buna fırsatı olmaz zaten. AKP’nin Kurum’u normal şartlarda kazanmaz. Kurum bakan olacak, tekrar. İmamoğlu kazanacak, elinden alınacak, meclis çoğunluğu başka bir AKP’liyi “başkan” seçecek. İmamoğlu “mağdur” olacak, 2028’de Erdoğan’dan Türkiye’yi devralacak. Tahmin tabi ki…
BOP, her türlü yürürlükte olacak. Erdoğan’dan kurtulduk sananlar, CHP’nin Erdoğan’ı ile tanışacaklar. Türkiye için pek değişen bir şey olmayacak.
CHP’li Hikmet Çetin, küreselci ağabeylerine ne selam çaktı? “Ben buradayım, unutmayın!” çekti. “Atatürk hata yaptı!” dedi. “Ermenilerden özür dilenseydi!” dedi. E, daha ne desin Lice’li Hikmet!
Atatürk, milli mücadeleye başlarken “milletin istikbalini, milletin azim ve kararı kurtaracaktır” demişti. Şimdi günlük yaşayan bir topluma dönüştürüldük. Açlığa mahkûm edildik. Ne azim kaldı, ne karar… Yetiş Ya Muhammet, Yetiş Ya Ali!
Seçimden sonra, çok farklı bir Türkiye olacak. Karanlık, açlık ve sefalet artacak, yoksulluk kalıcı hale gelecek. “Emekliye verirsek, işçi ve memura veremeyiz” itirafından belli, durumlar çok kötü. Bu yaz, ayrıca çok sıcak geçecek.
Bunlara oy atarak vebalde kalmak istemeyenler, temiz aday arayanlar, 25 yaşında dopdolu bir genç olan Cihan Erdoğan Yılmaz’a oy atsınlar. Ben bu genç için sandığa gideceğim. Okuduğu Haydar Baş eserlerini, projeleriyle harmanlayarak, dopdolu konuşmaktan, bir cümle boş konuşmaya fırsatı olmayan bu delikanlıyı, tanrı nazardan korusun.
Polemik yapmaktan, tezleri ve tezlerin sahibini unutanların, bu delikanlıyı izlemelerini tavsiye ediyorum.
Bir de Üsküdar’da oturanlar için Yunus’umuz var. Yunus Ballı… Bu genç de ayrı bir can… 2015 yılı olabilir, metrobüs’teyim “Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli” diye cümleler kuruluyor. Konuşmaların geldiği yöne dikkat kesildim, bir genç heyecan içinde konuşuyor. Atatürk’ten, Haydar Baş’tan, metrobüs inliyor. Bir müdahale olursa hızlıca ön tarafa geçip sahip çıkayım diye de tetikteyim.
Ancak ne müdahalesi, ağzından sanki bal akıyor. O kadar gönülden konuşuyor ki, kimse kıyıp itiraz edemiyor. “Abilerim, ablalarım” hitabı, bitiriyor olayı. Köprüyü geçince ses kesildi, baktım inmiş, bu bizim Yunus!
Şimdi bu genç de, BTP Üsküdar adayı…
Sandığa, bu ikisi için gideceğim. Bu iki genci, ayrı tutuyorum. Haydar Baş’çı her ikisi de…
Bu kadar söyleyeyim!
Ramazan ayınız mübarek olsun.
