Sanırım, iki bin üç genel seçimleriydi… Sabah oylarımızı kullanıp, okul bahçesinde biraz beklemiştim. Karadenizli olduğunu şivelerinden anladığım bir karı- koca, okul merdivenlerinden el kol hareketleri ile tartışarak iniyorlardı.
Bana yaklaştıklarında ise, tartışma iyice büyümüştü. Yaşları elli civarı olan bu karıkoca tartışmasına istemeden kulak misafiri olmuş ve bir türlü unutamadığım bir cümlesini duymuş ve irkilmiştim.
Adam soruyor: “Ula deyirum saa Hatun! Oyu nireye attun?”
Kadın, “Ampül’e attum deyirum saa… Daha ne isteyesun? Be anlamaz adam…”
Adam “İşaretü nasuldi? Söle baa…İşığa mu attin…” Kadın ise “Ben ışık görmedum. Ha bole… Ampülün üzerinde Hançerleru varidu…”
Adam “Tamam hatun tamam… Doğru atmişsun, onlar hançer değildür… Ampulün işıklaridur.”
Kadın “Ne biçüm ışıktır daaa? Ben onları hançer gibi gördüm. Hemi de İnsanun böğrüne saplanacak gibi duraylar…” demişti.
On yıl sonra bu hanım ablanın hançer benzetmesini çok daha iyi anlamış bulunuyoruz. AKP eliyle “…Düşman dayamış hançerini vatanın böğrüne…” Hem de öyle bir dayamış ki, hiç çıkarmayacak ve sürekli karıştıracak şekilde…
Tamamen demokratik yollarla gelen bir iktidarın, yanlış politikaları sonucu dört yüzerli gruplar halinde ecnebi askerler ülkemize gelmektedir. Neden?
Suriye ülkemize saldırırsa bizi koruyacaklarmış!
Biz Suriye’ye ne yaptık ki? Üstelik Suriye bizim komşumuz… Hem de Müslüman. Üstelik Müslüman’ı Müslüman’dan bir ecnebi niye korusun? İşte aklı ve imanı ikisi birlikte çalışan her insan, bu işte bir oyun ve numara olduğunu çok kolay anlar.
Esat yönetimini, Hizbullah’a verdiği destek nedeni ile devrilmesini isteyen ABD ve İsrail’in yanında yer alarak iki yıldır isyancıları destekleyen Türkiye ne elde etti? Türkiye bir şey elde etmedi ama PKK, Kuzey Suriye’de devlet kurdu.
Barzani de Kuzey Irak’ta kurdu.
Türkiye’de ise “Özerk Kürt bölgesi” AKP’nin gündeminde Öcalan ile bunun müzakereleri yapılıyor. Bunu basından her gün okuyor ve dinliyoruz…
Sadece bu kadar mı?
Elbette hayır…
Türkiye AKP politikaları ile tüm komşularını kaybetmiş, “komşularla sıfır sorun” iddiası, komşularla sırf soruna dönüşmüş ve “Sıfır dost” kalmıştır. Artık Türkiye’nin üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla ve iki tarafı da PKK ile çevrilmiştir.
Tüm bu gelişmeleri ise iktidar; Çamlıca’ya camii, Özal’ın zehirlenmesi ve on iki Eylül’ü yargılama gibi, suni gündemlerle örtmeyi başarmıştır. Kısaca millet başına örülen çoraptan, habersiz bir şekilde kaçınılmaz sonu beklemektedir.
Ülkenin doğusunda devlet otoritesinin kalmadığı, teröristlerin açlık grevi şantajlarına boyun eğerek, Öcalan’ı muhatap alan iktidar, günü kurtarma derdinde. PKK tanıklıkları ile askerleri sanık sandalyesinde yargılayan AKP’nin “Adaleti” tarihe geçmiş durumda…
Artık terörist başına “Sayın” demek mahkeme kararı ile teminat altına alınmış durumda. Dokunulmazlıkların kaldırılması tiyatroları gösterimde iken, “Halka silahlanın” diyenler, belli ki Atlantik’ten çalınan “Kürt Baharı” düdüğünü duymuşlar.
Tüm bu gelişmelerin AKP iktidarında vuku bulduğunu görünce, Ampulün ışıklarını saf bir “gönül gözü” ile “Hançer” olarak gören bu kadın bilmeden de olsa, çok doğru görmüş meğer…
Ampulün ışıklarını hiç görmedik ama Hançerlerini görmemek için, galiba artık bakar kör olmak gerekir. Ampul’ün hançerleri, yedi tane ama biz bir tanesini yazdık…
Acaba sayısının yedi olmasında hikmet(!) ne? Hani Yahudilikteki yedi ışıklı şamdanla bir ilgisi var mı? Yok, canım sanmam… Bu ampul “Mübarek…” öyle şey olur mu?