Bu bayram da içimiz dağlandı!

İnsan sevdiklerinin yokluğunu en fazla, bayramlarda hissedermiş. Bayramlarda üstadımızla kılınan namazlar, yaptığımız sohbetler, çok başkaydı. Ve artık öyle bir ortamın olamayacağı gerçeğini kabullenmek, çok acı.

Günlerce siyah ufka bakıyoruz, nemli gözlerle.

Yahya Kemal ne güzel özetlemiş:

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,

Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

 

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!

Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

 

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;

Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

 

Bu şiiri, üstadımız çok güzel okurlardı. O bütün şiirleri güzel okurdu. Her şeyi güzel okurdu. Kâinatı, kainat kitabını ve hayatı… O kadar güzel bir sese sahipti ki, namaz kıldırdığında namaz hiç bitmesin isterseniz.

İlahi söylediğinde de o güzel ses mest ederdi. Düğünlerimizde okuduğu o güzel şarkılar. Mutluluğumuza ortak olup, o yaşına rağmen oynaması yok mu, çok başkaydı. Onunla her şey çok başkaydı.

Hocamla ibadetler çok zevkliydi gerçekten. Hac görevi gerçekten çok meşakkatli bir ibadettir. Ama hacda O başka biri olurdu adeta. Hepimizden daha gençti. Yorgunluk nedir bilmezdi. Bizim bedenlerimiz ruhumuzu taşırken, O’nun ruhu bedenini taşırdı adeta. Çünkü o yaşta bir insanın, o kadar dinç olmasının başka izahı yoktu.

1999’da birlikte gitmek nasip olmuştu. Aman Allah’ım, o günü tekrar yaşayayım, ruhumu al isterim… Medine de kaldığımız otelde sabahları bizi namaza kaldırması yok mu? “Namaz, namaz” diye odaların kapılarında seslenirdi. Sesini duyduğumuz an fırlardık, yataklarımızda.

Kıyametten sonra dirilme sesini tercihimize  bıraksalar, üstadımın o sesiyle dirilmek isterim. İsteyelim, belki de olur Allah nelere kadir. Kişi sevdiğiyle beraber olabiliyorsa, dirilirken de bu söz konusu olabilir. Değil mi ama “namaz, namaz” diye uyanırız inşallah…

Hayatımda, ilk defa Kâbe’yi göreceğim canlı olarak. Ve “Kâbe’yi ilk gördüğümüzde yapılan duanın kabul olacağı” şeklinde bir hadis veya inanış var. Ve demişti ki hocam, “Kâbe’yi ilk gördüğünüzde Allah’ım benim yaptığım ve yapacağım duaları kabul eyle!” şeklinde dua edin.

Bende kendimi şartlandırmışım, Kâbe’yi  ilk gördüğümde bu duayı yapacağım diye. Sağa sola bakmadan önüme bakıyorum zannediyorum ki Kâbe dibine kadar gidip gözümü açıp, bu duayı okuyacağım. Kâbe’ye yaklaşırken kapıların birinden  Kâbe’yi gördüm. Heyecanlandım ve duayı unuttum.

Aynı şey rüyamda da başıma gelmişti yıllar önce. Rüyamda Kâbe’yi görünce heyecanlanmış “Allah’ım yaptığım ve yapacağım duaları kabul et” diyeceğime, “Allah’ım yaptığım ve yapacağım günahları affet” demiştim. Şimdi Kâbe’yi gerçekten görüyordum ama yine heyecandan duayı şaşırıyordum.

Bu kez aklıma ezberimde olan hiçbir isteğim gelmedi. Hiç hesapta olmadan Kâbe’yi görmem boşa geçmesin diye “Allah’ım beni dininin şehidi eyle” diye dua ettim. Ama üzüldüm, yapmam gereken duayı hatırlamadığım için.

Cin mescidinin yakınındaki evimize döndük. Üstadımızın güneşi kıskandıracak aydınlık yüzü ve tebessümü bizi bekliyordu. Sanki yaşadığım halin farkında gülüyordu, duanızı yaptınız mı diye sordu. O zamanlar yaşım genç, daha bir girişken ve rahatım kendilerine karşı.

Hocam yanlış dua yaptım!’ dedim, güldü.

Oğlum duanın hepsi güzeldir, sen anlat” dedi.

Ya rabbi beni dininin şehidi eyle dedim.

Tamam, yanlışlık bunun neresinde oğlum, dedi.

Hiç hesapta yoktu böyle bir dua, füze gibi gökyüzüne yükseliyordur sen onu Patriot gibi vur da düşür aşağı! dedim.

Bir kahkaha attı. Kahkahası dahi “Allah” derdi inanın. O yüzden, O’nu güldürmek kadar hayatımda bana huzur veren bir şeyi tatmadım. Şimdi o gülüşleri, o konuşmaları, o ibadetleri, insanın içini dağlamasın da ne olsun.

Bu bayram da içimiz dağlandı!

Bütün arkadaşlarımda eminim bu hüzün vardı. Bizler böyle iken kıymetli aile bireyleri kim bilir, neler yaşıyorlar. Hepsinin buradan bayramını kutlarım. Tırnakları taşa değmesin. Dünyada dert yüzü görmesinler.

Ha, unutmadan tamamlayayım sonra dedi ki “Evladım, duan çok güzel. İnsan nefisini zikirle yaktığı taktirde, yatağında ölse dahi şehit olur. İlle cephede düşmanla çarpışması gerekmez. Nefis düşmanıyla çarpışmakta aynı sonucu götürür. Tabi ki vatan müdafaasının gerektiği zamanlar olur, o başka...”

Allah, şefaatinden ayırmasın.

1 YORUM

Bezci

Abdullah

Amin amin amin

YORUM EKLE

You may also like...