Haydar Baş’a sarılmadan olmaz!

 

Ülkemiz insanı, dininden soğutuldu. Ve hatta büyük ölçüde, imanından edildi. Hiç beklemediğiniz insanlardan, öyle sözler çıkar oldu ki, ‘yıllardır tanıdığım bu arkadaş imanını mı kaybetti?’ diyorsunuz. Bu bir sonuçtur.

Operasyonlar ülkesi Türkiye!

Emperyalistlerin ürettiği ve türettiği İslam olmayan İslam türleri; Ilımlı İslam, Radikal İslam ve de Siyasal İslam uygulamaları, İslam’a nefreti doğurdu. Kendi ülkenizde “din-iman” demek cesaret ister artık!

Peki, ne olacak?

Teslim mi olalım, yoksa vatanımızı savunur gibi dinimizi de savunmamız mı gerekir? Tabi ki de…

Bilge İnsan Prof. Dr. Haydar Baş, Atlantik’in her türlü zehrine karşı, panzehirler ortaya koymuştu. Vatanı Savunmak için Atatürk’ü savunmak gerektiğini, Hoş Geldin Atatürk ile ortaya koydular.  “Atatürk Vatandır” dediler ve ne güzel dediler.

Bugün artık cami ile anıtkabir arasında yıkılmaz bir köprü var. Siyasal İslam’ın dincileştirdiği kesimler Atatürk konusunda düşmeye başladılar. “Atatürk büyük insanmış” demeye başladılar. Emin olun Haydar Hoca yaşasaydı,  ‘dinciler’ büyük ölçüde şimdi Atatürkçü olmuşlardı. Yine de olacaklar, göreceksiniz!

Geçenlerde İslamcı kadın yazar Şenlikoğlu “muhafazakârlar Kemalistleşiyor!” itirafında bulundu. Kafa ve gönüllerde devrim, böyle bir şey işte… Haydar Baş, attı tohumu, bugün yeşeriyor. “Atatürk Peygamber soyundan” dedi, tepkileri hiç hesap etmedi.

Neden etsin ki,

O bir devrimci!

O bir ezber bozucu!

Tanıdığım en korkusuz adamdı O!

Üstelik var olan bir hakikati haykırmak gerekirken, bundan geri durur mu?

Kraliçe’nin peygamber soyundan geldiği” yalanı dillendiriliyor Akit’lerinde ses yok, “Atatürk seyyit” dendiğinde patlıyor, çatlıyorlar. Patlama, çatlama süreci sona erdi, tohum başak verdi. Türk milletinin hacısı hocası da artık Ata’sına koşuyor.

Çığır açtı Haydar Hoca, o yolda milyonlar yürüyecek artık.  Burası tamam…

Milli Ekonomi Modeli ise silahsız işgalin, küresel sömürünün önüne geçti. Öylesine büyük bir olay ve gelişme ki, Türkiye için yazılmış bir model, dünyanın yeni düzenin temelini oluşturdu. Milli Paralarla Ticaret olgusu kıtalar aştı, BRICS oldu ŞİÖ oldu. Bugün Türkiye, buraya girmeye çalışıyor.

Haydar Baş’a gelmek, kıtaları dolaşarak olmamalıydı. Ama görmeyenler için öyle oldu, bu kendi sorunları. Yine de Atlantik’ten çıkamazlar. Nasipleri kurudu. Atatürk gibi Haydar Baş’ın da kıymetini bilmediler.

Atlantik’in tekerine taş koyduğu için  yerli işbirlikçiler, yemeye çalıştılar. Ahir ömründe bunlarla uğraştırdılar. “Allah’ın veli kuluna düşmanlık edene, Allah harp ilan eder” gerçeği gün gibi ortada iken şunu diyebilirim, sonları çok kötü!

Ne demişti: “Sonlarına kendileri bile hayret edecekler!”

Emin olun böyle!

Neyse konuyu dağıtmadan, ifadelim ki, dinimize de sahip çıkmamız gerekiyor. Siyonist İslamcılarla, Siyonist Türkçülerin ektiği fitnelerden uzak durarak, dinimize sahip çıkalım. Sihirbazların sihrini, Musa’nın asası yer!

Ehl-i Beyt İslam, Kraliçe İslam’ını, CİA İslam’ını yiyecek, Türk’ün milli dini İslam’ı Hacebektaş nefesiyle, Haydar Baş teziyle tekrar yoğurup, bu milleti bir bilek, bir yürek yapacaktır. Hacebektaş gerçeğine, Haydar Baş format atıp gitti bu dünyadan.

Devlet ile kavga eden değil, devleti kendi alanına, dini kendi alanına oturtan İslam anlayışı, oyunları bozacaktır. İslam’ı nefisleri yerine devlete giydirmeye kalkanlar, insanımızı, büyük bir boşluğa düşürdüler. Her şeyin suçlusu olarak İslam’ı görmeye başladılar.

Deistlik ve ateistlik gençliğin sokulduğu yeni çuval oldu. Nasıl ki 28 Şubat AKP’yi doğurdu, işte AKP’de malum şeyleri doğurdu. Düşürüldüğümüz tuzaktan ancak Haydar Baş’a sarılarak kurtulabiliriz.

Haydar Baş’a sarılmadan olmaz!

 

 

0 YORUM

YORUM EKLE

You may also like...