Matem günlerindeyiz

Sünni kardeşlerimiz bu günleri pek bilmezler. Alevi, Caferi veya Şii’lerin kutsal günleri zannederler. Suçlamak için söylemiyorum, durum tespiti yapıyorum. Bilmiyoruz. Bizlerden saklanan gerçekler… Peygamberin torunu Hz. Hüseyin’den söz ediyoruz. Çaycı Hüseyin’den bahsetmiyoruz!

Oysa bu günler, tüm Müslümanlar için son derece önemli günler. Hz. Muhammet’i Peygamber olarak kabul etmeyen Müslüman var mı? Etmeyen zaten Müslüman olmaz. Ehl-i Beyt de aynı şey.

Hacda iken, sinek öldürseniz, kefaret için kurban kesmeniz gerekiyor. Bu ölçüler ortada olduğu halde, çölün ortasında Peygamber evlatları katledildiler.

Katledenler Yahudiler mi?

Hayır.

Hıristiyanlar mı?

Hayır.

İslam’ı siyaset, siyaseti de İslam olarak görenler, katlettiler. Muaviye’nin oğlu Yezit’e “halife” ve kendilerine “İslam Ordusu” diyen vahşet sürüleri katlettiler. Alınacak öylesine dersler var ki…

Aralarında kız kardeşi Zeynep başta olmak üzere Peygamber ailesinin bütün fertleri olduğu halde, muharremin 1’inde yola çıkarlar. 2’sinde Kerbela’ya varırlar. Vardıkları an etrafları çevrilir ve suları kesilir., Yezit’e ait 30 bin kişilik ordu tarafından.

Çöl sıcağında, çölün ortasında adeta kavrulmaları beklenir.  O sebeple, “bir yudum su içen herkes beni düşünsün” dediği rivayet edilir, İmam Hüseyin’in.

Muharremin 7’si olduğunda depolardaki sular tükenir.  Bir damla dahi suları kalmaz, kadınlar çocuklar olduğu halde,  tam üç gün geçirilir. Aşure gecesi yani, 9’uncu gece, ertesi gün son büyük saldırıya uğrayıp, şehit olacaklar. O gece İmam Hüseyin birazcık uyur. Yarım saat kadar sonra gördüğü rüyanın etkisiyle uyanır.

Kardeşi Zeynep’e seslenir. Herkesi yanına toplar. Yarın olacaklardan ötürü, kardeşine çocukları ve kadınları alıp, gece karanlığında gitmelerini söyler. Kardeşi Zeynep, “sana bir şey olursa, annem Fatma’ya ne cevap veririm!” diyerek itiraz eder.

Babam Ali ve Annem Fatıma, ağbini nasıl çölde tek bıraktın derlerse, nasıl mahcup olurum…” sözleriyle İmam Hüseyin’i ikna etmeye çalışır. “Dedem Resululullah, arşın küpesi Hüseyin’imi tek bıraktın, derse ne diyeyim!” sözlerinden sonra, iki kardeş ağlayarak sarılırlar birbirlerine.

Ve İmam Hüseyin, “az önce dedem Muhammet, babam Ali, annem Fatıma, abim Hasan, hepsi beni ziyarete geldiler, bu çadırda onlar vardı”  dedi. Gökleri ağlatan manzara…

Ertesi gün yani 10 Muharrem günü susuzluk öylesine canına tak etmişti ki, Fırat Irmağı’nın kıyısına gitmek istedi, askerler önlerinden çekildiler. Fırat Irmağı’na vardığında su içmek için yüzükoyun yattı.

Şimr adında bir alçak “bu su içerse yine hayat bulur. Su içmeye fırsat vermeyin, bırakmayın” dedi., engellediler. İmam Hüseyin bu sefer avucu ile biraz su aldı, atılan bir ok ile mübarek ağzı yaralandı, ağzına aldığı bir yudum da kanla beraber aktı.

Ağzında kanlar aktığı halde, tekrar çadıra geldi ve durdu.

Katil sürüsünün başında olan Ömer İbni Sad çadıra yaklaştı “beni sen mi öldüreceksin Ömer!” dedi İmam Hüseyin. Ömer korktuğundan geri döndü ve adamlarına “işi uzatmayın, çabuk öldürün!” talimatını verdi. Çılgınlar gibi saldırdılar evladı Resul’e.

Hz. Hüseyin de karşılık verdi. Adeta babası Ali oluvermişti birden. Yaralı olduğu halde, aslanları kıskandıracak hamleler ile ilk melün sürüsünü hakladı. Arap aleminin korkulan savaşçısı olarak bilinen Zeyd Bin Ebtahi’yi  ile  Temim Bin Kahta bunların başında geliyordu.

Ömer ile Şimr uzakta durmuş bakıyorlardı. Birbirlerine, “hiç bunun gibi bir er gördüğümüz yoktur. Ailesinden onca insan öldürdük. Hepsi gözlerinin önünde oldu. Günlerce susuz kaldı ve bunca yerinden yaralı olduğu halde, bu ne direnç bu ne cengâverlik” dediler.

Kan kaybı bir süre sonra güçsüz bıraktı ve oturdu yere. Şimr melunu altı güçlü adamını gönderdi, oturur haldeki Hz. Hüseyin’in üzerine.  Zer adında bir melun, kılıç darbesiyle bir kolunu düşürür. Tek koluyla gelen saldırılara bir süre daha karşılık verir, İmam Hüseyin.

Halden düşünce çadıra dönmek istedi ama gitmesine fırsat vermezler. Mübarek vücuduna arkadan bir süngü saplarlar. Öyle ki, süngünün ucu önden çıkar. Sonra İmam’ın pak ruhu, Allah’a uçar. Buna rağmen, “saldırın!” bağrışlarıyla nurdan bedenine darbeler inmeye devam eder. Mübarek vücudunda 34 kılıç ve 33 mızrak yarası açılır.

Çadırda ağlayış ve bağrışlar gökleri inletir.

Mübarek başının kesilmesi istenir. Fakat başını kesmeye kimse cesaret edemez bir müddet. Sinan b. Enes denilen melun keser,  o mübarek başı. Kin, bununla da bitmez. Üzerindeki elbisesi soyulur. Bahr b. Ka’b denilen başka bir melun da, üzerindeki elbiseyi soyar. Başsız bedeni atlara çiğnetmeye kalkarlar.

İmam Hüseyin’e kadar onlarca şehitler verilir.  Biz sadece Peygamber ailesinden bazılarını sayalım. Her biri, ayrı ayrı İmam’dan izin isteyerek düşmanın üzerine atılıp, cennete uçarlar. Ali Ekber henüz 20’sinde bir yiğit, görenlerin korktuğu bir pehlivan, savaştı yüzlercesini öldürdü ve şehit düştü. Müslim Bin Akil’in oğlu Abdullah da, şehit edilir.

Hz. Hasan’ın oğlu Kasım daha 13 yaşındaydı, amcasının yolunda canını verdi. İmam Ali’nin oğlu Ömer, kardeşi Osman, yani Hüseyin’in kardeşleri, şehit olurlar. Yine İmam Hasan’ın oğlu Abdullah, şehit olur amcasından önce. İmam Hüseyin’in kundaktaki bebeği Ali Eser bile şehit olur. Evladı Zeynel Abidin bir de kardeşi Zeynep kurtulur sadece. Ertesi gün, El Gadiriye köylüleri şehitleri toprağa verdiler.

Müslümanlar bu matem günlerinde, çok ağlamalılar. Ehl-i Beyt’i sevmek farzdır, onlara ağlamak da ibadettir. Bizler, Hz. Hüseyin’e ağladıkça temizleniriz. “Ehl-i Beyt, tertemizdir”. Tertemiz olanı sevmek, tertemiz olana sarılmak, tertemiz olana ağlamak, bizleri temizler.

İçinde bulunduğumuz zifiri karanlıkta, onları konuşmak, anmak, gönüllerimize aydınlık getirecektir. Bize bu gerçekleri öğreten, anlatan, hayatının merkezine Ehl-i Beyt’i koyarak yaşayan, bilge insan , kamil ve arif insan Prof. Dr. Haydar Baş’a selam olsun ve sonsuz rahmet olsun.

 

 

 

8 YORUM

Ahmet Arif

Yüreyimiz yandı Ey Hüseyin..!

Bu ne hainlik..O gün İmam Hüseyini öldürenler, bugün Haydar Hocanın karşısındalar..Olaylar çok benziyor..Lanet olsun Yezit ve taraındakilere..

Allah(cc) sizden ve Pr. Dr. Haydar Baş hocamızdan razı olsun.. Mekanı cennet olsun inşaallah..

Asd

Allah(cc) sizden ve Pr. Dr. Haydar Baş hocamızdan razı olsun hocam.... Haydar hocamızın mekanı cennet olsun inşaallah. Sizler gibi insanların varlığını bilmek rahatlatıyor insanı.. teşekkürler ..çok teşekkürler..

Hasan Taşkan

Ehlibeyt Sevgisi

Rabbim Haydar BAŞ hocamız dan sonsuz Razı olsun ki bizleri Ehlibeyt sevdâlısi müminler olma konumuna yükseltdi. (Rabbim, sizlerdende razı olsun ki bu Ehlibeyt nûrunu yansitiyorsunuz ).

Ömer kurt

Bugün Matem

Çok güzel yazmışsınız, İmam Hüseyin anmak onu ismini söylemek onu bize anlatan Haydar Başı anlatmak bence en büyük ibadettir

Abdullah bezci

Ya Hüseyin

Allah sefaatinden ayırmasın

Haydar

Aşk

Yanan yüreğimiz hiç sönmesin.

Özkan

Kainat sarsıldı

Kalbinde imanının ölçüsünü görmek isteyen bu yazıyı okusun ve hissiyatına baksın.

Ali

Matemdeyiz

Ağlattın kardeş😪😪😪

YORUM EKLE

You may also like...