Nil’den Fırat’a kan!

2,5 milyon insan, Gazze açık hava hapishanesinde yaşamaya çalışıyordu. İsrail, Hamas’ın kendilerine attığı pası, gole çevirip soykırım uyguluyor. Topraklarını al, mabetlerine çök, kadınları ve çocukları öldür!

Kitapları “öldürme” diyormuş!

Ne kitabı?

Siyonizm’in kitabı yok ki!

Abdülhamit’in toprak satışlarıyla, toprak aldılar. İngilizler, alınan bu topraklarda Türk’ün hâkimiyetine son vermek için, Lawrence gibi ajanlarını gönderdiler. Ajanların kandırdıklarından, eşkıya sürüleri oluştu. Bu sürüleri, Türk askerlerinin üzerine saldılar.

Cepheden cepheye koşmuş Osmanlı, Türk varlığını bu çöllerde eritmiş. Mustafa Kemal genç bir subay iken, buraları boşaltıp, balkanları koruyup, İstanbul’un güvenliğini garanti altına almayı teklif etmiş, yetkili mercilere. Dinletememiş sözünü, üstüne üstlük bir de, Libya’ya gönderilmiş. Libya’da gözünü kaybetmiş, bedenini ise Anadolu’nun kurtuluşu için saklamıştı. Libya’da iken Selanik düşüyor.

Sen kalk, sözüm ona din adına bu büyük insana düşman ol!

Seni gidi İngiliz tohumu seni!

Neyse konuya devam edelim;

Küresel hesap, planlarından hiç şaşmıyor. 1948’de İsrail kurulduğunu ilan etti. 1978’de Camp David Anlaşması ile Mısır ve Ürdün İsrail’i tanıdı. Türklerin Kudüs’ten çıkışından tam yüz yıl sonra ABD, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etti.

İsrail hep kollandı, İsrail’e yan bakan ülkelerin, liderlerin başlarına türlü türlü belalar geldi. Irak, İsrail için 2003’te ABD tarafından işgal edilip parçalandı. ABD’nin bölgedeki emellerine hizmet taahhüdü içinde olan hükümetler de korundular. Görevlerinde uzun süre kaldılar, şekil a’da olduğu gibi…

2011’de İsrail’e şiddetli tepki gösteren Libya ve Suriye de parçalandı. Suriye yönetimi Rusya faktöründen ötürü duruyor ama ülke parçalı halde, Büyük İsrail için bekletiliyor. Irak parçalandıktan ve de içinden bir “İsrail parçası” çıkartıldıktan sonra, burası da İsrail’e “monte” edilmek üzere bekletiliyor. Barzani, “bağımsızlık” ilan etti ama ABD, “zamanı değil!” dedi, tanımadı. Biden, Barzani’ye “ikimizde ölmeden Kürdistan’ı göreceğiz” demişti ama…

İsrail, Müslüman coğrafyada, ülkelerin siyasetlerinde, çok etkin. İslam adına ortaya çıkan örgütler, genelde İsrail-İngiliz-ABD gizli servislerinin kontrollerinde hareket ederler. Mısır’dan İhvan başta olmak üzere, bir çok örgüt veya hareketler, kontrollerinde.

Milli Görüş, İslamcı mesela iktidarlarında İsrail’le yirmi küsur anlaşma yaptılar. Buna istihbarat ve eğitim anlaşmaları dâhil. “Üzeyir(Garih) bana hocamdan hatıra” diyen bir Erbakan var. İsrail’in Yahudi olmayan hiç kimseye vermediği “Üstün Cesaret Madalyası”nı kim aldı dersiniz!

İsrail’in kurucu babası Teodor Herzl’e mezar ziyareti yapanlar da, besmele ile kilise açanlar da, Papa ile “saray” açılışı yapanlar da ne hikmetse aynı adresler oldu. “Üç Din” anlayışı, “Dinler Bahçesi”, İbrahimi Dinler” gibi kavramlar ve gelişmelerin hemen hepsi, İsrail içindir.

İsrail’i büyütecekler, hem de Nil’den Fırat’a.

Nil’den Fırat’a çok kan akacak. Çok kan aktı ama daha bunlar bir şey değil. Müslümansız Ortadoğu, Türksüz Türkiye projeleri adım adım işliyor. İsrail’in güvenliğini tehdit eden ne varsa, hedef!

Masum insanlar, kadın ve çocuklar, Büyük İsrail yoluna kurban ediliyorlar. Kürtler, dünün kandırılmış Arapları olmayı,  Lawrens’in evlatları olmayı, reddetmeliler. Aksi takdirde Büyük İsrail temeline “kurban” kesilecekler!

İslamcılardan, Büyük İsrail oluşumuna hep katkı olmuştur. Beyazıt meydanında bağırmaları sadece Atatürk’e karşı olur. Vatandaşlarını uluslar arası sularda, İsrail vahşice katletmiş, açılan davaları dahi engellemiş bir zihniyetten, İsrail ve ABD’ye karşı bir adım beklemek saf dillilik olur.

SİHA’mız vuruldu, açıklamayı duydunuz. Bu ilk de değil. Daha önce de gemimiz vurulmuştu. Askerlerimizin başlarına çuval geçirilmişti.

Atatürk yaşasaydı İsrail kurulmayacaktı, bu çok net. “Atatürk yüzünden planlarımız yarım yüz yıl ertelendi” demişti Rockefeller. Atatürk, çöllerde Türk askerinin kanını akıtmayacaktı ancak çölleri de çakallara bırakmayacaktı.

Onca Türkçü, Atatürkçü hesap gördüm, en az İslamcılar kadar Amerikancı ve de İsrailciler. “Suriyeliler” diye bağırırlar ama İsrailliler Antalya’ya doluşurken susarlar. Hatta Ruslar, Ukraynalılar… Ege’de İngilizler için de, suspuslar… Yabancılara toprak satışları, vatana ihanettir.

Nil’den Fırat’a, Büyük İsrail, Hatay’dan İstanbul’a Roma ve Bizans hayallerinin ve hesaplarının çatışmaları ortasında kalmış Türkiye,  gözünü dört açmak zorunda. “Atatürk Vatandır” gerçeğinde ve vatan ortak paydasında, sivil ve asker, bir bilek bir yürek olmalıyız. Ve de vatan savunması için, Atatürk hattına koşmak zorundayız.

4 YORUM

Özkan Demirci

Yüreğim

Gözyaşlarımız kan olmuş yüreğimizden akar, yürek bu acılara nasıl dayansın.

Hasan Taşkan

Ortadoğu nun özeti

Çok uzunca yazılması gereken bir konuyu 1 sayfada özetlediniz vâr olunuz. Milletimiz şunu anlar inşaallah domuzdan post, gavur dan dost olmaaaz.

Ali

Bu yazi paylasilmali

Su yazi ulusal bir gazetede cikmaliydi. Bu yurek carpintisini milyonlar duymali okumali. Tek basina Haydar Bas olmak boyle bir sey olsa gerek. Kalemine saglik...

Ahmet Hakverdi

Nilden firata

Harika bir yazı olmuş ancak gerçekler çok acı. Nil’den Fırat’a kan başlığı her şeyi özetliyor

YORUM EKLE

You may also like...