İnsanoğlunun bu dünyada elde ettiği tek kazanç, belkide ilahi aşk sahibi olmasıdır. Hele hele bu asırda bu büyük lütfe ermesi kazançların en kıymetlisi olsa gerek?İyi de, bu nasıl olacak?Her şeyin yapay ve suni olduğu bu dünyada, insan ne yapmalı ki aşk sahibi olsun?Nerden başlamalı?Dışını mı süslemeli?Sarık, cübbe mi takmalı?Şalvar mı giymeli?Hayır. Bunların hiç birisi, ilahi aşk sahibi olmaya sebep değil. İşe; buradan başlayanlar, çulda çaputta aşk arayanlar, aşksız kalır ve kururlar. Kurumakla kalmazlar, Yunus'a göre hayvan olurlar.Aşk bir ateştir.Günahları yakıp, yok eden ateş?Kalbe girdiği vakit, içindeki her şeyi yakar, yok eder. Tüm fitne fücurları?Kalp, gönül evi demektir. Evin sahibi ise, Allah?"Ben yere göğe sığmam mümin kulumun kalbine sığarım" buyuruyor.Ev sahibi, kirli bir eve girmez. Hem de içerisi haşerelerle dolu iken?Ateşten daha iyi bir temizleyici olamaz. Bu yüzden cehennem iyi bir temizlenme yeridir! Ateşten temizlendikten sonra temiz olan cennete, girmeye hak kazınırız. Ama dünyada iken temizlenenler, gönüllerini ilahi aşkla yakanların, cehenneme girmesine gerek kalmaz.Bu âlemde yananlar, öbür âlemde yanmazlar çünkü?Yanmak, iki kez olmaz.Öyleyse yanmak gerek.Tabi kalbi, yani gönlü, yakmaktan söz ediyoruz.Öyleyse nasıl tutuştururuz bu gönlü?"Noldu bu gönlüm/Noldu bu gönlüm/Derdi gamınla/Doldu bu gönlüm" ?Demiş âşık? İşte tüm mesele bu aşkın, gönle girmesidir. İbrahim dahi, Nemrut'un ateşine bir mancınıkla fırlatıldı. Biz ilahi aşka, mancınıksız mı fırlayacağız?Gönlü ateşlenmişlere bakıyoruz. Hepsini bu ateşe bir fırlatan olmuş.Boşuna "Hiç kendi kendine kaynar mı kazan/ Çevre yanını ateş sarmayınca" dememişler.Bir köz etrafına, yanmamış kömürleri koyup üfleyince; köz, siyah kömürlerin rengini kendi rengine çevirir. Demek ki mesele o közü bulmakta?"Eşeddü hubben lillah" buyuruyor yüce Allah? 'Onların, Allah'a sevgileri çok şiddetlidir' buyuruyor. Aşk, sevginin şiddetli haline denir zaten.Ateş gibi yani?Yakıcı, yok edici ve mahvedici?İşte kömür gibi bir kalp, köz olmuş bir kalbe yapıştırılınca, közün rengine döner. Bu öylesine yüce bir haldir ki, insanlar bunu bir kez tatmış olsalar asla bir daha peşini bırakmazlar. Uğruna her şeylerini verirler.İbrahim Ethem, tacını tahtını terk etti bu aşkuğruna?Yunus kırk yıl odun taşıdı. Aziz Mahmut Hüdai hazretleri kadılık kaftanıyla, ciğer sattı, Üftade adına?"Bunlar eskidendi", demeyelim. Her devirde ilahi aşkın tutuşturucuları, Mancınıkla fırlatıcıları vardır.Rahmetli Celal Mısır, Ali Gedik, Baki Bektaş Hocalarımız bu aşk uğruna Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın etrafında pervane olup döndüler. Ülkeyi demir çarıklarıyla bir uçtan diğer uca, ömürlerince dolaştılar. Bir gönül için, eğildiler?Kırmadılar, kırıldılar. İncitmediler, incindiler?Sonunda 'hepsinden iyisi bir gönül'e girmeyi başardılar. Hem de öyle bir gönül ki, O gönülde Ehl-i Beyt var. Muhammed Mustafa'sı (s.a.v),Fatıma üz Zehra'sı, Aliyül Murtezası, İmam Hasan'ı, İmam Hüseyin'i var.O gönle giren, bunların kokusunu alır.Aşk bize uzak değil?Hem de Haydar Baş kadar yakın.
Aşk bize uzak değil